Belayı görüp de sustunsa eğer,
Gün gelir o bela sana da değer,
Bin yaşayan yılan sokarsa eğer,
........Yolunu şaşırıp düzde tekleme,
........Sızlanıp kimseden medet bekleme,
İtler ürür kervan yürür elbette,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok doğru ve yerinde söylenmiş sözler.Harikulade güzel bir şiir olmuş.Yüreğine sağlık.
Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Ancak içimizdeki cevherle varlığımızı devam ettirebiliriz. İçimizdeki ve dışımızdaki hainlere karşı birlik olmak ve uyanık olmak zorundayız.
Günümüze dair ders niteliğinde bir şiirdi. Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi İsmail Bey.
Selam ve saygılarımla.
Muhteşem... Kaleminize yüreğinize sağlık...Milliyetçilik böyle bir şey işte...
Kutluyorum İsmail Bey...Selam ve Saygılar...
Böcekler öküze saban kırdırır,
Vampirler kardeşe kardeş vurdurur,
Bunca zulmü ancak Türkler durdurur,
........İş başa düşünce korkup bekleme
........Sızlanıp kimseden medet bekleme,
Çok çok güzeldi ..Kutlarım İsmail Bey...Saygılar..
Saygıdeğer İsmail abim yine içimizdekileri dışa vurmuşsun.O güzel yüreğinle haykırmışsın,Haklısın ''Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe.''Diyoruz ve Fetih Sancaklarının açılmasını istiyoruz.Kuvvetli bir iradeyle.Bütün Türk'ler,Müslümanlar birleşmeli ve Kafiri,Kefereyi titretmeli.....Selam ve dua ile.
Evet zulmü sadece Türkler durdurur.
Çok güzel yazılmış harika bir şiir.Yazan yüreği kutluyorum.
Böcekler öküze saban kırdırır,
Vampirler kardeşe kardeş vurdurur,
Bunca zulmü ancak Türkler durdurur,
........İş başa düşünce korkup bekleme
........Sızlanıp kimseden medet bekleme,
Yine yedi düvel üstümüzde bak,
Sağırozan der ki, cenk ateşi yak,
Domuzu görünce yumruğunu çak,
.........Tüyü yoluk kuşlar gibi cikleme,
.........Sızlanıp kimseden medet bekleme.......//
Coğrafyamızda yıllardır belli bir plan dahilinde oynanan oyunun belki de artık son perdesi.Ve bu oyunun kimler üzerine kurgulandığını artık dünyada bilmeyen kalmadı.Bıçak geldi nihayet kemiğe dayandı.Daha fazla geç olmadan Milletce bu kış uykusundan uyanmak lazım.Geçen her saniye,onların lehine işleyip alt yapılarını daha da sağlamlaştırmalarına zemin hazırlıyacaktır.Mantık bize bunu söylüyor zannederim..Artık milletce gelecek neslimizi prangalara vurdurmak istemiyorsak,birkez daha o büyük sözü söylememiz lazım " YA İSTİKLAL,YA ÖLÜM...!! "
Yoksa çok çooook geç olacak..!!
İsmail hocam yüreğime dokunup,beni hüzünlere gark eden,gerçekleri bir bir yüzümüze vuran, her yönüyle şaheser şiirinizi ve değerli şahsınızı canı gönülden kutluyorum..
Selam ve saygılarımla..
Tebrik ederim ismail bey fevkaladenin fevkinde güzel bir şiir okudum, akıcı ve akılcı bir şekilde anlatmışsınız ögüt alınacak bir şiirdi.kutlar saygılarımı sunarım.
Kula "BELA" Gelmez Hak Yazmadıkça.. Hak "BELA" Yazmaz Kul "Azmadıkça"
/Hz Mevlana/ ... Aslında sözün kime ait olduğundan pek emin değilim. Aslolan anlamdaki şiirinizle örtüşen bölüm.
BELAYI GÖRE GÖRE SUSUYOR MUYUZ, YOKSA SUSTURULUYOR MUYUZ?... Sonrası malum...Sustuça sıra susanlara geliyor işte.
Ve şiirinizden:
Böcekler öküze saban kırdırır,
Vampirler kardeşe kardeş vurdurur,
Bunca zulmü ancak Türkler durdurur,
........İş başa düşünce korkup bekleme
........Sızlanıp kimseden medet bekleme,
Tümüyle güzeldi fakat bu bölüm sanki bir başka güzeldi. Kutlarım en az diğerleri kadar güzel şiirinizi içtenlikle...Nicelerine değerli öğretmenim... Esenlikle...
Yürek sesinizi ve kaleminizi kutlarım. Güzel şiirdi.
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta