kokusunu taşırsın tomurcuk baharın
titreşir tellerinde canlanır çiçekler
eşkıya türeyince ak karlı dağların
başkaldırır dizelerin isyanı söyler
başın hoş olmadı zulümle esaretten
yaktın ateşini aydın sivas antepten
genç osmandın düşmedi al sancak elinden
vurunca teline barut kokusu tüter
pir sultanı emrahı karacaoğlan’ı
çamlıbelden duyulur köroğlu fermanı
dillerde tarihin tek silinmez destanı
ezgi tünelinden sıralanırda geçer
göçler dizilir katarla avşar elinden
yıldız dağında dumanlar binbir kederlen
acılı bir feryattır yemen çöllerinden
bağrı yanık anaları bilirde seçer
aşıkların sözü geçer de dağa taşa
güzellerin inatçıdır gelmez imana
bir bakıştır köy yolunda çeşme başında
sevdalar söze gelir de söyleşir diller
ırmaklar sevişip ummana yol buldu mu
kabarır dalgalar hayat gönül coşkusu
girdi mi araya bir ayrılık oyunu
yakar hasretlik rüzgarın gurbetten eser
ihtiyarların gönlünde gençlik baharın
sitemler sel olur gürül gürül çağlarsın
yetim yavruları sıcak sarar kolların
söylenir yıllar yılı uyutur ninniler
görmeyen gözlerin yolu rengi ışığı
tohumu kara toprağın hakkın aşığı
ölümde ayrılık bir kapıyı çaldı mı
acı ağıtlar yakılır mevlaya gider
kuşların gibi hür vursun tellere eller
söylensin aşklar dostluklar dikenli güller
varsın ak yamalık vursun suskun güzeller
kovulmasın vurulmasın söyleyen diller
kalpte yandıkça rüzgarsız dumansız ateş
yurdum dört yanın olur ana bacı kardeş
her gecenin sonunda doğsa da bir güneş
hiç susmasın çalınsın söylensin türküler
22-23.02.1995 safranbolu
Salih ErdemKayıt Tarihi : 26.7.2005 02:08:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Erdem](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/07/26/turkuler-16.jpg)
titreşir tellerinde canlanır çiçekler
eşkıya türeyince ak karlı dağların
başkaldırır dizelerin isyanı söyler
başın hoş olmadı zulümle esaretten
yaktın ateşini aydın sivas antepten
genç osmandın düşmedi al sancak elinden
vurunca teline barut kokusu tüter
pir sultanı emrahı karacaoğlan’ı
çamlıbelden duyulur köroğlu fermanı
dillerde tarihin tek silinmez destanı
ezgi tünelinden sıralanırda geçer
göçler dizilir katarla avşar elinden
yıldız dağında dumanlar binbir kederlen
acılı bir feryattır yemen çöllerinden
bağrı yanık anaları bilirde seçer
aşıkların sözü geçer de dağa taşa
güzellerin inatçıdır gelmez imana
bir bakıştır köy yolunda çeşme başında
sevdalar söze gelir de söyleşir diller
ırmaklar sevişip ummana yol buldu mu
kabarır dalgalar hayat gönül coşkusu
girdi mi araya bir ayrılık oyunu
yakar hasretlik rüzgarın gurbetten eser
ihtiyarların gönlünde gençlik baharın
sitemler sel olur gürül gürül çağlarsın
yetim yavruları sıcak sarar kolların
söylenir yıllar yılı uyutur ninniler
görmeyen gözlerin yolu rengi ışığı
tohumu kara toprağın hakkın aşığı
ölümde ayrılık bir kapıyı çaldı mı
acı ağıtlar yakılır mevlaya gider
kuşların gibi hür vursun tellere eller
söylensin aşklar dostluklar dikenli güller
varsın ak yamalık vursun suskun güzeller
kovulmasın vurulmasın söyleyen diller
kalpte yandıkça rüzgarsız dumansız ateş
yurdum dört yanın olur ana bacı kardeş
her gecenin sonunda doğsa da bir güneş
hiç susmasın çalınsın söylensin türküler
Sayın Salıh,Şiirlerin çok güzel yüreğine sağlık.Sevgiyle kalın.
Mürsel Adıgüzel
TÜM YORUMLAR (1)