Bu yazımızda; Dr. Oğuz Paköz’ün kültür dünyamıza kazandırdığı Türkülerle Giden İlbey isimli öykü kitabını konu edineceğiz.
Sıcağı sıcağına bendenize de gönderilen ve ismini ilk öykünün başlığından alan eser 88 sayfadan oluşmaktadır. Gerçek hayattan esinlenerek kaleme alınmış birbirinden güzel 11 öykünün yer aldığı; okuyucuyu ilk sayfasından itibaren sarıp sarmalayan, kendini elden bırakılmamacasına okutturan, kahramanıyla birlikte her öykünün geçtiği belde ve bölgeleri gezdiren kitap Temmuz 2013’te Ankara’da (Öncü Basımevi, İskitler) basılmıştır.
1947’de Kahramanmaraş’ta doğan yazarımız 74’te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Maraş’ta bir süre pratisyen hekim olarak çalıştı. 1982’de Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi biyokimya bölümünde ihtisasını tamamladı. Zorunlu hizmetini Çorum, Elbistan ve Kahramanmaraş devlet hastanelerinde yerine getirdi. 1984 sonrasında Maraş’ta özel bir laboratuar açtı. Bu görevi 2008 Eylül’üne kadar sürdürdü. Bu tarihte laboratuarı kapatarak Kahramanmaraş’ta özel bir hastanede çalışmaya başladı. O gün bu gündür sözkonusu özel hastanenin laboratuarının sorumlu doktorluğunu yürütmektedir.
Paköz evli ve dört çocuk babasıdır. Kahramanmaraş’ta bulunduğu yıllarda uzun süre politika ile de uğraşmıştır. 3 yıl Türkocağı başkanlığı yapmıştır. Rauf Denktaş’ın Maraş’ı ziyareti onun başkanlığı döneminde gerçekleşmiştir. Bu arada dört kez Tabipler Odası başkanlığına getirilmiştir. Kahramanmaraş Meslek Odaları Birliği’nin kurucularından olup uzun süre başkanlığını da yürütmüştür. Yine aynı dönemde Güney İlleri Tabip Odaları Birliği’nin kurucuları ve yöneticileri arasındadır.
Paköz, 2002’de kurulan Kahramanmaraş Kültür-Sanat Evi Derneği’nin kurucu başkanı olup onbir yıldır başkanlığını ve aynı zamanda derneğin yayın organı olan sanat ve edebiyat dergisi Alkış’ın sahiplik ve başyazarlığını da sürdürmektedir. Kılgı, Var Varanın Sür Sürenin, Maraş Destanı ve Bombalar Öldürmez Sevgiyi adlarını taşıyan yayımlanmış beş eserine Türkülerle Giden İlbey de eklenmiştir.
Paköz; aynı zamanda şair kimliğiyle öne çıkan ve geçmişle geleceği kaynaştırma kaygısını her yazısında hissettiren bir kalemimizdir de... “Tıbbiyeden her şey çıkar, arada bir doktor da çıkar” sözü tam da Oğuz Bey için söylenmiştir. O; bizim olan her harf ve rakama sahip çıkılması gerektiği şuurunu kilimdeki motif kadar arı duru işleyen, “Geçmişine sahip çıkmayan milletlerin geleceği olmaz” şiarının idrakinde olan bir yazar-şairdir…
Kaleme aldığı şiir ve nesirlerde yeni nesle her fırsatta geçmişini hatırlatan, yarına ait kaygıyı bugüne taşıyan, idealist fikrin vücut bulduğu özü pak, adı gibi Oğuz soylu bir aydındır…
Tek unutmak için acılarımı
Baksana; kırdılar kapılarımı
Yağmalandı kalbim, ömrüm, herselim
Kursuna dizdiler anılarımı
Yenik duştum bu savaşta neyleyim