Türklerde Yede-Yada Taşı Şiiri - Yusuf Tuna

Çin Kaynakları tarafından yazılan bu kayıtlardaki bilgiler gizli tutulmaktadır,
Türklerin bu taşla istedikleri zaman yağmur yağdırabildiği anlatılmaktadır.

Türklerin büyük ataları Hunların Kuzey’inde bulunan So sülalesinden idi,
Oymağın Başbuğu Ananbu idi,bunlar yetmiş kardeşle So ülkesinden idi.

Birincisi dişi kurttan türemiş olup Oğuz Türklerinden adı Içjini-nişibu idi,
Yağmur yağdırıp fırtına çıkaran Içjini-nişibu tabiatüstü özelliklere sahipti.

Evvelce Kuzey Hunlarının idaresinde bulunan Yüce Han yanında gördüler,
Öyle Bilgeler vardı ki, Cücenler’in saldırılarına karşı çok yağmur yağdırdılar.

Büyük fırtına çıkarttılar Cücenler’in onda üçü sellerde boğuldu,
Geri kalanlar ise bir kısmı soğuktan kırıldı,bir kısmı da dağıldı.

İslam Kaynaklarında Türklerin eline Hak tarafından yağmur taşı verilmiştir,
Anlamına gelen “Haccr-ül Matar”ve “Seng-i Cede” olarak isimlendirilmiştir.

İslam Kaynaklarında anlatılanlara baktığımızda onlara hak veriyoruz,
Türklerin bu sihirli taşıyla Müslümanların da ilgilendiklerini görüyoruz.

İslam tarihçisi İbn-ül Fakih’in kayıtlarında Halife Ma’mun bu taş hakkında,
Araştırma yapması için Nuh b. Esed’i bizzat vazifelendirdiği anlatılmakta.

Nuh Esed Türkler arasında yaptığı incelemeler sonucunda Halifeye gelmiştir,
Bu taşın doğru olduğunu fakat bunun nasıl olduğunu anlamadığını bildirmiştir.

İbn-ül Fakih tarihi kayıtlarda dediğine göre bu taşıTürklerin elinde görmüştür,
Horasan Emiri İsmail b. Ahmet’in Ebul Abbas’a anlattıklarına da yer vermiştir.

Yirmi bin kişi ile Türklere karşı savaşa çıktım,önümüz dardı,
Karşımızda baştan ayağa kadar silahlı altmış bin Türk vardı.

Bunlardan bir kısmı bizim tarafa geçti,biz sizdeniz dediler,
Bunlar bize Türklerin iri dolu yağdıracaklarını söylediler.

Biz onlara:“Sizin kalbinizden küfür çıkıp gitmemiştir biz görüyoruz dediler,
Böyle işleri hiç bir insan yapamaz” dedik,Onlar: “Biz haber veriyoruz,dediler.

Onların söz ettikleri vakit yarın sabahtır siz iyi bilirsiniz dediler güneş doğdu,
Sabah oldu,korkunç bulutlar üzerimizi kapladı,herkes korktu müthiş dolu yağdı.

Eski Türk Mitolojisinde bu taştan bahsedilir,
Bu taşın nasıl kullanıldığı da kısmen açıklanır…

Bu konuda sizlere Türk destanlarından bir örnek verelim,
Er Gökçe Destanından konumuzla ilgili bir bölüm görelim:

Yanımdaki adamlar susadı, Er Kosay’a susuzluktan çok şikayet etti,
Er Kosay,uzun kulaklı sarı atının altından “Cay Taşını” çekip çıkartı.

Salladı, salladı yere koydu sonra elini açtılar,
Havadan yağmur yağdı,yağmur suyunu içtiler.

Yağmur boncuğu derler bir nesne vardır doğar,
Ona bir kurban kanı sürülmekle yağmur yağar.

Şekilli bir taştır ki, her ne zaman ona dua edilse göğe saygındır,
Çokça bulut ve yağmur getirir, bu iş Türkler arasında yaygındır.

Hiç bulut olmadığı halde Yada Taşı ile göğe bulut ağar,
Ve bu bulutun ardından ise bereketli yağmurlar yağar.

Kaşgarlı Mahmut söz konusu taşın iki türlü olduğunu bize teyit eder,
Ve birine “Örünk Kaş” diğerine ise “Kara Kaş” denildiğinden bahseder.