Gök yüzünde bir çift turna süzülür;
Kanatları, “Sanki gelme, git! ” diyor.
“Acıtma canımı, canan üzülür,
Eline tüfengi alma, at! ” diyor.
“Yuvamı bozarsan, yuvan bozulsun!
Mezarsa muradın, cana kazılsın!
Bir kara yazıda, sana yazılsın
Bahtı kara bülbül olma, öt! ” diyor.
“Zalimin elinden, zulümler gördük,
Yuvalar terk ettik, yavrular verdik,
Bakıp da sanma ki, murada erdik.
Bozma ahengimi, görme, git! ” diyor.
“Yuvayı bilirsin, hanı bilirsin,
Mazlum isen “el aman”ı bilirsin,
Yürekten seveni, canı bilirsin,
Dön evine, yare sarıl, yat! ” diyor.
“Sen de sevdiğinin, tutsan elini,
Bulutlarda görsen, zülfün telini;
Gönülden dinlesen, tatlı dilini;
Bırak taşsın deniz vurma, ket! ” diyor.
“İş’ar verip durma, çabuk sezilir;
Ayan beyan aşktan erken bezilir;
Cennet bile canan ile gezilir.
Değer ver öğüdüm salma, tut! ” diyor.
“Turnalar aşk için oynar havada,
Mutluluk bulurlar elbet yuvada,
Ali Ulvi! Sevgi denen ovada;
Fidanlar yetiştir; ekme ot! ” diyor.
16 MAYIS 2012
Kayıt Tarihi : 9.11.2013 10:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)