Türkdistan-Hindkiye Şiiri - Halit Mehdigil

Halit Mehdigil
31

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Türkdistan-Hindkiye

........Toplumlarda bilim olsa da doğru gibi görünen yanlışlar,yanlış gibi görünen doğrular vardır.
........Araştırılsa dünya çapında kader arkadaşlığı yapan ülkeler olduğu ortaya çıkabilir.Benim tespitim Hindistan ve Türkiye. Bu yüzden Türkiye'nin başta ki kelimesini yazıp Hindistan'ın '-distan' ile tamamladım.Aynı şeyi Hindistan'
ı yazarken yaptım.
.......Kurtuluş Savaşında Hindistan Sovyet Rusya'dan sonra en fazla parasal yardımı yapmıştır bize.
.......O yardımdan ziyade Hindistan’da toplum katmanları(Kast sistemi) vardır.Ölünceye kadar bir kasttan diğer kasta geçemezsiniz.Ülke refah içinde de olsa mutlaka 'Hint fakiri' diye tabir ettiğimiz orada ne diyorlar bu kastın adına bilmem bu kastta doğanlar ölene kadarfakirdir: Asla zengi olamazlar. İnançta şöyle:
-Fakir doğanlar tekrar dünyaya gelince zengin olarak gelecekler; zengin olanlar da hayvan olarak gelecekler.(Hindistan’da müslümanlar ya da başka dinlerden bahsetmiyorum) -Hint çoğunluğundan bahsediyorum-zenginler ise hayvan olarak dünyaya gelecekler. Bu Hint çoğunluğu dini inanışında Allah inancı ve cennet-cehennem yoktur.
......Bizim onlara onların da bize benzerliği ne? Bizde 1947'den bu yana toplumu kamplara bölen, ayıran siyasi partiler ve ne yazık dinde olmamasına rağmen dinsel çevreler(Çoğunlukta olmalarına rağmen dinin davranışlarının dinin özüne uygunluğu tartışılır.) toplumu sürekli KAST sitemine götürmeye çalışmıştır.Bu sistem direkt ekonomik KAST değildir.Fakat bu kamplaşma kendi fikrim yüzde yüz doğrudur saplantısı bir türlü egemen sınıfların bulanık suda balık avlayıp da sefatini devam ettirmekten başka işe yaramıyor.

......Sanki bir kişi kominist düşünceli ise onun hiç mi hiç milliyetçi yanı olamazmış.Ya da daha küçüklükten beynine kazınan Allah inancı tamamen nötürleşmiştir.Hiç esnek değildir toplum. Ayırmıştır.Adını koymuştur bu koministtir,dinsiz,Allahsıztır, vatan hainidir

…….Kominist dedikleri ne Rusya'ya kaçmıştır.Ne dinsizliğini yaşamıştır.Öyle olsaydı imamsız cenazeler çok olurdu. Ne çete kurmuş haraç almıştır. Ne sayfiye yerlerin arazilerini paylaşmıştır. Ne ülke toprağını satmıştır ne AB ve ABD ye boyun eğmiştir,ne İngiliz'e Fransız'a Arap'a toprak satmıştır,ne Japon Yazaki'sine, Tofaş -Fiat,Renault,Cargill (Amerika) hülasa bütün yabancı firmaların fabrikaları ucuz işçilik sağlamıştır,ne sadaka dağıtmıştır....

Ama o bir koministtir.Kast ı belli olmuştur.Hiç mi hiç içinde tek bir tane insanflı merhametlisi yoktur.
......Diğer taraftan Türkiye'de faşistler vardır.Bunlarda asla iflah olmazlar.Bunların hepsi ülkeyi satan,halkı kandıran,ezen, kesimdir. Hepsi mafyadır,hepsi derin devlettir. Bu da kast.

......Din kesimindekiler'in de hepsi demokrasiden yana değil hepsi uydurma dinden yanadır sanki, gerçek Kur'an daki din yoktur gibi başka kasttan düşünülür.

.......İşte böylece biz bu yönlerden Hindistana benzeriz.Başka hangi yönden ya...Hint düşünür ve buda dininden olanlara bir bakarsınız ki adamlar Mevlana'nın sevgisini geçmiş.(Ben bu sevgiye KURU SEVGİ diyorum)

.......Kökü saraya dayanan ve ustalıkla bunları saklayan bir Bülent Ecevit vardı.Toplumun idolü.Ben hiç onun samimiyetine inanmadım. Eşi Raşel (Rahşan) hanımında…Mesela Trabzon’da bie kız çocuğunu bahane ederek bir af çıkarttı altından tanıdıkları çıktı.Kimsenin ruhu duymadı. O küçük kız iki yılda hala çıkmamıştı. Hayır Demirel Demirel,Türkeş, Erbakan vs onların da samimiyetlerine hiç inanmadım. Ama konum Ecevit.Sayın Ecevit 'e Türkiye'deki Mevlana mesnevileri yetmemiş olacaktı ki o Hindistan 'daki düşünüre düşkündü.Oradaki insani olarak ortaya atılan fikirlere düşkündü,şairlere ve şiirlerine.
.......Şimdi hasız mıyım biz Türkdistan olmuşuz. Gözlemlediğim bazı yönlerden de Hindistan bize benziyor.Müslüman kesimi var,Kurtuluş savaşında yardımı var Mevlana felsefesine benzer 'KURU SEVGİLERİ' var. Kuru sevgisi bir türlü Kast sistemini bozamıyor. Ne sevgi ne sevgi…

…….Şimdi bana dersiniz ki bu KURU SEVGİ nereden çıktı.
.......Bakın Türkiye'de özellikle Ege bölgesinde Bizans'tan önce yaşayan Yunan asıllı serfler vardı. Bunlar kral olmasına rağmen kendi içlerinde özgür sayılırlardı. Bergama,Efes...çeşitli yerlerde Anfi tiyatroları var neredeyse stadyum gibi. Aslında o yerler tiyatrodan ziyade halkın oturup tartışacağı yerlerdi. Muhteşem diyorum ben.O zamanda demokrasi. Meyveleri var mı evet.Yunan asıllı filozoflar ve destanlar. İslamın ilk yıllarında Yunan filozoflarının eserleri çevrilerek Türk filozof ve din adamları da çıkmıştır.farabi,İbni-Sina,Bruni...gibi.

.......Bu anfilerde toplanan halk yaşam için çözüm yolları arıyorlardı.Allah'ın bahşettiği beyinler bir araya gelip çözüm yollarıyla adeta beyinlerin eserinin geçidi yaşanırdı.

……..Hindistan'ın ve Mevlana’nın kuru sevgisinde ne demokrasi, ne üretim, ne eşit paylaşım yok. Kuru sevgigiyi paylaşacaksanız paylaşın. Olmayan yağsız aşı paylaşacaksınız. İnsanlar, insanların hücreleri beslenmek ister.Canlılığı sürdürmek ister. Kim olursa olsun eğer bir bilgin bir aydın isen insanlara yaşamla mücadeleyi öğretmelisin.İnsanlar çocuklarını öyle eğitsinler ki yaşamda güçlü olsun Boynu bükük anne ve babaların çocukları boynu bükük olacaktır.Bu dünyada ayakta kalmak,yaşamak,yaşamı idame ettirmek zor zenaattir.İnsanları üretici yapmak,hayal güçlerini geliştirmek,onları yeniliğe heveslendirmek,bilimden nasiplenmelerine yol açmaktan daha sevap ne olabilir…
……… İnsanı hayat mücadelesinden alıkoyuyor. İnsan sevgisi diye Hint fakirinden beter ediyor. Uyuşuk ve üretemeyen. Hiç Mevlana felsefesinde beynini öyle çalıştır ki öyle düşün ki yaşamını hep düzelt. Doğayı bak benim yaptığım, benim ürettiğim gibi koru.Dergâh ta loş ışıkta Allah sevgisi…Allah böyle sevgi istiyor mu bir de Kur’ an ‘a bak.
…….Bir kaşık çorba. Peki bir kaşık çorba ile beyin gelişir mi? Bir kaşık çorbaya mahkum ettiğin insanların çocukları Allah'ın bahşettiği nimetleri ortaya çıkarıp da yararlandı mı? Kendisine emanet edilen vücutlar bir kaşık çorba ile mi sadakat görecek.
........Neden kızıyorsun Mevlana'ya diyeceksiniz. Kızmıyorum. Mesnevileri anlaşılmıyor. Hepsi Farsça. Farisi milliyetçiliği olabilir mi diye hep aklıma gelir.Olur insanlar kendilerine öyle miskinlik seçebilir. Yüzyıllardır İnsanlar aklına bir Allah,bir Muhammed bir de Mevlana gelir. Mevlana biraz şirk olmuyor mu? Neredeyse o mertebeye ermemiş mi? Kur'an ı okumayan,anlamaya çalışmayan insanların alternatif diye Mevlana yollarına düşmemiş mi? Mevlana sayesinde bugün Yahudiliğin de içinde cirit attığı dergâhlar tarikatlar yok mu? Gerçek hayatta insanlar Hu! Hu ile mi yaşıyorlar.Kur’an’da Hu! Hu! Var mı? Madenlerin altında ne tehlikelerle yaşıyorlar. Her türlü gelirini sağlamış yoksulun halinden anlamayanlar Mevlana felsefesine koşuyorlar.Kenara çekilip duracağınıza, ülkede yanan ormaların yerine yenisini üretilmemesi,yoksulların onurluca iş bulup çalışması için (Sadakacı değil) neler yapıyorsunuz? Kos koca hiç!

‘’……….Mevlana 1244 te Konya sokaklarında Derviş Şems Tebrizi ile karşılaşır.iki mistik kişi aylarca birlite yaşadılar. Öğrencilerini ve ailesini bıraktı Mevlana. Ailesi Şems’i istemedi.Mevlana’nın oğlu Sultan Veled Şems’i Suriye’den getirdi.1247’de Şems ortadan kayboldu. Mevlanan’nın oğullarının bilgisiyle öldürüldüğü söylenir. Şems’e şiirler yazar. Divan-ı Şems. Daha sonra Kuyumcu Salaheddin Zerkub’a Şems’e benzeyen yakınlık duydu.
Salaheddin ölünce sevgisi Hüsamettin Çelebi’ye yöneldi…..Hristiyan din adamlarına kadar herkes ondan hoşlanırdı…(Anabritanicca cilt-5 sayfa 440) ’’

İnsan sevgisi kişilere tutulmak mı*Evrensel mi?

………Siz Mevlana'nın Kuru sevgisindesiniz. Masrafsız, hareketsiz, çabasız ve para harcama dan, kendinizden elinizden hiç bir şey vermeden İnsanları seviyorsunuz.İnsanları mı seviyor sunuz, yoksa kendinizi birazcık ruhsal rahatlamayı mı seviyorsunuz? Elinizle verin.'EL' sevginiz olsun.Bu el verginiz asla sadaka olmasın.Asla.İnsanlara iş verin,bilgi verin. Dürüst olun dürüstlük kazandırın,doğru düşünmeyi öğretin.Aydınlatın insanları.Özgürlüklerine engel olmayın.Tek bir şeyi ÖZ sevgim var deyip kenara çekilmeyin.Özseverliğinizi elseverliğinizle süsleyin, gerçekleştirin.
……Dostlarıma sevgilerle
Delta S X
17.01.2007

Halit Mehdigil
Kayıt Tarihi : 18.1.2008 01:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!