Orta Asya'dan gelen Yiğitler toplandı Anadolu'ya,
Selam götürdü Erenler Tekir Yaylasından Bolu'ya.
Otağ kurup meydana, Kurt başlı tuğlar diktiler,
Şölen kurup Erciyes'in, Tekir Yaylasına çıktılar.
Kurultay düzenlediler kurdular tahtı Türkiye'de,
Kurultay ile Oğuzların açıldı bahtı Türkiye'de.
Azeriler ile Kazaklar gelip oturdular bir otağa,
Üç Oklar ile Boz Oklar gelip şan verdiler bağa.
Kıbrıs'tan Türkler,Türkmenistan'dan Türkmenler geldi,
Doğu Türkistan'dan Uygurlar ile Özbek'le Hanlar geldi.
Kırgızlar,Altay Türkleri ve dahi Başkurtlar toplandı,
Balkarlar,Çuvaşlar atalarını yad edip Oğuzu andı.
Çeçenler,Kırımlı Tatarlar,Pomaklar,Tuvalar geldi,
Oğuzlar,Hakaslar,Yakutlar,Kaşgaylar,Novalar geldi.
Tatarın ardından Nogaylar,Ahıska Türkleri geldi.
Karaylar'la Kıpçaklar,Kalmuklar ile mülkleri geldi.
Kalaçlar,Nayman Türkleriyle otağlara bayraklar çekildi,
Turan Erciyes'te birleşti,yirmi dört boyun tuğları dikildi.
Ergenekondan çıkışı için demir dövdüler örste çekiçle,
Göktürk Başbuğu Kür Şad’ın Çin’de kılıç salladığı güçle.
Ve ardından son Başbuğ olan Alparslan Türkeş kükredi;
Tüm boylara; Hoş geldiniz Oğuz'un yirmi dört boyu dedi.
Hoş geldiniz deyip selam verdi büyük Türk Kurultayına,
Tekir Yaylasında sahip çıktı Oğuz Han’ın Altın Yay’ına.
Türklüğün temsilcileri dinledi Başbuğun öğütlerini,
Hep birlikte okudular Ozan Arif’in Turan beyitlerini.
Sonra dua ettiler Allah'a Türklüğün dirliği için,
Ak sakallılar toplandı Divanda Türk birliği için.
Türk'ün tarihine yolculuk başladı,
Yiğitlerin atları Ötüken’de kışladı.
Gençleri toplayıp meydana,Ve dediler ki bir gün;
Binlerce yıl aldı senin yolculuğun,üç kıtada dün.
Bir suyun sesi vardı eskiden bir de esen rüzgarın,
Tarihe,tarih denmeden önce,bu gün ile geldi yarın.
Ol dendiğinde balçığa gün vurdu cihanda o anlar,
Işığa çıkmak istedi,Adem oldu,Havva oldu canlar.
Aradan uzun yıllar geçti,tufan oldu dünyayı su aldı,
Nuh geldi,ondan Yasef oldu,ondan Türkler çoğaldı.
Orta Asyayı edindi mülk,suyu emdi,toprağa kök saldı,
Güneş ışığını emdi yer,göğe dal salıp ağaçlar şekil aldı.
Işığı görmek istedi göz verildi,can ile Türk'e akıl verildi,
Türk'e akıl verildikten sonra,Türk obalarına vekil verildi.
Aklını yöneten yiğitler destan yazdı Oğuz'a can geldi,
Oğuz Destanı dediler adına,şölene Bayındır Han geldi.
Dede Korkut geldi,destan söyleyip az kopuz çaldı,
Tonyukuk ile yazdılar destanı,Türklerin destanı oldu.
Destanı yazanların ismini alıp balbal taşa yazdılar,
Orhun kenarına gidip Göktürk ismini başa yazdılar.
Dağ eğildi üzengi oldu,çeliği pek tutacak suyumuz vardı,
Toynağın kıvılcımlı nalıyla Türkler tarihe damga vurardı.
.
Ak kızımız,oğlumuzla beraber büyüdü oymak içinde,
Otağda konçuyumuz vardı,bir çiçek taşırdı saçında.
Kısraklarımızda ala nakışlı eğerlerimiz bağlı idi,
Kopuz ile Dede Korkut'un destanları söylenirdi.
Yol tuttuk,iz sürdük,yurtlandık,Asya yurdumuz oldu,
Türk yurdunda Oğuz Kağan ile güçlü ordumuz oldu.
Sonra Çine akın ettik Kür Şad ile saldırdık,
Kırk yiğit ile beraber ok atıp yağı öldürdük..
Alper Tunga olduk sagu söyledik Asya bozkırlarında,
Gün doğumunu sırtlanıp yürüdük kara kışın karlarında.
Attila koyduk Hanın adını,Tanrının kırbacı dendi bize,
Bumin Hanla İstemi Kağan birlik öğüdü vermişti size.
Bilge Kağan'la Kültigin destanını taşa yazdı Tonyukuk.
Oğuzda birlik için Bilge Han’ın sözü Oğuz’a oldu hukuk.
Ben Tanrı’nın kulu,Türk Bilge Kağan,işitin dedi duyun,
Kardeşlerim,oğullarım,benim verdiğim emirlere uyun.
Boyum ile gün doğusuna,gün ortasına gittim ey halkım,
Gün batısına kadar Türk ülkesini genişlettim ey halkım.
Türk Milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım,
Kardeşim Kültigin ile ben Türk Milleti için çabaladım.
Halkı birbirine düşman etmedim,gücü ele aldım,
Çıplak halkı giydirdim,ülkemi ben zengin kıldım.
Güçlü devleti olandan Türkleri daha iyi yaptım,
Asla ne töreden ne de inancımızdan saptım.
Ey Türk Milleti duy, beni işit:
Senin tarihin insanlıkla yaşıt.
Üstte gök çökmedikçe,yurdumuza hangi çaşıt sızabilir?
Altta yağız yer delinmedikçe,senin töreni kim bozabilir?
Çökmedi mavi gök,delinmedi yağız yer,bizler yürüdük,
Güneş yaktı toprağı,güneş yaktı suları,biz kar gibi eridik.
İnsanlar göğe bakındı,insan oğlu yere bakındı,
Tarih bizi unuttu sanma Beyler ondan yakındı.
Bir lokmaya bin ağız açıldı,yemek için ölüyorlardı,
Bize düşman olanlar Türklerin gücünü biliyorlardı.
Ardından kuraklık başladı göç diyen kuşlar uyuyorlardı,
Gagaları kanadına gömülmüş,göç sesini duyuyorlardı.
.
Gün beğleri oturdu söz danıştılar,batıya doğru göçtüler,
Bir susuz aygır ile bir sütü kesik ana üstüne ant içtiler.
Bir meyvesiz ağaca baktılar,bir kıraç yere bakındılar,
Su istediler;Asya içinde bir yudum su diye yakındılar.
Sarı renkli güneş göz alıyordu,canlar buna alışmıştı,
Erin üstünde toz,yüzünde sarımsı renkler oluşmuştu.
Rüzgara tutup yüzlerini,gözlerini dikip öyle yürüdüler,
Taşları yalarken rüzgar,Tanrı Dağ’ın karı gibi eridiler.
Ala çadırlar azaldı,göç ettiler özde bağlı kalıp ataya,
Kalan kaldı yurtlarda,gidenler yürüdü Altay'dan öteye.
Kara aygırlar düşüp kaldı,bebeler toprak olup öldüler,
Yağmuru bulduklarında yoldan gelmişlerdi,deli oldular.
Savaş ettiler,düşmanla yağmuru paylaşamıyorlardı,
Yağmur altında durdular,ileriye doğru koşamıyorlardı.
Sonra Oğuz'a Satuk Buğra Han adlı ulu kişi geldi,
Uzun yoldan geldim,ben Hakka iman ettim dedi.
İman ile gönlümü sevgiyle ulu bir Sultan okşadı,
Sordum kimsin diye? Muhammed Mustafa idi adı.
On sekiz bin aleme rahmet olan Muhammed idi gelen,
Onun yanına koştu,onun Peygamber olduğunu bilen.
Onun nurunu yağmura kattılar,yağmuru aldık paylaştık,
Ben Alp’tim,Alperen oldum,bu hal ile yedi düveli aştık.
El aldım Ahmet Yesevi'den,Buharalı İmamdan,
Soyuma el verdim,Türk İslam ülküsüyle candan.
Türkler Müslüman oldu,şenlendi yurtları,
Rüzgarla koştu okları,nefesle yetti atları.
Yandım diyenlere su döktüler,yetiş deyenlere yettiler,
Bir denizden bir denize,bir nehirden bir nehire gittiler.
Geleceğe at sürerek çoğaldılar gittiler,batıya vardılar,
Önce Hazar'a ulaştılar,İran'a girip,düşmanı vurdular.
Tanrı Dağından gelerek Turan iline girdiler,
Çağrı ve Tuğrul Beylerle mücadele verdiler.
Alp Arslan Gazi Anadolunun kapısını açtılar Türklere,
At tırnakları ileTürk İslam mührünü vurdular mülklere.
Selçuk Atamın hediyesi Ertuğrul'la Domaniç'e vardılar,
Ulu çınarın gölgesinde Osman Gaziyle çadır kurdular.
.
