Orta Asya yeter mi bize açın oradan dağları
Bekler alem nizam için Türk'ün erlerini
Türk'ün sesi asırlar aşarken delerken gökleri
Aleme cengi öğretti Türk'ün neferleri
Dağlar bize ova gibidir çıkarız en yükseklere
Biz kefen giymeyiz onu ölüler giysin
Türk dediğin ölmez ki kefen giysin
İlle ararsan kefeni işte savaş kıyafetleri
At sırtından inmeden ölenleriz biz
Bir at ile kıtalar aşanlar yine biz
Önümüze çıkanları süre süre yolladık Avrupa'nın dibine
Ok sesleri notadır bizlere elbet
Barışta çalarız kopuz teller kopana dek
O kadar çok destan yazdık ki sayısını unuttuk fark etmeyerek
Bizim diğer müziğimiz üstümüzde gezen oklardır
Tehlike bizden bir harftir dağlarda savaşır hala namımız
Bir bedenden fazlasıdır bu akan deli kanımız
Bir yanımız destan yazar bir yanımız kan seli
Yüksek tepelerden iner deli atlarımız ve yeleleri
At sürerken bozkırlarda gezerken öylesine
Aklımız ve gönlümüz savaştadır hem de delirircesine
Ölüm korkutmaz bizleri üstüne gideriz durmadan bir an
Düşman bulamazsak birbirimizle savaşırız olmayız yavan
Bozkırın en delisi biziz bükülmez bileğimiz
En büyük ülkümüz egemenlik ve yüce birliğimiz
Eceliyle ölmeyi günah sayarız yerimiz cenk meydanı
Boynumuz koparda eğmeyiz asla öne başlarımızı
Türk'e ölüm biçenin olmaz bile mezarı
Bize mezarlık vaat edenlerin bak nerededir yeri?
Biz iş çevirmeyiz savaştır yerimiz
Binbir yalan ile sanmayın devriliriz
Sanmayın biz bir devlet olarak kalırız mühebbet
Sadece sizleri oyaladık bekleyin bir müddet
Yani öyle görünmüş olduk bir mühlet
Unutmayın kalkan seslerine aşkımız ilelebet
Bir yanımız Viyana'da diğeri Tibet
Sen masalları boş ver bize destanları dinlet
Bir tarafta Altay bir tarafta Koca dağlar hayal et
Tarih bizden ibaret okuyup al bir parça ibret
Anadolu'dan ibaret değiliz biraz fikret
Dünya tarihi kağıt kalır yanında ey Türk sense ziynet
Atalarını onurlandır biraz öğren kıymet
Dedelerin aşarken dağları asırlara heybet
Sana kalan miras kimseye nasip olmadı şükret
Anadolu'da değiliz biz yeni ama kalacağız ebedi
Uyuyan kurt uyanır bil ki bu bozkurt
Ey düşman sanma avlarım bunu diye ulumaz bir daha
Bozkurtun uluması işitilir bir yanda Asya diğeri Avrupa
Kurt avında avcı olan çoktur ama av olmayan yoktur
Ve sen ava giderken tam teçhisat avcı kılığında
Çıkacak bütün heybetiyle bozkurtum karşına
Sen bu kurdu aldım derken kapana
Bozkurt alır seni kurtlar sofrasına
Devir devretti ve geçti zaman
Biz ayrıldık bir o yana bir bu yana
En büyük devletleri titretti sade bir yanımız
Asırlara bedel geldi tek bir anımız
Çadır kurar gibi devlet kurar duyulunca adımız
Büyük hürriyet arar dağlarda ebedi özgürlük andımız
Millet dediğin savaşlarda ölür biz asıl orada doğarız
Doğdumuz yerde kırk kişi saray basanlarız
Biz çocuklara masal değil destan anlatırız
Papa'ya aman çektirenlerin evlatlarıyız
Bin top patlasa tepemizde elimizdeki yay olsa eğilmez santimle
Türk yayından çıkan ok şaşırmaz milimle
Türk aşağı çekilemez ne bütün ne dilimle
Atamızdan görmedik korku çekinmeyiz kılıçtan
Bin gözümüz olsa birini esirgemeyiz budaktan
Dört tarafımız olsa da çıkarız biz bu bataktan
Dünya sevgili arardı biz yiğitlik ve mertliği aşarken
Savaşırken kazanılır en büyük mertebe
Her mertebeden var bir kurdumuz
Dünya'da ayak bastığımız her yer yurdumuz
Tanrı Dağı'ndan çıktık hem de gürleyerek
Bizi alacak dağ yoktur yeryüzünde ezeli ve ebedi
Everest serilse önümüze yetmez bizi almaya
Biz Türkler ebedi geldik bu dünyaya kalmaya
Malazgirt'i sanma 1071'den ibarettir
Bize her yer bir Malazgirt'tir
Bizi sanma 1453'den ibaret
Biz hepimiz atılmayı bekleyen fatihleriz
Siz Avrupa'da yaparken içi boş kilise
Biz doldurduk binlerce büyük medrese
Ayasofya bizim mi sandın yıllarca?
Okunan Ezan-ı Muhammedi'dir hem de asırlarca
Osmanlı yıkılınca biter miyiz sandın sen bizi?
Dinlenip yine geliriz Viyana önüne bir gün elbet sabret
Bu kez o kapılar,surlar kurtarmaz sizi bunu bil tespit et
Ve bizden çıkar bir Fatih patlatınca şahi topları
Daha çok sayıda göreceksin sen o gün bizleri
Çanlar son kez çalarken Avrupa'da
Bir medet bile gelmezken aciz papadan
Viyana önlerinde uçsuz bucaksız fetih namazı kılınacak
İnleyerek çökecek bize kılıç çekenin öz yurdu tepesine
Merhaba diyecek bize elbet Avrupa hem de titreyerek
Vatikan çevresi Türk gemileriyle kamaşacak bir gün
İşte o zaman rahat uyku yok bize zamanında vuranlara
Ya unuttuk mu sandın Çanakkale'yi?
Bombalar sindirir mi sandın sen bizi?
Gemiler geçer mi sandın boğazdan süzülürek?
Hatırlar mısın Seyit Onbaşı ne hale soktu sizi?
Bizim onbaşımız sizin paşanızı sokar hizaya tek nefeste
Paşalarınızın yıldızları bize kum tanesi gibi gelir
Sizin yıldız dediklerinizi biz avucumuzda tutarız hem de kıymetsiz ve değersiz
Ya hatırlar mısın bombalara göğsünde yer açan Mehmedi?
Ölüme önde atlayan Türkleriz biz
Ölüm öyle ölüm görmedi hepimiz yarıştık ölümle
Ölüm şaşırdı burası neresi diye?
Ölüme gülen Türkleriz biz
Ve Azrail imrendi böyle ölüme
Şeytanları getirseydiniz o gün savaşa
Şeytanı verirdik ateşe kaptırmazdık bir toz bile kimseye
Sizin ağıt yaktığınız yerde biz davul çalanlarız
Siz savaşı macera sanarken biz savaşın ta kendisiydik
Siz bize koşarken biz durur muyuz sandınız?
Deniz ve kara aksa oluk oluk kan
Vermeyiz yine bizim bu vatan
Attığınız dev toplar gelir bize ceviz veya elma
Yerden alır yer besleniriz attığınız her topta
Size bin kere galip geliriz tek bir hücumda
Biliyoruz içinizde var intikam denen yersiz illet
Yine gelirim sanma edepsiz ve hadsiz
Yahya Çavuş hala nöbette dimdik ayakta beklemekte
Ardında milyonlar var aslan gibi üstelik
Sanma bizi 67'den ibaret hala
Biz bu haldeyken sizi 67 yere gömeriz
Sizin attığınız mermileri havada kaparız biz
Sizin konserve yediğiniz yerde bir çorbayı on kişi içenleriz biz
Bombalarınızı durdurdu et ile kemik
Şimdi daha fazlasıyız boşuna etmeyin ümit
Yavuzlar geçti sanma sakın yavuzu yad eder her birimiz güvenerek
Sen muhteşem Süleyman derdin ama her Türk bir şaheser ve var emsalsiz emeli
Abdülhamid'i devirdim sanma Türklerin bitmez kökü ve temeli
Mezarlıkta doğar her birimiz hem de ölerek
Her bir destanımızda yeniden doğduk çokca ölerek
Yoktur lisanımızda yenilmek ve çekilmek geri
Varsa özgürlük yoksa ölmek ebedi
İleride ölmeyi geride yaşamaya yeğleriz
Atılmaktan korkmayan çelik gibi iradeyiz
Biz şehitliğe tiryakiyiz sanma bizi ayrı gayrı ve dağınık
Bir cephe görelim de sen gör o zaman bizleri
En cılızımız söndürür sizde ki ihtişamlı yüreği
Demir olsa bilekler büker geçeriz biz savaşta
Kopuzumuzu kıranlar süngülerde yalvaracak tek bir nefese
Üstelik tahammül edemezken bir kopuz sesine
Hepimiz bir ses olup tüküreceğiz düşman bestesine
Türk ile savaşırken önce yapın bir hastane bizden tavsiye
Cephede yok şansınız hastane son umut durağınız
Hazırlayın yatakları rahat yatın yerinizde yorgan ve yastık
Ölenler ayrı kalanlar ayrı ibrettir sizlere
Bizimle bitmez sizin elbet derdiniz
Bizde bundan şikayetçi değiliz
Ne zaman isterseniz bir tokat yemek buyrun geliniz
Bizim elimiz nasırlıdır hissetmeyiz bile olanı
Yüzünüz dayanıklıysa daha sık bekleriz sizleri
Torunlarınıza öğretin biz Türkleri vaktinde
Yemesinler onlarda tokadı hem de vakitsiz zilletle
Biz siz ile var olmadık bizi siz yok edemezsiniz ebedi
Bizimle uğraşanların geçmez rahat bir uykuluyla geceleri
Türk oğlu Türk'ün izinde gidecek sürekli ve tükenmeyerek
Gelenler geçmişe okurken rahmet ve dua
Geçmiştekiler bakacak bir yerden hayret ve hayırla
Her gelen geçecektir öncekini saygıyla eğilerek
Ondan sonra gelene bırakacaktır eşsiz bir miras
Karun kalksa kıskanacak Türk'ün hazinelerini
Sandıklara sığmayacak ve odalar almayacak
Türk'ün adı İslam ile yine buluşacak bu sefer zirvede
Düşmanların bile düşü yetmeyecek Türk'e erdiremeyecek akıl
Mecbur teslim olacak en büyük hasımlarımız
Bizi biz yapacak asıl dostlarımızın büyüklüğü
Her Türk yarendir bir diğer Türk'e hem de koşulsuz
Bizi biz değiliz övecek artık
Bizi tarihi düşmanlarımız övecek
Dedelerimiz izlerken bizi ruhlar aleminden onların bile sesi duyulacak tekbirler ile
Kıblenin bir olduğu zaman gelince Türkler en başta
Fetihler bu sefer gönüllerde olacak
Toprakları toprak yapan üstünden yaşayan insanlardır
Ve bu insanlar kuş sürüsü gibi koşarken İslam'a
İslam yükselirken Türklerin omuzlarında semaya
Cami yapma da yarışacak bizle Avrupa ve Asya
Atalarımızı gururlandırdığımız o kutlu günlerde unutmayın bizi
Bir selam söyleyin rüzgar ile gelir belki fısıltısı bile kulağıma
Serpilir yüreğime çölde bir damla su gibi
Ve uyanırım seraptan ve hali bitaptan
Göremediğimiz günleri özlüyoruz şimdiden ilahi feyizle
Geçmişten çoktan aldık biz ibreti dikkatlice
Aşkımız gelecekte bizim göremedik o günleri
Bizden olanlara selam olsun bizden bu kadar ederi
Ahmet Kenan Çiftçi
Kayıt Tarihi : 12.6.2021 07:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!