Sen beyaz gülleri severdin hep,
Bense keskin kokan karanfilleri...
Bir sabah,
Şarabi karanfilden bir damla alıp
Beyaz gülün yaprağına katıp da
Gurbete giden turnalara saldım...
Hani, giderlerken el salladığımız
Seyir biçimlerinde aşkı okuduğumuz
Vefalı kuşlarla sevgiler yolladım sana...
Ardından yaktığım ağıtlarla
Hiçbir şeye geçit vermeyen, yüksek
Karlı dağlar eridi de yol verdi
Kuşa, kurda, sevdalara, herkese...
Bilirim;
Sende şu kadarcık yürek yoktur,
Şöyle küçücük bile olsa.
Eğer olsaydı bil ki
Özlemle aranan kalbin erir de
Akardı, taa buraya kadar.
Hasreti bitiren bir buse misali
Can verirdi yanan, kuruyan karanfile...
Kayıt Tarihi : 9.10.2010 12:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ZEYBEK HOCA İbrahim Bey; Hayran oldum betimleme gücünüze... Turnalar tamam.. Ama o 'karışım', o güzel koku nasıl bir şey? Yare gönderilen anlamlı hediye bundan daha güzel ne olabilir? Şiirin akışı, duyguları okşayışı, ahengi harikaydı... Antoloji müsaade ederse yazdım buraya, tam puanant. ile... Saygılarımı, selamlarımı sunuyorum Değerli Şahsınıza...
![İbrahim Kavas](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/10/09/turnalarda-beyaz-guller.jpg)
Tebrikler...tan puan.
Çiçeklerin dili ile, turnaların yolu şiire nakış olmuş adeta... Bu şiiri şimdiye kadar neden okumadım ben?
Yürekten kutlarım, Hemşerim......
TÜM YORUMLAR (41)