Türklerin Şiir Yazma Dürtüsü Üzerine (S. ...

Ramazan Topoğlu
34

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

Türklerin Şiir Yazma Dürtüsü Üzerine (S. Turgut)

Aşağıdaki yazıyı değerlendirmelerinize sunuyorum.

TÜRKLERİN ŞİİR YAZMA DÜRTÜSÜ ÜZERİNE
Serdar TURGUT (Akşam, 16 Şubat 2006
[email protected]

Bu Türklere son zamanlarda bir haller oldu. Okuma ve yazmadan pek hoşlanmayan bu kavim, hem okumaya hem de yazmaya başladı. Okudukları ‘Çılgın Türkler’ ile alakalı masallar, Hitler’in ‘Kavgam’ kitabı... Yazdıkları da cep telefonunda kısa mesaj ve şiirden ibaret ama olsun, okumaya-yazmaya bir yerden başlamaları önemli bence. Bu gidişle yakında normal okuma ve yazmaya da geçiş yapabilirler bir ihtimal.

Türkler cep telefonu kullanmada ve kısa mesaj geçmede, dünya çapında başarılara imza atmış durumda. Örneğin; adamı görürsünüz, kendisi ilkokuldan terktir, en fazla 100 kelime ile düşünür ve konuşur. Bu adam dahi elinde cep telefonuna durmadan caka cuka caka cuka bir şeyler yazar, bunları mesaj olarak atıp durur. Bir arkadaşım bu muammayı çözmek için bunların kısa mesajla seks mesajları geçmekte oldukları teorisini ortaya attı. Ben de bunların kendi aralarında Heidegger konusunda mesajlaştıklarını sanmıyorum zaten ama, eğer seks mesajları geçiyorlarsa, o zaman da şu sorulara cevap bulmamız gerekiyor:

1- Hayatta sadece 100 kelime bilen bir insanın ne tür seks fantezisi olabilir ki? Fantezisi olsa da bunu ifade edebilir mi ki? (Türkiye’de durup dururken işlenen cinayetlerin hemen tümünün temelinde bu stres vardır)

2- Cansız mankenlerin veya şişme eşeklerin kısa mesaj geçme gibi bir yetenekleri var mıdır? Eğer yoksa o zaman bu adamlar kimle mesajlaşmaktadır?

Şimdi bu halde olan kavim aniden kalemle yazı yazmaya karar verince, gayet tabii ki roman filan değil sadece daha çabuk yazılabildiğini sandığı için şiir yazmaya geçmiştir. Bugün Türkiye’de milyonlarca amatör şair vardır. Üstelik bunlar internet siteleri de kurmuşlardır. Dün bunlardan bir tanesine baktım, adı şiir perisiydi. Buna mecburen baktım, çünkü gözümde yakın gözlüğüm yoktu ve şiir perisi lafını şiir penisi diye okuyup heyecanlanmıştım. Siteyi sırf bu nedenle açtım ve bir süre inceledim.

Şundan haberdar olun; Türkiye’de şiir sanatı tamamen ortadan yok olmak sürecine girmiş durumdadır. Üstelik bu ölüm, tüm dünyada şiir sanatına darbe vuracak kadar ağır olacaktır. Çünkü insanlar şiir denilince ‘gözlerimden yaş, yağmur gibi yağıyordu’ veya ‘kalbim bin parça, hepsi de senin olsun’ türünden cümlelerin kullanılması meşru olan bir sanat dalını anlamaktadır. Yani Türkler arabesk türkü söylemekle şiir yazmayı birbirine karıştırmaktadır. İşte bu nedenle koca bulamamış kızlar ve kadın bulamamış azmış, kudurmuş erkeklerin hemen hemen tümü kendilerini şu anda şair zannediyor. Herkes kek tarifi yazar gibi durmadan şiir yazıp durmakta. Şiir sanatını öldüren bu feci durum ne zaman bitecek bilmiyorum ama ben her geçen gün yeni bir facia ile karşılaşıyorum. Bunu da bilin.

Örneğin; Sanayi Bakanı Ali Coşkun aşağıdaki şiiri Sevgililer Günü’nde okumak için eşine yazmış.

acılar dikense/ sevgi bir güldür

dikenler arasında gonca mısın sen

koparmak istesem seni dalından / benimle beraber kalır mısın sen

Birçok insan bu şiiri okuyunca çok duygulanacaktır, buna eminim. Çünkü Türkiye’de sağlıklı olmayan insan sayısı hayli artmış durumdadır.

Ben bu şiirin ilk mısrasında ‘acılar dikense/ sevgi bir güldür’ cümlesini duyar duymaz intihar etmeyi hayal etmeye başladım. Emin olun bundan çok güzel bir türkü olur ama şiir katiyen olmaz.

Biraz daha yaratıcı olmak gerekiyor. Aşkı ‘diken’ diye tanımlayabiliriz mesela.

Ben böyle bir şiir yazsam ve bunu Rana’ya okusam ilk mısraya belki tahammül eder. O da, bu zırvadan sonra neler söyleyebileceğimi merakından, dinlemeye devam edebilir...

Ama ben eminim ki, ‘koparmak istesem seni dalından/benimle beraber kalır mısın sen’ kısmına ulaştığımızda Rana, uzanıp dilimi tutup şak diye çekip koparacak ve bunu da çöpe atacaktır.

Son söz olarak; bu kadar fazla şiir yazdığını sanan insanların olduğu bir ülke ciddi ruhsal sorunlara sahip bir ülke durumundadır.

Ramazan Topoğlu
Kayıt Tarihi : 17.2.2006 10:57:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Temel Kurt
    Temel Kurt

    eski solculardan uzak dur ağabey kırlangıçlar gibi yaşa sen.uç gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliklerinde süzül keyfince...

    şimdi ben bu yazının neresine ne cevap vereyim haklı olsa ne haksız olsa ne...

    sen sen ol bu eski solculardan uzak dur mideme bir ağrı dirdi süt içeyim ben

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Saygıdeğer mormes,

    İroni kelimesinin TDK dan karşılığını aşağıya ekliyorum

    ironi
    isim, edebiyat Fransızca ironie

    1 . Gülmece.
    2 . Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme.

    Bu tanım Sn Serdar Turgutun yazısını asla temize çıkarmıyor.

    Türkiye de ruh sağlığı bozukluğu konusunda nüfusa göre yüksek oran biçenlerin ruh sağlığına dikkat ettiniz mi bilmiyorum.

    Serdar Turgut sanırım kendi söyleyip kendisi gülmüş.

    Çok sayıda şiir sitesi olması şiire rağbetin arttığını gösterir. Bu iyi bir durumdur.İlgilenen arttıkça kaliteli ürünlerin de artması doğal bir sonuçtur.

    Bu konuda Ramazan Bey'in açıklamalarından Sn Turgut'un kendi ağzından ruh halini veren cümleleri oldukça faydalı oldu benim için.

    Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu

    Değerli Sinyali,
    Değerlendirmelerinizde haklısınız,katılıyorum.. Basın her gün durmadan yeni bombalar peşinde koşuyor. Salt ilgi çekmek için bir sürü şebeklikler yapılıyor. Aykırılık, farklı olma uğruna kıllık, yeter ki ilgi çeksin.
    Serdar Turgut 'Benim yazılarım yıkıcı ve ofansif olabilir ama okuyucudan beklentim de hayli yüksektir. Onlardan yıkıcı ve ofansif unsurları da bir mizah unsuru olarak görmelerini istiyorum' diye kendini savunuyor.
    Ve devam ediyor:
    'Evet, bu yazılarım okuyanı rahatsız etme amacıyla yazılır, hatta okuyanı sinirlendirebilirsem daha da iyidir. Benim beklentim, okuyucunun okuduğu metinde kendisini rahatsız eden cümlelerden kendini soyutlayıp yazının tümünden hınzır bir keyif alabilmesini sağlamaktır.'
    Elbette duran saat bile günde iki kez doğruyu gösterdiğine göre şiir üzerine söylenilen doğrular da olabilir ama YIKICI VE OFANSİF olup ilgi ekme uğruna iddialı olmaksızın gönül esintisini şiirleştiren yaralı bir yüreğin hoşgörüyle bakılması yerine yazıda ilginçlik malzemesi olarak kullanılması; değinilen o uslübün sükseli duruşuna da hiç yakışmıyor.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Sorular.

    1. Acıyı diken olarak değil de aşkı diken olarak tanımlayınca insan niçin yaratıcı olsun ki? Yani şiir biliminde bir nesnel karşılığı mı var böyle bir şeyi söylemenin.

    2. Çok güzel bir türkü olabilen ama şiir olamayan(!) bu dizeleri okuyan çok büyük bir kesimin ruh sağlığı niçin bozuk oluyor?

    3.Eşinin yazdığı bir şiiri beğenmemiş olsa bile , bunun cezasını eşinin dilini kopartarak verecek ruh sağlıklı mıdır?

    4. Eşinin tepkisinin bu şekilde olacağını düşünen ruh sağlıklı mıdır?

    5.Heidegger felsefesini cep mesajı ile tartışan bir ulusun mensubu mu kendileri? Acaba hangi ulus bu?

    6. Nasıl olsa bu millet adam gibi bir şiir yazamaz ve kurdukları sitelerde fasaryadır diye düşünen ve bir şiir sitesinin adının şiir perisi olmasını sıradan ve şiir penisi olmasını ilgiye şayan bulan, böyle bir tuhaflık olmaması halinde şiir sitelerine girmeyen sağlıklı ruhun yazısında gerçek şiirin tek belirteci olarak anti arabesk olmasından başka söylediği adam gibi bir lafı var mı?

    7. Gerçek bir şair Sn Yazarın bu yazısını okusaydı oldukça arabesk bir yazı olarak nitelemez mi idi?

    8.Anlayış düzeyleri yetersiz olsa bile ilgilenen sayısının artması şiirin öleceğine mi delalet eder.

    9. Türkiyede şiirin ölmesinin dünya şiirinin ölümüne yol açacağı çıkarımını yapmak ne derecede mantıklı bir çıkarımdır.

    10. Sanayi Bakanı gazetelerden takibettiğim kadarıyla eşinin ölümünden sonra uzun bir süre inzivaya çekilmiş. bir insan.Sonra da şimdiki eşini tanıdıktan sonra imrenilecek bir sevgiyle bağlandığını hissettiğim bir insan. Sn. Bakan ve eşinin zevk anlayışlarına hakaret ettikten sonra örnek zevk anlayışı olarak sunduğu kendi aile hayatının sağlıklı olduğundan bu kadar emin olmasını da bir yerde anlıyabiliyorum.Ama bir ailenin alenen zevksiz olduğunu söylemenin hem de isim vererek söylemenin incelik , nezaket ve gazetecilik terbiyesi ile bir alakasının
    bulunup bulunmadığını merak ediyorum.

    11.Türkler şiir yazma dürtüsüne sahipte diğer uluslar bu işi dürtüsüz mü yapıyorlar.

    12 Sn yazar için komiklik yapmaya çalışan Traji- komik bir insan diyebilir miyiz?

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Sinyali bu yazıyı uslup olarak eleştirmiş, acaba yazıyı okurken hiç kahkaha atmadımı merak ediyorum, adam doğru tespitleri kendi uslubuyla yazmış ve ben bu tarzını çok seviyorum. Tespitlerine tamamen katılıyorum.
    sevgiler

    Sevgili mormes,

    Sizin cümlenize ait mastara hiç dokunmadan ben ne yaptığımı yazmak istiyorum

    Sinyali bu yazıyı içerik olarak eleştirmiş, sanırım yazıyı okurken hiç kahkaha atmamış, adam kendi doğru tespitlerini kendi uslubuyla yazmış ve sanırım sinyali bu üsluptan hiç hoşlanmamış ama ben onun bu tarzını çok seviyorum. Tespitlerine tamamen katılıyorum.
    sevgiler

    Kendimle ilgili kısımlarını bu şekilde düzeltiyorum.

    Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Ramazan Topoğlu