Abschied in Türkisblau
Ich misstraue mir, wenn es um die Liebe geht
Kalter Wind und kalte Sonne
waschen den Traumsand aus meinem Kopf
Der Küchentisch ist wie die Stadt:
Die unterschiedlichsten Dinge stehen nebeneinander
und nehmen Beziehung auf
Der Sonntag bettet die Stadt wie eine Geliebte
die den Tag verschläft
Das scheppernde Lachen der Trambahn steht
neben dem Kirchengeläut
wie der türkisblaue Himmel über den Dächern
im Norden neben der fahlen Traurigkeit in
deinem Gesicht
Als du zum Abschied in der Tür eines düsteren
Flures deine Hand hebst...
Die Augen brennen an der Luft
Meine Füße führen mich durch die sonntagsträgen
Straßen und Gassen vorbei an den Dingen, die das Leben
nebeneinander in alter Gewohnheit verträumen
hin zu dem, was wir Realität nennen
Im „Scharfen Eck“ lasse ich mich nieder
Das Bier ist mein Goldwasser
Ich misstraue mir, wenn es um die Liebe geht
Ich liebe den goldenen Oktober
und die melancholischen Rauchkringel in dem
Schankraum der Kneipe
Ich liebe die Frauen wie frischen Käse
... ist die Sehnsucht wie ein Muskel, der meine Seele
zusammenpresst
Turkuaz Mavide Ayrılmak
aşka gelince güvensizim kendime
soğuk rüzgar ve soğuk güneş
yıkıyor kafamdan rüya kumlarını
mutfak masası şehir gibi
yanyana duruyor farklı şeyler
ve ilişkili birbirleriyle
bir sevgili gibi yatırıyor şehri
günü uykuya daldıran pazar
tramvay raylarının takırdayan gülüşü
yanında duruyor kilise çanının
çatılar üzerindeki turkuaz mavi gökyüzü gibi
Kuzey’deki soluklukların yanındaki hüzün
yüzünde senin
ayrılırken, karanlık bir koridorun kapısında
elini tuttuğunda...
gözler yanıyor havada
ayaklarım çekiyor beni pazar tembelliğine
caddelerden ve çıkmaz sokaklardan hayatın nesnelerine
yanyana eski alışkanlıkların rüyalarında
adına gerçek dediğimiz şeylere doğru
“Scharfen Eck” te salıyorum kendimi derine
bira altın suyum
aşka gelince güvensizim kendime
altın gibi Ekim’i seviyorum
ve melankolik sigara dumanı halkalarını
meyhanenin dolap gibi köşesinde
taze peynir gibi seviyorum kadınları
...özlem bir kas
ruhumu sıkıştıran
Ralph Raske
Çeviri (übersetzt) Meral Vurgun
Meral VurgunKayıt Tarihi : 23.10.2005 01:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
elini tuttuğunda
altın gibi Ekim’i seviyorum
ve biliyor musun abla hiç bir suçu olmamasına rağmen Eylül'leri sevmem hüzünle kucaklar sevdayı...Ve hep ayrılık kokar akşamları...
Karanlık koridorlarda tutulan ellerin hiç bırakılmaması dilegimle...Sevgiler...
Kutlarımmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
..
Tebrikler cehennem yürekli şaire bir kez daha...
Sevgiler...
sevgiyle
TÜM YORUMLAR (5)