TÜRKÜLER
Tarlasını sürerken Veli Dayı
güneşin sıcaklığında,
yorgunluk belirtileri görülünce
hayvanlarını çekiverir
ağaçların gölgesine.
Başındaki kasketini çalınca yere,
çıkarır tabakasını
tüttürür çigarasını,
savurur dumanlarını gökyüzüne.
Bir ah çeker ki derinden,
kalkamaz artık yerinden.
Alır baba yadigarı sazını eline,
dokunur, inceden inceye teline.
Nağmeler dökülür her bir telden,
yankılanır yanık sesi vadilerden.
“Şu karşı yaylada göç kater,kater
bir güzel sevdası sinemde tüter,
bu ayrılık bana ölümden beter,
geçti dost kervanı eyleme beni„
Gamla dolu,elemle yüklüdür türküler,
yaşamın sızıntısı olur
akar dillere,gönüllere.
Nasıl yankılanmasın türküler
benim beynimde?
Tarihi anımsatır, anadoluyu betimler.
Gelincik tarlalarıyla kaplıdır bozkırlarım,
buram buram kekik kokar yaylalarım.
Türküsünü söylesin Veli Dayı,
hiç dinmesin,
kulaklarımda çınlasın,dursun.
Kayıt Tarihi : 2.6.2009 10:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!