Tarihçiler der ki,Türkler Işık Gölde ateş yakmıştır,
Hunlarla Orta Asya içinde tarih sahnesine çıkmıştır.
İkinci bin yılda Âdem(as) ’ın torunları kışladılar,
Onun talimatıyla yeryüzüne dağılmaya başladılar.
Âdem’in19.nesilden torunu Yasef’in oğlu Türk yetmişti,
O da Adem (as) ’ın vasiyetiyle Orta Asyaya gitmişti.
Gitmeden önce dedesi Âdem’in mezarını ziyaret etmişti,
Bunda da sadece Şanı Yüce Allah’ın rızasını gütmüştü.
Türk’ün gittiği topraklara elbet bir gün Türkler varacaktı,
Fatih Sultan Mehmet alacak, İstanbul’u Türk kuracaktı.
Şeytân daha önce cinlerle yeryüzünde kalmaktaydı,
Kendine tâbi olan insanlarla ordular hazırlamaktaydı.
Şeytân, Âdem oğullarının çoğunu dışlamıştı,
Hak yolundan sapıtıp insanları bölmeye başlamıştı.
İblis ordu kurmuştur Şeytânla cinden süvarileri vardı,
Hedefindekiler olanlar ise Yüce Yaradan’a inananlardı.
Şeytân; Adem topraktan ben ateşten yaratıldım demiştir,
İblis,Âdem’in yaratılmasını bir türlü hazmedememiştir.
Yeryüzünü ele geçirip,bozgunculuk çıkarmak temelidir,
Âdemoğullarını yok etmek Şeytan’ın en büyük emelidir.
Bunun için stratejik planlarla ayağa kaldıracaktır,
İnsanları Yaratıcı’ya başkaldırtmak için saldıracaktır.
Şeytanın saldırılarına başta Türkler maruz kalmıştır,
Türk’ün bu topraklara gelişi yüz yıl kadar olmuştur.
Türk’ün bir oğlu olmuş ve o da kırk yaşına gelmiştir,
Bu oğul diğerlerine benzemez,bilinmeyenleri bilmiştir.
Erdemli, salih,bilge kişiliği ile Türk bir Handır,
Diğer kardeşleri ise çok cesur ve sadık insandır.
Ama bu oğlu salihlerden olup,Hakka uymuştur,
Türk ise bu oğlunun adını İstanbul koymuştur.
Bu isim Abı Hayat suyu içip yardıma hazır olur,
Daha sonra da Yaratıcı’dan ilim alıp Hızır olur.
İstanbul’a her taraftan gelip uğranılacaktır,
Son çağın sonlarında ilk ismi gibi anılacaktır.
Türk,İstanbul’a dedesinin toprağını vermişti,
Orada olup biteni haber almak için göndermişti.
Bir yıl sonra ise İstanbul dedesi Adem’i anmıştı,
Görevini tamamlayıp,babasının yanına dönmüştü.
Türk, şehrini geçen zaman içinde hızla imar etti,
Bu şehir, yemyeşil ormanları ile güzel bir memleketti.
Şehrin yüksek yerine bir mabet inşa edildi,
Bu yapı, Türk kavminin hem ibadethanesi idi.
Âdem Kâbe’yi Haktan aldığı bilgiyle dört köşe yapmıştı,
İblis ise kendi mabedini üçgen piramit yapıp ona tapmıştı.
Fakat Adem oğullarını dünyada şeytan saptıracaktı,
İblis, Âdemoğluna dünyada atmış piramit yaptıracaktı.
İstanbul, babası Türkle mabette her şeyi unutmuştu,
Türkün elinde asa vardı,İstanbul ucundan tutmuştu.
Bu bir edepti,Türk konuşması için âsâsını oynattı.
Âsâ, ilmi temsil eder,Hak ilmi böylece Türk’e kattı.
Bunun üzerine İstanbul söze Yaratıcı’yı anarak başladı:
Şeytan,bin yıldır saklandığı delikten çıkıp içimizde kışladı.
