Bu yazıyı yazmamam için inanın çok uğraştım; ama yüreğime söz geçiremedim. Her ne kadar ' Benim ilgi alanım değil, bu hukukçuların işidir.' dediysem de yüreğim bana' Kanayan benim, sen değilsin.' dedi. Ben de kanayan yüreğimin ıstırabına dayanamadım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Oysa bu yazının bir hukukçu tarafından kaleme alınmasının daha sağlıklı olacağına da inanıyordum.
Her sabah kalktığımda ilk işim günlük gazeteleri okumak olur. Gazeteleri her elime aldığımda içimde bir burukluk hissederim. Acaba hangi haber veya hangi olay bu gün de günümü zehredecek diye korkuya kapılırım. Ve her defasında da korktuğum başıma gelir, üzülür kahrolurum.
30 Aralık 2005 tarihli gazeteleri okuduysanız endişemin kaynağını da görmüş olurdunuz.
Söz konusu gazetelerde Devlet adamlarımız tarafından TCK. nın 301 maddesinin değiştirileceği haberi beni şaşırtmaya kâfi geldi. Kendimi, vatan uğruna can veren şehitlerimizi, kolunu bacağını bu vatanın uğruna veren gazilerimi ve gelecek nesillerimizi uzun uzun düşündüm.
Önce şu 30l maddenin ne olduğuna bakalım. Bu maddenin l. fıkrasında aynen şöyle der,'TÜRKLÜĞÜ, CUMHURİYETİ VEYA TBMM' yi alenen aşağılayan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' denilmekte, devamı olan 4.fıkrasında ise 'Üçüncü fıkrada Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.' denilmekle Türklüğü, Cumhuriyeti ve yüce TBMM' nin manevi şahsiyetini güvence altına aldığını bu maddeyle belirler.
İşte kaldırılması veya değiştirilmesi düşünülen 301.maddenin özü budur.
Bu maddenin yürürlüğe girmesi çok yakın bir tarihtedir.
Şimdi ne oldu da bu maddenin kaldırılması gündeme geldi ve siyasilerimiz bu maddenin kaldırılmasını veya değiştirilmesini telaffuz etmeye başladılar?
Aynı gazetelerde 30l. Maddenin derhal kaldırılması emir niteliğinde beyan edilmiştir. Ve bu maddenin, ifade özgürlüğü önünde bir engel teşkil ettiğini bildirmişlerdir. Dış basın koro halinde bu olayı birinci sayfalarına taşımış; hararetle ve ısrarla kaldırılmasını talep etmiştir. Bu çizgideki iç basın da aynı duygularla bunun gerekli olduğunu ifade etmişlerdir.
Peki, dış basını ve bu çizgideki iç basını bu olay niye bu kadar ilgilendirir olmuştur? Türklüğümüze ve Türklere bir ulusun seçip gönderdiği 550 göz bebeğimiz milletvekillerinin kaldığı Cumhuriyetimizin temel taşı, onur abidesi, temelini ve harcını ulu önderin attığı TBMM 'ye hakaretler yağdırılmasının, aşağılayıcı ve karalayıcı yalan yanlış, edep dışı hayâsızlıkların suç teşkil etmeksizin açıkça ve alenen, her yerde, her zaman söylenmesini temin etmek ve meşru kılmak için mi?
Bu maddenin yürürlükten kaldırılması sonucu nasıl Rahşan affıyla ne kadar hırsız ne kadar kapkaçtı ne kadar sapık varsa hepsi toplumun içine salınıp kaldıkları yerden cana mala ırza tasallut ettilerse bu maddenin kaldırılmasıyla ne kadar Atatürk düşmanı ne kadar Cumhuriyet düşmanı ve ne kadar Devlet düşmanı varsa ki buna bayrak yakanlarda dâhil toplumun içine birer zehirli yılan gibi salınıp eylemlerine daha rahat bir perspektif içinde devam edeceklerdir.
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Bu madde nedeniyle bugüne kadar hüküm giyen kişilere bir bakın. Hepsi de aydın dediğimiz o 'cık'lardır. Bu 'cık'lar ki her şeyin cılkını çıkaranlardır. Sen üzerinde yaşadığın, nimetinden faydalandığın o ülkenin insanları tarafından kalburüstü bir konuma getirildiğin yere, dış basına verdiğin demeçlerle hakaret edeceksin. Sakarya'da, Dumlupınar'da, Çanakkale'de çarpışıp vatan yolunda şehit olan, Sarıkamış'ta vatan uğruna donan doksan bin şehidi katillikle, canilikle suçlayacaksın ve bu ülke sana 301.maddeyi uygulamamak için değiştirecek öyle mi? Hadi oradan.
Eğer ifade özgürlüğü dediğiniz buysa aşağıdaki taşlamamı onlara ithaf ediyorum. İnşallah yerini bulur.
Kanun izin verseydi eğer,
Ben ne küfürler ederdim.
Yedi övün beş vakit,
Ana avrak düz giderdim.
Ülkemin bir çivisini,
Sökenin silsilesini.
Hainlerin cümlesini,
Gece gündüz yad ederdim.
Elden bir şey gelmeyince,
Bir şeyler yapayım derim gönlümce.
Bir meydanda kırk gün kırk gece,
Doğurup kazanana küfrederdim.
Bilmiyorum ifade özgürlüğümü iyi kullanabildim mi?
Ey ülkem seni ve seni sevenleri çok seviyorum 03.01.2006 tarihli NURHAK gazetesinde yayınlanmıştır.
Kayıt Tarihi : 29.1.2006 18:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir gecede kırkbeş bin cana kıyan eliyle
Bize ahkâm kesiyor o berbat siciliyle
Pamuk onların olsun satılık kalemiyle
Tasması ellerinde ürür gezer çer şimdi
Oşt sesine duyarlı hale alıp modunu
Kayıtlara piyondur diye yazdır kodunu
Pislikti diyerekten yad ederiz adını
Batırdın ortalığı al yüzüne sür şimdi
Fransa ve Yamuk isimli şiirimin iki kıtasıya
katılmak istedim size.
Sizi saygıyla selamlıyor, Allaha emanet ediyorum.
Ümran Tokmak
Sayın pek kıymetli Adalet Bakanımız,Ağzıyamuk Davasında zaten yetkim yok diyerek 301.maddeyi hiçe saymış olmuyor mu?
__İlk satrınıdan son noktasına kadar size katılıyor ve altına imzamı atıyorum.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)