Türk Ulusunun Bu Zokayı Yutmaması Gerekiyor

Amerika'yı bu ülkede yaşayan insanların yönetmediği son yaşananlar ile çok net anlaşıldı.

Kodaman bir faşist adayın kulağına kurşun dayayarak mağdur ürettiler.

Diğerine sağlık sorunların var diyerek çekil kenara dediler.

Kitle imha silahı medya ile kimi istiyorlarsa topluma onu satacaklar sonrada önlerine sandık koyarak bu zokayı yutturacaklar.

Amaç ne? Savaş ve silah satışı ekonomisini devam ettirmek isteyen derin bir yapı var bunun arkasında.

Bütün bunları neden anlatıyorum? Aynı geleneği bizim ülkemizde uyguluyorlar çünkü.

O derin yapının bir benzeri bilderberg cemaati üyesi holdingler ile reklam karşılığında kitle imha silahı medyayı Türk ulusuna zoka yutturmak adına algı üreterek yönetmek istiyorlar.

Hatta Amerika benzeri kukla bir yönetim ile yeryüzü çetesine hizmet eden Türk ulusunun çıkarlarını bu çetenin şirketlerine satan bir zihniyet tarafından yönetilmesi isteniyor.

Özelleştirme talanı ve tek adam rejimi bunun ilk adımı olup sonraki planı gerçek etmek için her hile yolda.

Ülkemizde ki siyaset bu anlamda ikiye bölündü.

Hangisi kazanır ise bize hizmet etsin diye!

Neden Türk ulusunun isyanını duymuyorlar? Anlayın artık.

Tek adam yönetimi bunun ilk adımı olarak hukuksuz bir şekilde dayatıldı.

Bu sebeple toplumu uyandırıyor bu zokayı kimse bir daha yutmasın diye bas bas yazarak uyarıyorum.

Haklı çıkmak için değil bir beklenti içinde de değilim.

Türk ulusu ve Türkiye Cumhuriyeti bu badireyi sorunsuz atlatsın kamulaştırma devrimini yapalım ve Türk Birliğini kurarak sonsuza kadar insanlığı yaratarak yolumuza devam edelim.

Genel bir ele geçirme yöntemidir en zayıf olduğunuz dönemde size el uzatanların yeni bir tuzağa sizi çekmesi.

Dost görünümlü düşman kazığı atılmış her toplum bunu çok iyi bilir.

Demokrasi, hak, hukuk, adalet vb altı dolu olmayan aldatıcı ve duygu sömürüsü yapan her söz bir zihniyetin ağzında dolaşmaya başladı ise bilin ki bunun arkası karanlıktır.

Batı çetesinin zor zamanlar da her desteği yeni bir hileli bekleyişi besler. Peşinden düşmanca bir fırtına estirirler. 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz ve sonrası gibi! Yetmiş beş yıllık ihaneti tek bir cümlede bu ifade açıklamaya yeter.