Geçenlerde Fakültemizi ziyaret için İsveçten bir bayan geldi. Bürodaki arkadaşlarımla, İsveçli bayanı İngilizce mi, Fransızca mı yoksa kendi dili olan İsveçce konuşarak mı karşılayalım ? Dedim ki;
- Arkadaşlar bir insanın en güzel duyacağı dil kendi ana dilidir, İsveçce kütüphanemize hoşgeldiniz diyelim..Kütüphanemize hoşgeldiniz cümlesini İsveç diline çeviri kısmından birkaç kez okudum, sesli olarak tekrarlarken birden kapı açıldı ve İsveçli bayan, Dekanımız, Dekan Yardımcılarımız, Öğretim Üyelerimiz, Tercümanlar kütüphanemizden içeri girdiler.Ben o an öğrendiğim İsveç diliyle kütüphanemize hoşgeldiniz dedim.İsveçli bayan tatlı şaşkınlığın içine karışmış bir heyecanla ve mutluluk harmanıyla irkildi, gözlerini açarak gülümseyerek İsveçce konuşmaya başladı, yanımızdaki tercüman bayan;
-İsterseniz siz konuşun ben tercüme edeyim dedi ve ziyaret programı devam etti..
Bir insanın başka bir ülkede kendi diliyle konuşulup karşılanması ne kadar haz verici ve anlamlı bir olay, bunu ziyarete gelen İsveçli bayanın o andaki yüz ifadesi ve hareketlerinden de sezmemek mümkün değildi.
Bizler ne yapıyoruz? Kendi dilimize, öz Türkçemize sahip çıkabiliyor muyuz? Dünyanın hangi ülkesinde Türkçe olarak merhaba, nasılsınız, iyi günler, hoşçakal, teşekkür ederim, iyiyim..gibi temel ve günlük konuşma sözcükleri sıklıkla kullanılıyor? Hiç sanmıyorum.
Ülkede konuşulan bir dilin tüm ana hatlarıyla, imlâsı ile kavranması ve öğretilmesi bir çocuğu yetiştirmek kadar önemlidir.
Her ülkenin vatandaşı kendi ana diliyle konuşmayı, anlaşmayı tercih eder.Ülkemizde ise bu olay farklı, hoşçakal yerine bye byee, çüzzz..vb. yabancı kökenli sözcükleri kullanıyoruz.Bu yanlışı ben de bazen farkında olmadan dilime yerleşen sözcük olarak kullanıyorum, bir dahaki konuşmamda bu yabancı sözcükleri kullanmayacağım diyorum, ancak insanın alışkanlıklarını atması zaman içinde sürecini koruyor.Aslında bu sözcüklerin kullanım alışkanlığını birbirimizi uyararak giderebiliriz.Birey olarak yabancı kelimeleri konuşmave yazma dilimize yerleştirdiğimizde öz Türkçemizi kendimiz bozuyoruz.İnternet sayfalarında da yabancı kökenli sözcükler ve kısaltmalara çoklukla rastlıyoruz.Kendi harflerimizin içine anlam ifade etmeyen harfler de bazen yerleştirebiliyoruz evet yerine ewet vb..Böyle yazınca farklılık mı oluyor? daha mı hoş görünüyor veya daha mı etkili oluyor? Kesinlikle hayır! Aksine, kendimize, gelecek nesillerimize kötü başlangıç ve gelişmelere neden oluyoruz.
Ülkemizde, işyerlerine asılan tabelaların ve işyeri isimlerinin çoğu yabancı dil sözcüklerinden oluşması da cabası..
Ailemizde, bulunduğumuz ortamlarda, iş-arkadaş çevremizde Türkçe sözcüklerin arasında duyduğumuz yabancı kökenli kelimeleri konuşma ve yazma dilimize yerleştirmemeliyiz.Türkçemizin anlam, sözcük, ifade yönünden ne kadar zengin olduğu bilinciyle hareket edip kullanacağımız kelimeleri özenle seçmeliyiz.
Alfabemizdeki 29 harfin birleşip bütünleşmesiyle oluşan sözcük ve kelimeleri anlamları ile benimseyip yabancı kökenli sözcüklerden kendimizi arındırmalıyız. Böyle giderse, gelecek nesillerdeki çocuklarımız, torunlarımız bizlere, hi mama, how are you babaaanne, Hi uncle, bonjour grand-père, ı love you anneanne dedikleri zaman hiç şaşırmamalıyız.
Selma ŞengörenKayıt Tarihi : 19.5.2012 22:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

akışı harika
okuyucusunu yormayan güzel bir sunum
başarılı bir çalışmanın meyvesi
kutlarım
Ne zaman -nasıl -kim/ler (Alamancılar)başlattının arayışı vs. de gerekmez. Zira, kapalı toplumluktan-küreselliğe geçişlerde, başka toplumlarla gelişen ilişkiler sonucuda ortaya çıkan bir öykünme yada özenti diyebileceğimiz bu (elli yıllık) süreç en fazla on yıl daha sürebilir.
Çünki, Dünyadaki 150-200 Türk Kolejinden mezun olanların Türkçe’yi anadilleri gibi konuştuklarını gördükçe, toplum olarak özentiden hayıflanılanacağız.. Onlar bizi utandırdıkça toplum özentiden vazgeçecek.
Özetle yurtdışındaki eğitim, yurtiçindeki çarpıklığın giderilmesini temin etmiş olacak. O nedenle Türkçe hususunda telaşa mahal yok diyebiliriz. (Elbette ikazlarda bu süreçte faydalı).
HASSASİYETİNİZİ ALKIŞLIYOR, YÜREĞİNİZE SAĞLIK DİYORUZ./ Başarı ve Esenlik dileklerimizle./n.a.
Değerli kaleminize Saygılarımla
Oğuzhan
TÜM YORUMLAR (5)