Âdem’in vefatını fırsat bilmiş, cinlerden ordu kurmuş,
İnsanoğlunu kandırarak şimdi gelip bizim karşımıza durmuş.
Türk dedi; Şeytan,dedemiz Âdem’i cennetten çıkardı,
Nasıl olur Âdemoğulları Şeytanla işbirliği yapardı?
İstanbul, gördüğünü anlatmaya devam etti:şöyle bakmış,
Şeytan, yeryüzündeki ilk mescide (Kâbe’ye) göz dikmiş.
Aklınca O mukaddes evi ortadan kaldırmak zorundadır,
Ahalisini yok etmek istediğini ilân etmiş durumdadır.
O beldenin halkı akrabalarımız güçsüz ve çaresizdir,
Sizlere selâmları var,ne yapacağını şaşırmış kararsızdır.
Atamız Âdem (as) vasıtası ile maiyetinize ulaşıyorlar,
Mutlaka bir hikmetinin olabileceği ümidini taşıyorlar.
Bu konuşmadan sonra Türk,İstanbul’u bekledi,
Akşam ibadetinde, mabette şu toplanalım dedi.
‘Aksakallılar Meclisi’ toplansın diyerek gitti,
İstanbul, başını öne eğip mabetin yolunu tuttu.
Akşam olmuş, topluca Allah’a ibadet, secde edilmişti,
Haberi alan Aksakallılarla, mabedin içine gidilmişti.
Turk ile beraber Aksakallılar Meclisi on altı kişiydiler,
Hepsi bilge ve âsâ sahibi olan yiğitlerin ele başıydılar.
Türk’un önderliğinde,Hak anılıp toplantıya başlandı,
Huzura İstanbul’un gelmesiyle şeytanlar taşlandı.
Şeytan nasıl bir ordu kurmuştur dediler,
İnananlara karşı nasıl durmuştur dediler.
Allah’ın melekler ordusu yardıma gelecektir,
Şeytanın ordusunu elbet yerle bir edecektir.
Çünkü yerler ile göklerin ordusu Allah’ındır,
Doğudan gelen Türklerin ordusu Allah’ındır.
İstanbul, tüm edindiği bilgileri anlatmaya devam etti.
Şeytan, sağ kolu olarak,komutanlığa İsrail’i getirmişti.
İsrail, Şeytan ile işbirliği yapan,Âdem oğlunun ismidir,
Onun soyu İsrail oğullarıdır,müslümanlar onun hasmıdır.
Allah, bu soya peygamber gönderip uyaracaktır,
Bu soy, yeryüzünde fitne ve fesat çıkaracaktır.
Heyet, İstanbul’un anlattıklarını can kulağıyla dinledi,
Heyetten biri: “Melekler Kabeyi ve bizleri korur dedi.
Biri söze atıldı,Yüce buyrukları inceleyip alalım,
Suhufları tekrar inceleyip öyle karar kılalım.
Kutsal suhuflar çıkarıldıktan sonra iyice tetkik edildi,
Fakat suhuflarda aranan ilim vebilgiyle yola gidildi.
Heyetin on beş kişisi ‘hilâl’gibi yerlerini aldılar,
Türk ise hilâlin ağzını açık bıraktı öyle kaldılar.
Âsâlar ellerinde ‘divan’ durdular,adeta ‘Ay Yıldıza’,
Şeytanın ordusuna karşı durup sefer eylediler yaza.
Hilâl ve Yıldız şeklinde dizilmiş Aksakallılar ata bindiler,
Türkle beraber İstanbul’a gidip şeytan ordusunu yendiler.
Kayıt Tarihi : 14.11.2015 17:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hazreti Adem Sefiyyullah Efendimizden başlayarak şanlı TÜRK milletinin
geçmişini ve bu gününü anlatan Bilgilendirici şiirsel sunumunuz Muhteşem olmuş Siziz yürekten tebrik ediyorum. Sevgi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.++ Sayfama alıyorum
TÜM YORUMLAR (1)