Saraylar kurup,atlaslar giyip,kılıç alıp elimize,
Kan rengi yüzükler takıp,kılıç kuşanıp belimize.
Anadolunun dert sofrasında bal yedik burada kaldık,
Derdi gülizar eyleyip biz,bir Mevlana bir Yunus olduk.
Anadolu topraklarına yeni gelmiştik anca,
Gönülleri fethettik biz topraklardan önce.
Biz ki Kayı Beyleri cihanda Oğuz atayı ulu sayarız,
Anadolu'da biz Oğuz Yörüklerinin kepeneğini giyeriz.
Demire su verir,Ergenekon'da çekiç ile demir döğeriz,
Gök Börü oluruz Türklere yol gösterir,düşmanı boğarız.
Yazarız çeliği mermer otağımıza,
Aşkla sevgi dikeriz gönül bağımıza.
Dün biz var idik,bu gün de biz varız,
Elimizde kılıç ile biz destan yazarız.
Ben Ertuğrul oğlu Kayı Osman,
Anadolu Beylerinin Beyi Osman.
Şeyh Edebalı'nın güveyi Osman,
Osmanlının Beylerbeyi Osman.
Hele beri gelin canlar,
Şunu iyi bilin insanlar.
Devlet-i Ebed müddet ile, Nizam-ı Alem Ülküsü,
Türk birliği için,söylenir Oğuzda Turan türküsü.
Sonsuza kadar adalet,sonsuza kadar devlet.
Sonsuza kadar hürriyet,sonsuza kadar Millet.
Türk milleti ile yükselecektir bu millet,
Bundan böyle cihanda yok olacak zillet.
Al sancağa Hilal’i nakış eden benim,
Gemiyi karadan yürütüp giden benim.
Alevi semadan gönüllere düşüren benim,
Çağ açıp,çağ kapayan,denizi taşıran benim.
Toy kurup tuğlar diken,üç hilali elime alan benim,
Fethedip İstanbul’u,Osmanlı kılan,Türk kılan benim.
Ben ki ben Fatih Sultan Mehmet Han'ım,
Yedi kıta,dört mevsim öteye gider şanım.
Atını sürüp,dünya iki padişaha çoktur diye haykıran,
Ben Yavuz Selim Han'ım,benimle yaşayacak Turan.
Üç kıtayı Osmanlı toprakları yapan Türkmen Han’ım,
Cihan padişahı olan ben,Kanuni Sultan Süleyman'ım.
Onların açtığı kapı bize muştudur,Türklüğe şan olsun,
Kilidi kıran ele,Hakkı söyleyen dile kutlu nişan olsun.
O el nerededir? Bilir misin sen? Nerdedir?
O el toplarımızla döğdüğümüz yerdedir.
Hisarın kana boyanmış enkazında kılıcı tutar yiğitler,
Şehadetler üstüne armağan olsun sahibine beyitler.
!
Ulubatlı Hasan‘a ne mutlu,çünkü İstanbul onundur artık,
Bu kapıdan yürüsün yiğit olan bu cihan Han'ındır artık.
Batı’dan Doğu’ya,
Doğu’dan Batı’ya.
İlmimizle geldik,töremizle yaşayalım,
İnancımızla geldik,yöremizle yaşayalım.
Adımızla geldik,adımızla yaşayalım,
Ülkede biz ağız tadımızla yaşayalım.
Atam Oğuz’un oğulları,durup oturmadı,atiye yürüdüler,
Güneşi sırtlanıp sırtlarına sonra da Batı’ya yürüdüler.
Serin rüzgarı göğüsleyip,kuzeye yürüdüler,
Suyun kokusunu alıp,güneye yürüdüler.
Vedalaştıkları yerde,sözcüler bıraktılar,
Tarihe tanık,bekçiler,gözcüler bıraktılar.
Dört yöne tanıklar bıraktık,ileri atıldık,
Gün geldi,bizler dört yönden kuşatıldık.
Can evimden vuruldum,bizi gösterip tut dediler tazıya,
Bizler cenge tutuştuk düşman ile vuruştuk kıyasıya.
Koç yiğitler üstümüze oynanan bütün oyunları bozdu,
Düşmanı yenip tarihe; Çanakkale Geçilmez diye yazdı.
Atlılar var ya hiç uyumadılar,hep yürüdüler,can verdiler,
Kalpaklarını alınlarına düşürdüler,yolun sonunu gördüler.
Arkadaşlarıyla yol üstünde bir dağın yamacına baktılar,
Analarını iki elleri havada,Ulu Allah'a açılmış bıraktılar.
Babalarıyla zaten cephede,savaşırken helalleşmişlerdi,
Hiç ağlamadılar,hiç uyumadılar,savaşmayı seçmişlerdi.
Bir soğuktan gözleri yaşardı,bir de alevli güneşten,
Ant İçmişlerdi ant yiğitler Kuran üzerine en baştan.
Değil mi ki son kurşunu atıp yerleri geriye aldılar,
Yabayı sırtlayıp,orağı,tırpanı alıp,kahraman oldular.
Artık Türk'ün ordusu idiler,Vatanı asla vermeyeceksin,
Bu mübarek yolda bir gün hiç bir gölge görmeyeceksin.
Yol yürünmüş,ayak izin kalmış ondan geride ter temiz,
Gece karanlığında hilal doğar yıldızla aydınlanır ülkemiz.
Gecenin sessizliğinde Bozkurt ulumaları yankılanır,
Karlı dağların başında kurt sesleri bir birine ulanır.
Kurt ile ayağında zincir olan soydaşımı anlattım oğluma,
Diline pranga vurulmuş esir gardaşımı anlattım oğluma.
Manas’ı çığırırken ağlama,anlattım gücüm yettiğince,
Ergenekon niye yasaklandı,anlattım sözüm bittiğince.
Özgürlük aşkını hatırladım,Ata yurdumda uçan kuştu,
Toprak,Kızıl Elma’ya uyandığında,Börteçineler konuştu:
Bir ağaca öz su verdim dedi,tüm dallarına sızdırdım,
Sızan özün kokusundan koklayıp destan yazdırdım!
Binlerce yıl hep birlikteyiz,Türk dediğin beraberce yaşar,
Bir ağacın yaprağı sararıp,dökülse de,yine dibine düşer.
Bir ağacın dallarıyız birlikte yaşadık,birlikte yaşarız,
Bizler aynı idealleri paylaşır,aynı hedeflere koşarız.
Hala Anadolu’ya çıkan yolu yürüyüp gelen sensin,
Vatanı savunup,güzel memleket için ölen sensin.
Doğu’dan yürüyüp Anadolu'ya gelen sen değil miydin?
Geldiğin yoldaki işaretleri bilen kişi sen değimliydin?
Şimdi daha hızlı yürümelisin yorulana bakıp üzülme,
Yoluna çıkana bakıp,umudunu yitirme,oyuna gelme.
Artık her şey yazıldı,sen tarihimizi yeniden yazıyorsun,
Türkçe bir sevda ile Turan'a varıp,ülkemizi geziyorsun.
Turanı dolaş,gez şöyle,ibret al kurdundan,
Bilgi edin,tarihini öğren Ata yurdundan.
Sonra Türkleri sev,Türklüğü yaşat.
Turan'ı kucaklayıp,İslam ile kuşat.
Ve,devleti yaşat ki millet yaşasın,
İnsanı yaşat ki, bütün ülke yaşasın.
Bu bayrak,Oğuz'dan on altı Türk devletine geçmiştir,
Selçukludan sonra Osmanlıya ondan bize geçmiştir.
Üç Hilalle gelip,Ay yıldız olarak semaya yelken açmıştır,
Adriyatikten Çin’e kadar Turan ellerine bir ışık saçmıştır.
Dede Korkut dokunsun,kopuzun teline,
Dokuz tuğ dikilsin,meydanın dokuz yerine.
Bozkutlar ses versin,tarihin sesine,
Milleti sevmeyenlerin tarih nesine?
Kösler,davullar vursun,
Türkler Turanı kursun.
Herkes evine gitsin,
Ak Kocalar dua etsin.
Türk soyu yaşasın,kıyamete kadar gitsin,
Allah Türk milletini,korusun ve yüceltsin.
Yiğitler gelip meydana dursunlar,
Ve cihana şu ibareyi haykırsınlar;
Danışsınlar bir Han'a.
Desinler ki cihana;
Tarih zamanla oluşur ama hayat kadar canlıdır,
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir.”
Hey oğul!
Bey Oğul!
Türklerin tarihteki yolculuğu bu şekilde olmuştur,
Türk Milleti Oğuz Han'dan bu yana yaşayıp gelmiştir.
Alp Bilgeler,Ak Kocalar cümle Türk'e dua edecektir,
Türk Milleti Allah'ın izniyle kıyamete kadar gidecektir.
Allah(c.c) Türk Milletini korusun ve yüceltsin.
Yusuf TunaKayıt Tarihi : 13.11.2015 17:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Tuna](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/11/13/turk-un-tarihteki-yolculugu.jpg)
Türk Milleti Allah'ın izniyle kıyamete kadar gidecek.
inşallah Yusuf Beyim... yine muhteşem bir anlatımla tarihin derinliklerine yolculuk yaptırdınız beni... kutluyorum harika destan için.... tebrikler
TÜM YORUMLAR (1)