İlk gençlik yılları 90’lara rastlayan herkes gibi ben de özel televizyonlarla dünyamıza hükmetmeye çalışan popiler kültürün etkisinde büyüdüm. Bir şeylere özenmemiz isteniyordu. Evet, özenmeliydik! Modernizm adı altında Batı kültürünün dayatmasıydı bu.
Avrupa tarzı kıyafetler içindeki genç kız ve erkeklerin, hiç biri bize benzemeyen şekil ve tarzlar eşliğinde, televizyon ekranları vasıtasıyla dayattığı bu kültürün etkinde kalmamak imkansıza yakın derecede güçtü.
Özel televizyonların sayısı bir elin parmaklarını geçmiş, radyolar yerelden genele yüzlerce olmuştu. Ve bir kaçı istisna, hepsinde bizim olmayan şarkılar, bizim olmayan kültür, bize ait olmayan bir hayat özendiriliyordu.
Onlarca televizyon, yüzlerce radyo ile müzik adına küçük dünyama yapılan bu kuşatmaya direnen yegane cihaz, babamın eski radyosuydu. Biz daha uyanmadan kalkan ve anamın hazırladığı kahvaltı sofrasına bizim uyanıp teşriflerimizi! bekleyen babamın açtığı radyo…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Dedim ya, türküleri dinlemekten öte yaşar gibi büyüdük biz. Türksüz ve Türküsüz yaşayamıyoruz.
Türküler, Anadolu gibi vefalı, çilekeş… Sıcak ve içten Türküler...
'Nerede bir türkü duyarsan korkma otur dinle; çünkü kötü insanların türküsü olmaz”
________ Yüreğinize Emeğinize sağlık Hüseyin bey ..Kaleminiz daim olsun Güzel bir çalışmaydı beğeniyle okudum..+10
nicelerine
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta