“< ŞİMDEM GİRÜ HİÇ KİMESNE KAPUDA VE DÜVANDA VE MECALİS VE SEYRANDA TÜRKİ DİLİNDEN GAYRI DİL SÖYLEMEYE””
(Şimdiden sonra hiç kimse sarayda dışarıda veya divanda Türk dilinden (Türkçe) başka dil konuşmayacaktır..) Karamanoğlu Mehmet BEY 13 Mayıs 1277 …
Karamanoğlu Mehmet Bey’in verdiği bu fermandan sonra artık dilimiz her alanda Türkçe olarak kabul edilmiştir.. O zamandan bu devire kadar çok şeylerin değiştiği kaçınılmaz bir gerçektir.Günümüz Türkçesi yavaş yavaş kirlenmektedir.Günümüz bilgi çağında yararlandığımız internet televizyon cep telefonu gibi aletlerin Türkçemizi nasıl da kirlettiğini hepimiz göz ardı etmekteyiz..
Bu günlerde gençler arasında bir sms bir msn kültürüdür almış başını gidiyor.Öztürkçemizi kirleten en önemli unsurlar bunlardır.Bugün cep telefonlarının kısa mesaj bölümünde karakter sınırından dolayı sessiz harf kullanılmayışı artık ilkokul defterlerine bile yansımaya başlamıştır..Msn de hızlı yazma merakıyla yazılan slm,nbr, bye,ok gibi kelimelerde konuşma dilimizde oldukça yer edinmiştir..Artık özenti ve yabancılaşma merakı oranının oldukça fazla olduğu ülkemizde “slm janım nbr ya ne yapyosun” gibi abuk sabuk cümleler kullanan insanları görmek oldukça mümkündür..İnsanlar şiveleriyle konuşabilirler ama Türkçe’mizi bu denli katletmek kimsenin hakkı değildir.Bu kelimeler Türkçemize o denli girmişlerdir ki aslen “yapamayacağım” olan kelime “yapmıycam” şeklinde kullanılmaya başlanmıştır..Model alma oranının da yüksek olduğu ülkemizde “oha falan oldum” “kal geldi” gibi anlamsız cümle yapılarını kendilerine mal etmiş başrol oyuncuları ile yüksek reyting alan televizyon dizileri yine Türkçemizi kirlileştiren unsurların başında gelmektedir.Televizyon kültürünün de Öztürkçemizi kirlettiğini yine hepimiz yok saymaktayız..Bakın bir düşünür televizyon hakkında ne demiş.. “Tanrılar bir kişiyi mahvetmek istedikleri zaman o kişiye televizyon vermekle işe başlarlar”.Çok doğru bir söz.Hoş şimdilerde herkesin televizyonu değil tv si var artık…
Bugün sokağa çıktığınız zaman eskiden adları bizim manav,sizin market,yaşar usta’nın yeri vs. olan bir çok mağaza grocery,hiper marketing, shopping center,jewelry gibi reklam panolarıyla oldukça ilgi çekmektedir.Eskiden oğlunu, yakınını,bir sevdiğini vs “allahaısmarladık,hayırlarla gidin ….” edalarıyla uğurlayanlar şimdilerde bye, çüz, hadi çav vs. kelimelerle bu kirlenmeye kattı yaptıklarının ve yabancılılaştıklarının farkına varmak istemektedirler..”Tamam”ın yerini ok in aldığı şu günlerde reklam panolarına kapılıp ışıltılı dünyanın acı gerçeklerini görmekten kendilerini men etmektedirler.. Işıklı tabelalar ve köhneleşmiş kelimeler arasında sıkışıp kalan Türkçemiz hakkında umutlar da giderek tükenmektedir..Ki “Türk Anştaynı” olarak bilinen Oktay SİNANOĞLU son kitabının adını “Bye Bye Türkçe” koyuyor! ! Yağmur ATSIZ ise “ Türkçe 22. Yüzyılı Görebilir mi” sorusunu soruyor!
Bugünlerde Türkçe’mize girmiş o kadar yabancı sözcük vardır ki, ve o kadar bu yabancı sözcüklerle konuşmaya şiir yazmaya,günlük tutmaya can atan cahil halkım Türkçe’miz üzerinde oynanan oyunların farkında değildir..Dil bir milleti millet yapan unsurların en başında gelir.. Bu sebeple büyük düşünürler “bir milleti çökertmek istiyorsanız önce o milletin dilini ve kültürünü yok etmelisiniz” diyerek dilin önemini vurgulamaktadırlar..Yahya Kemal de;
“Dili bir dini bir,gönlü bir insan yığını
Görüyor varlığın bir yerde toplandığını” dizeleriyle dilin milli bir varlık olduğunu belirtiyor…
Neyse lafı fazla uzatmak istemiyorum Türkçemizi kirletmeye kimsenin gücü yetmeyecektir,güzel dilimizi kirletmekte kimsenin haddi değildir..Çünkü bizim Türkçemiz Anadolu motifleriyle süslü,halk ozanlarıyla sözlü,yanık türküleriyle sazlı,ağıtlarıyla avazlı,anonimleriyle desenli,uyaklarıyla bezeli,dikili taşlarıyla tarihi,şairleriyle edebi,Mevlana’siyle Mesnevi,Kaşgarlı Mahmud’uyla lügat-i,Yunus Emresiyle ilahi,Mehmet
Akif’iyle istiklali,Ömer Seyfettin’iyle hikayevi,yörelerimizle şivesel bir yapıya sahiptir ve bu güçlü yapıyı çökertmek kolay iş değildir…
Daraltılmış dille geniş edebiyat olmaz.Küçültülmüş sözlükle büyük eser yazılmaz! Geçmişimizle barışalım kendimizle barışalım…
Altta Yusuf YANÇ a ait Arıyorum şiiri sanırım ne demek istediğimi tamamen anlatmaktadır…
ARIYORUM
Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum
Göreniniz bileniniz duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı.
Bu günden sonra divanda dergahta mecliste meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını
Çarşıyı, pazarı, köyü şehri
Fermana uyanınız var mı?
Tanıtımın demo,sunucunun spiker
Gösteri adamının showman,radyocunun discjokey
Hanımağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store bakkalın market torbanın poşet
Mağazanın süper hiper gros
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı
İlan tahtasının billboard sayı tabelasının skor board
Bilgi alışının brifing bildirgenin deklarasyon
Merakın uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı
Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı
Beldelerin girişinde welcome
Çıkışında good bye okuyanınız var mı?
Korumanın muhafızın body guard
Sanat ve meslek pirlerinin duayen
İtibarın prestij olduğunu bileniniz var mı?
Sekinin alanın platform merkezin center
Büyüğün mega küçüğün mikro sonun final
Özlemin hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı
Yol üstü lokantamızın fast food
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde
Hesabının adisyon olarak ödeyeniniz var mı
İki katlı evimizi dubleks,üç katlıyı tripleks
Köşklerimizi villa eşiğimizi antre
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı
Mesireyi kır gezisini picnic
Bilgisayarı computer, hava yastığın air-bag
Pekela,oluru okey diye söyleyeniniz var mı
Toprağımızı bayrağımızı inancımızı çaldırmayalım derken
Dilimizin çalındığını.talan edildiğini
Özün el diline özendiğine içi yananınız var mı?
Masallarımızı tekerlemelerimizi vecizlerimizi unuttuk
Şarkılarımızı türkülerimizi manilerimizi kaybettik
Türkçemiz elden gidiyor dizini döveniniz var mı?
Karamanoğlu Mehmet beyi arıyorum
Göreniniz bileniniz duyanınız var mı
Bir ferman yayınlamıştı
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?
Kayıt Tarihi : 23.9.2008 17:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!