TÜRKÜYÜM
TÜRKÜYÜM
Türküyüm;
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğine sağlık türkü dostu şair kardeşim. Türkü tadında olmıyan şiirin zaten avcarı eksik demektir. Yüreğinden esen türkü nağmelerin eksilmesin. ilhamın bol olsun.
Türküler bizim... Umutlar bizim.
Aslında şiir üzere ilave olunan resim ile ben farklı bir mesaj vermek istiyorum. Yeni nesil müzik anlayışı kimi türkülerimizin ahengini bozarak onlara rock rak hip tarzı yakışmayan ritm katmaktalar ki türküde ki maneviyatı bozuyor kanaatindeyim. Türküler bizim değerimizdir. Her birinin destanlaşmış hikayesi vardır.
Söz uzar____
İbrahim beyin bu manidar çalışmasını yürekten kutluyor, hürmet ve selamlarımı sunuyorum...
__SEVDAZAN__
Türküyüm;
Sanılmasın ki sözcük dizisi
Tarihin derinliklerindedir onca köküm
Gökler, gökler arşınlar her sözcük
Bulut savurur, kör duman
her sözcük
Türküyüm;
Dal budak
Ağıtlarda kırılır bir dalım
Ağıtlarda tutuşur ateşim
Ağıtlarda pişer, tüter dumanım
Türküyüm;
Yağmurlar bende yağar
Çayır, çimene bürünür
gül tomurcuğa
Ağıtlar pişirir, ağıtlar kokuya sarar
Her kokuda, düşer iki damla gözyaşı
Türküyüm;
Sen kokar her sözcüğüm
Alın teriyle yazılır, nasırla bölünürüm
Kanla yazılırım, gözyaşında yunurum
Yürek sızın ondandır, gülüşün ondan
Türküyüm;
Türküde doğar türküde ölür
Türküyüm;
Sizde doğar bir bir,
sizde ölür
Ne zaman ki
Öldürmediniz kendinizi,
beni
Size
türküyü yine ben söylerim
türkü tadında
Türküyüm;
Sazın telinde inleyen
yüreğiniz
Zurnaları titreten
Yer gök inleten
ahı vahınız
Al yazmalı halaylarda uçuşan
özlemleriniz
Ağıtlardaki acı;
kor bağlı, yanan yüreğiniz
Ne zaman ki
Ağıtlar koymadınız kucağıma
Sevdaları sürdünüz soframa
Güldünüz yüzüme
İşte o zaman
bende görün sevda türkülerini
Ben; sizde göreyim halayı
türkü türkü,
ben sizde…
ben anadolu çocuğuyum türkü sever türkü söylerim
can dost yüreğine kalemine sağlık var ol dost
diyecek sözüm yok selam olsun gönlüne
kelamına diline eline kalemine saygılar hocam
Türküyüm;
Dal budak
Ağıtlarda kırılır bir dalım
Ağıtlarda tutuşur ateşim
Ağıtlarda pişer, tüter dumanım
Türküyüm;
Yağmurlar bende yağar
Çayır, çimene bürünür
gül tomurcuğa
Ağıtlar pişirir, ağıtlar kokuya sarar
Her kokuda, düşer iki damla gözyaşı
Türküler sevdamız türküler gerçek hayat gibi yüreğine sağlak İbrahim bey hep türküyle kalın kutluyorum ve tam puanımı yolluyorum şiirinize
teşekkürler kalem...şiir tadında ,şiir kıvamında..tadı tuzu eksik edilmemiş mısraların..yüreğinize sağlık..
selametle kalın.
güzel bir paylaşım olmuş kutlarım ibrahim bey
Azizim!
Türkülerimiz yürek sesimiz, sevdamız, destanımız, kültürümüz, yaşantımız, hayata bakış açımız, hayatı algılama bicimimiz, kısacası türkü bizi biz türküyü çağırırız . harika bir şekilde kaleme alınmış harika birt şekilde seslendirilmiş kabul buyurun benden tam puan
saygı ve sevgilerimle
**Türkülerin ve türkülerimiz susmasın yüreğine sağlık kutluyorum sonsuz selam ve saygılarımla**
SAYĞIDEYER HOCAM ŞİİRİNİZ HRAİKA SESİNİZDEN DİNLEMEK BAŞKA HARİKA . TEBRİK EDERİM .KALEMİNİZ BOL OLSUN .TAM PUAN .SAYĞIYLA
AZİZ DOSTUM BU GÜZEL ŞİİRİNİ, OKUDUM. VE TATLI SESİNDEN DE DİNLEDİM.. YÜREĞİNİZE SAĞLIK.. TÜRKÜ HERŞEYİMİZ, DUYGULARIN TERENNÜMÜ. TAM PUAN VE ANT ALIYORUM.. SAĞLICAKLA KAL .. SELAMLAR..
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta