Dağlarda yaşar bizim Türkmenoğlu
Kurtlar arkadaşı ve var bir kır atı
Çar çıkamazken saraydan bin askersiz
Türkmenoğlu şehirler gezer hem de kimsesiz
Eyvallahı yok kimseye etmez bir minnet
Türkler ovalarda yaşar ve ayrı bir biçimde
Türkmenoğlu eder bunu dert içinde
Kılıcını bir çekerse kimse koyamaz karşısında geçirir cinnet
Dağlarda harami avında gezer yiğitçe
Hiçbir düello kaybetmez ve kaçmaz kimseden
Tek gezer korkusuz eşkıyaları bile getirir dize
Türk beylerini ister hep birlik ve beraberlik halinde
Saz çalar geceleri dağları deler sesi gürce
Yaktığı ateş dağların en tepesinde ve gürbüzce
Türkler ile görüşür ve sorar hatırlarını
Birlik olmak zamanıdır diyerek geçer kendinden
Ama vazgeçemez yalnız halinden
Tanımaz gündüz ile gece onun derdi zalimle
Rahatı hiç sevmez yayılmaz hiç yere
Demiri döver yine elleri boş durmaz
Nadiren iner şehirlere ama yabancıları bile korkutmaz
Para kullanmayı suç bilir kendine tenezzül etmez
Ekmeğini zalimin ağzından çeker alır çekinmez üstelik
Haksızlığa hiç gelemez ve eğilmez başı
Çadırını kurar en yükseklere ve kurtlarla dans eder
Akşamları uyumaz daima düşünür ve arar çare
Çarın adamları sinsi pusularda gizlenirken kahpece
Çarın kendi halkı bile korkarken zalim çardan pısarak
Türkmenoğlu atıyla geçer en korkulu yerden eserek
Çar savaş açınca Türkmen ovalara ve bağlara
Gitti bizim Türkmenoğlu'nun kulağına
Tez gidip ovaları gezerken hızlı ve diri
Tüm Türkleri topladı meydana dedi kinimiz hala diri
Savaş vaziyeti alırken on bin kişi yer gök inledi
Edildi yeminler ölümdür bize en yakın gerçek diyerek
Oğuz Kağan'a sözler verildi ve niyet kurtarmak Türkleri
Zalim çar geçerken şehirleri yanında 500 bin askeri
Yağma ve talan etti hem de kendi halklarını acımadan
Çar boş durmadı her şehirden adam topladı ürkerek
10 şehir geçti geldiği yerde kalmadı bir rahmetten eser
500 bin çıkılan yolda oldular 700 bin asker
Ve çar kapıldı kibire kimin vardır bu kadar askeri?
General ve paşaları şarap içerken şatolarda
Askerleri aç ve yorgun kaldı ıssız obalarda
Çar dedi biz Çin Seddi'ni bile deleriz artık gün bizimdir
Ve çar aksine büyük hata yaptı Kafkaslara dönerek
Bunlar olurken bir taraftan diğer tarafa
Tanrı Dağları'ndan Türklerde duyarak bu savaşı
Yürüdüler durmadan Kuzey Hazar'a doğru şimşek gibi
Tanrı Dağı'ndan 30 bin Türk aşarken dağları
Türkmenoğlu vermişti bu Türklere haberi
Türkmenoğlu'da çıktı yola ve yanında 10 bin askeri
Azerbaycan dağları Türkmenoğlu'nu uğurladı savaşa
Bunlar olurken bir yanda hızlıca
Türkmenoğlu'nu diğer haberi ulaştı Anadolu'ya
Anadolu Türkleri'de duydu bu savaşı düşünmedi bir an
Ovalarda toplandı askerler ve dediler biz hep Mete'yiz
İstemeyiz esaret ve zalimi çekinmeyiz kimseden geri
Karadeniz'den 20 bin kişilik orduyla çıkarken Türkler
Ellerinde davul ve dilinde türküler
Mesela savaş olunca tüm Türkler birdiler
Çar Türkleri sanarken daha uzaklarda
Kuruldu Kafkaslar'a olacaklardan habersiz
Türkmenoğlu dağlarda eserken binlerce Türk atlıyla
Hazar Denizi'ne gitti ordusuyla çar seyir için
Üç tarafı açık bir tarafı deniz
Derken çaldı savaş boruları çarın kulağına apansız
Kuzey'den gelen Tanrı Dağlı Türkler belirdi fırtına gibi
Batı'dan bir boru daha çalındı Anadolu Türkleri heybetli
Güney'den üçüncü boru çaldı Türkmenoğlu görünerek
Çar şaşkın bir halde bakarken sağa sola çaresiz
General ve paşalar bile titredi ve korku bürüdü kalpleri
Derken oklar gündüzü etti gece karardı gökyüzü
Üç taraftan yağan oklar çarın ordusunu etti talan
700 bin askerin çoğu yığılırken yerlere dirayetsiz
Çar ordusu denize koştu kaçmak için
Emir ve komuta kayboldu çarın ordusunda
Türk okları delerken en derin zırhları amansız
Bir boru daha çalındı Türklerden zamansız
Çekildi Türk kılıçları zalimleri titreterek başladı hücum
Türkler girdi en içeri savunma hatlarını delerek
Türk atları koşarken çara doğru çarın kesildi sesi ve nefesi
Türkmenoğlu dağıttı güney cephesini girdi ortalara
Çar askerleri kaçtı dağlara,tepelere aman dileyerek
Türkler bıraktı çoğunu izin vererek
Sonra birleşti üç Türk cephesi çarın önünde
Çar askerleri gözden bile kaybolmuştu kaçarak
Yerde en az 50 bin çar askeri yatmakta
Türkmenoğlu çıkarak çar karşısına destan yazmakta
Türkmenoğlu bağırdı var mı son isteğin?
Çar aman dileyerek yerlere kapandı dedi affet hünkârım
Türkmenoğlu dedi var git yoluna bağışlandı canın
Ama bizden sana emir tenbih et herkese
Türk'e bulaşanın çok olsa da sayısı hunharca
Biz buluruz onları gömecek toprak tonlarca
Türk'ü sanma çadırdan ibarettir bitmez arkası
Bütün Türkler bir ordu sen savaşta gör bizi
Sizin savaş dediğinize biz tatbikat deriz en nihayet
Siz emeklerken ana kucağından inip halıda
Biz attan inmeden ölüm arardık kızgın demir elimizde
Bulaşma Türk'e sakın sebepsiz ve yersiz
Sonra kaçamazsın kalırsın edepsiz ve evsiz
Sizin dedeleriniz yeni görürken savaşı
Bzim bebelerimiz bile aç kurtlarla güreşti
Türkmenoğlu geçer Türk'ün başına kutlarız bayram
Bir yanımız Anadolu bir yanımız Altay
Sizin yeni girdiğiniz yerlerde devletler kurduk biz
Azız diye korkmayız biz çoklardan
Çokları dize getirirken de azdık biz
40 kişi saray basardı dedelerimiz
Çin Seddi'ni sanma sebepsiz bir duvar
Türkler dediğin düşmanı oyar atar
Sizin devlet dediğinize biz çadır deriz
Siz saraylarda eğlenin biz obaları isteriz
Obamıza gelmeyin ansızın ve sinsice
O zaman kurtulamazsınız elimizden dirice
Biz eğilmez başlı yüce Türkleriz
Türk Türk'e kavuşur bir gün kalmaz hep ayrı
O zaman siz düşünün bütün olacakları
Yaşasın bütün Türk ocakları sönmesin ateşimiz
Bir yanımız Avrupa'da diğeri Asya'da birleşiriz
Biz en çok cephelerde kardeşiz
Türk yurdu var olsun dinmesin türkümüz
Kutlu bir yoldur ülkümüz
Gökte kartal yerde kurt gibiyiz
Türkmenoğlu'dan gelsin son sözümüz
Türk'e dost eli düşmana kılıç ucu
Ahmet Kenan Çiftçi
Kayıt Tarihi : 13.6.2021 02:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!