Türkülerimiz...
Sesimiz, soluğumuz, gözümüz, kulağımız, avazımız,
Türkülerimiz...
Bir ucu yanık mektuptaki sevdanın sesi,
Gurbetle sılanın arasına sıra, sıra dizili mor dağları aşan turna kuşu.
Dillendikçe insana huzur veren en serin rüzgar.
Tokluğu unutmuş sofralara ansızın kurulan doyumsuz aş, ekmek;
Sustuklarımızı duymayanlara mızrap ucundan yiğitçe el veren ezgi.
Gücümüzün direnci,
Dayanağı,
Yokluklar içinde tutunduğumuz en sağlam ağaç dalı gibi.
Her nağmesinde, her ezgisinde bambaşka duygular ile
Bir çınar ağacına yaslanır gibi
Pir Sultan Abdal yeşertir zeytin ağaçlarında.
Kul Nesim'in ruhu okşar sanki tüm bedeniyle ömrümüzden yüzülen kayıp giden yılları.
Mahsuni Şerif, Aşık Veysel, Neşet Ertaş tel ucundan akar sanki ömrümüze.
Berrak nehirler gibi coşar duygular.
Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Behçet Aysan ve nice ozan ve şairler uyanır küllerinden.
Madımak tarlasında doyumsuz aş olur;
Eğilmez baş olur,
Yıkılmaz taş olur yüreklerde.
İşte o güçtür dayanağımız, sabrımız, direncimiz.
Türkülerimiz...
Toprak kokulu memleket,
Ana göğsü gibi cennet kokar...
Kayıt Tarihi : 20.6.2022 18:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gülsen Dede](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/06/20/turkulerimiz-36.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!