Bir çiy damlası olsam karanlığında ayın
Zerre zerre yağsam saçlarına
Aksam gerdanından göğsüne, Niagara’ymışcasına
Ürpersen, titresen, irkilsen.
Bir bebeği öper gibi masum
Öpsem dudaklarından ve her bir yerinden
Rüyaların boyunca
Yansan, kavrulsan Sahra çölünde kalmışçasına
Suyun olsam yudum yudum bana kansan.
Hoyrat ellerim şuh bedeninde,
Kucak dolusu, gelincik toplar gibi
Fısıltılarım ezgi olsa kulaklarında
Türküler söyleyerek gezer gibi Anadolu’nun bozkırlarında,
Dudak dudak teninde dolaşsam.
Sonra toprağın yangısı gibi yansan
Yağmur olup çisil çisil yağsam sana
Hamurlaşsak, karışsak, yoğrulsak...
Şehvetin zirvesindeymişçesine bir olsak
Hiç uyanmadan
Hiç korkmadan.
Hiç umursamadan.
11.05.2009
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır