Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.
Lady Mary Wortley Montagu
İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması.
Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup
edilemezler'
Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru
'Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize
çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.'
Tasso - İtalyan Şair
'Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.'
William Martin
'Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir. Dini, sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve
hayranlık kaynağıdır.'
Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.
'Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün
esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı.'
Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)
'Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları! Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar.'
M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)
'Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır.'
İbn-i Hassul
Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir.
Pierre Loti
Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır.
Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.
Çarnayev(Rus Komutan)
Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan asker gibi uyanık yürür.
Moltke
Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.
La Martine
Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
Towsend (İngiliz Komutan)
Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin temeli olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve kötülüklerden korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze çarpıyor.
Auguste Comte
Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz, ayışığı gibi görülür fakat gösterilemez.
Decamps (fransız ressam)
Türkler Allahın sevdiği Resulullahın (S.A.V.) övdüğü eşşiz ve benzersiz bir Millettir.Türkler Alahın kılıcı,zalimden öç alıcı, sözünde sadık kalıcı,bütün güzellikleri bünyesinde harmanlamış insanlığın öncüleridir
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Türk Şair ve Yazar Ahmet Ergin
---
Not
Vatana gönül verenler grubundan alınmıştır
Kayıt Tarihi : 20.10.2008 13:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
.DUDAYEV'İ RAHMETLE ANIYORUZ... Tarih: 20.04.2005 Saat: 23:50 Yayınlayan: OTUKEN ''Türkiye hem Türk dünyasının, hem de İslâm aleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslâm aleminin, hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir.' '' Türkleri çok seviyorum. Tarih boyunca kahramanlıklarıyla, cesaret ve atılganlıklarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir. Milli ve manevi değerlerine bağlıdırlar. Dostluklarına güvenilir, düşmanlıklarından korkulur... Tarih boyunca İslâm alemi Türklerden faydalanmıştır. Türkler güçlü oldukça İslâm alemi rahat ve huzur içinde olmuştur; zayıfladıkça, İslâm alemi ezilmiş ve horlanmıştır. Türkler İslâm'ın koruyucu gücü olmuşlardır. Ancak ne yazık ki, bazı İslâm ülkeleri, emperyalist güçlerin oyununa gelerek Türklere ihanet etmişlerdir. Türklere ihanet ederek arkadan vuranlar belasını bulmuştur. Bugün bazı İslâm ülkelerindeki çıkmazlar ve sıkıntılar, bu tarihi hatanın bedelidir. Şimdi gururla söylemek istiyorum ki, Çeçenler tarih boyunca Türklere bağlı kalmışlar ve tarihin hiçbir döneminde ihanet etmemişlerdir. Bugün ise, Türkiye'yi yönetenler o yüce değerlerden çok uzaklar. Halbuki Türk milleti, maddi ve manevi değerlerine bağlı olduğu sürece yücelmiş ve yükselmiştir. Ve dünya tarihinin akışına yön vermişlerdir.O yüce değerlerden ayrıldıkça küçülmüşler ve sıkıntılara düşmüşlerdir.Unutulmasın ki, Türkiye hem Türk dünyasının, hem de İslâm aleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem İslâm aleminin, hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir' Cahar Dudayev (1944 - 1996) İki Rahmetli... Cahar Dudayev, Türk'ün Başbuğu Alparslan Türkeş ile... Nur içinde yatsınlar... ... Çeçenistan'ı özgürlüğü kavuşturan Cahar Dudayev, 1944 yılının Şubat ayında Çeçenistan'ın Yalho köyünde doğdu. Hayata gözlerini açar açmaz Rus baskısı ile tanıştı. 23 Şubat 1944'te Sibirya'ya sürgün edilenlerin arasına katıldığında daha annesinin kucağında 15 günlük bir bebekti. Çocukluk yılları Sibirya bozkırlarında çok güç şartlar altında geçti. Orta öğrenimini burada tamamladı. 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek Okulu'ndan, 1966 yılında da Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi'ni de bitiren Dudayev, 1. Sınıf pilot ve mühendis ünvanını kazandı. S.S.C.B. hükümeti tarafından kendisine 12 madalya verildi. Tümgeneralliğe yükseldi. Sovyet tarihinde Stratejik Hava Kuvvetleri'nde Tümen Komutanı olmayı başaran ilk Müslüman olarak adından bahsettirdi. Çeçenistan Devlet Başkanı olmadan önce Baltık Cumhuriyetlerinde yaşanan bağımsızlık hareketlerini bastırmadığı için adı isyancı generale çıktı. 1989'da Estonya'da Stratejik Hava Kuvvetleri Filoları Komutanlığı'nda görev yaparken Baltık ülkelerinde başlayan bağımsızlık hareketlerinin kuvvet kullanılarak bastırılması için Moskova'dan emir aldı. Ancak bu emri 'yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın üstüne bomba atmam' diyerek yerine getirmedi. Moskova bu itaatsizliği hazmedemedi ve Dudayev'e ceza olarak askeri birliği ile birlikte Grozni'ye sürgüne gönderildi. 1990 yılının Mayıs ayında görevinden istifa etti. Rusya bu 'isyancı' komutanın önderlik edeceği birçok olaya gebeydi. Kasım 1990'da toplanan Çeçen Halkının Kurultayı'na davet edildi ve sonradan 'Çeçen Milli Kongresi' adını alan bu halk meclisinin icra kurulu başkanlığına seçildi. 19-21 Ağustos 1991'de Gorbaçov'a karşı girişilen başarısız darbe teşebbüsü sırasında darbecilerin karşısında yer aldı. Akabinde, darbecilerle işbirliği yapan Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Hükümeti'ni düşürmek için başlatılan halk hareketinin başına geçti. Demokratik güçler, aydınlar ve tüm Çeçen halkı kendisini destekledi. 27 Ekim 1991'de yapılan seçimlerde %85 oranında aldığı oyla Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı'na seçildi. Rusya'nın 11 Aralık 1994 tarihinde Çeçenistan'a karşı başlattığı işgal ve soykırım hareketine karşı Cahar Dudayev, 'Son Çeçen canını vermeden Ruslar ülkemize hakim olamaz' diyerek, halkına 'Cihad' emrini verdi. Dudayev'in önderliğindeki Çeçen halkı, iki yıla yakın bir süre devam eden şanlı bir istiklal mücadelesi verdi. Sonunda Mayıs 1996'da Çeçenistan Ruslardan temizlenerek, Kafkas tarihine yeni bir altın sayfa eklendi. Bu özgürlük lideri, 21 Nisan 1996'da bir suikast sonucu şehid edildi... Ruhu Şad olsun.
![Ahmet Ergin](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/20/turklerin-ozellikleri.jpg)
SAĞOLASIN AĞAM.
SELAM VE DUA İLE.
TÜM YORUMLAR (4)