Koruganlarını yitirdi dağlarımda türküler
Üç telli curamın koptu tellerinden birisi
Ne âhenk, ne düzen kaldı, ne ayak
Kan revan dökülüyor yurdumun ezgilerinden
Egin kanat düşürüyor, Harput yas tutuyor
Ertaş bozlakları soluğunu yitirmiş
Türkü “bar”larda söylenenler türkü değil
Ses yok; haber gelmiyor âşıkların sezgilerinden
Kanatları alevden kuşlar ile göçe gidenler
Bir gittiler, pir gittiler; dönmediler bir daha
Türküler mi! Hükümsüzlerin hükmünde kaldı
Hazâna düştü sazlar, sözler, ezgiler
Ruhsatî, Sümmanî, Hicrânî sözün sultanları
Neredesiniz! Türküler bir bir elden gidiyor
Türkülere güldeste sunarken zaman
Karacaoğlan aşk beslerdi mısra mısra dil vurup
Dadaloğlu heybet heybet söz çalardı dağlara
Köroğlu’nun nidâları haykırıştı mert çalım
Pir Sultan’ın nefesleri açtırırdı elleri göğe
Ah! Sevda sesleriyle süslenmiyor bugün türküler
Kime yansam derdimi, kime etsem şikayet
Türkülerim yozlukta, kimseler umarlı değil
Gerçek sevda kalmadı yüreklerin içinde
Ölünecek uğruna mâşuk bile yok bugün
Bu yüzden mi kalır memleketim türküsüz
Bu yüzden mi soylu âşık yok bugün
Veysel Usta; âşıkları gözet öte yaka yurdundan
Yarınlara dil vuracak varsa bir söz ustası
Nefesinle, sesinle himmet et uzaklardan
Türkülere ağıt yakılacak hâller yaşarız şimdi
Kavalı, bağlamayı, nayı; sadece ağaç sanırız
Veysel Usta; âşıkları gözet öte yaka yurdundan
Kayıt Tarihi : 3.7.2008 12:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!