Çağrımdır Yazı Şiiri - Fahri Bulut

ÇAĞRIMDIR yazı
Naçizane sıradan bir şair ve ülkenin aydını olarak, şair ve aydın bir birey olmanın bana yüklediği çok önemli görevler vardır.
Mübarek annelerimizin, anneler günü hatırına, geliniz tüm ulus olarak, yeni baştan barış, kardeşlik, dirlik, birlik miladı başlatalım. Karşılıklı acılarımızı değil, karşılıklı sevgi ve saygılarımızı, annelerimizin ödünsüz, karşılıksız sundukları evlat sevgisiyle, barışımızı, kardeşliğimizi, birliğimizi, dirliğimizi yarıştıralım. Ancak o zaman bu güzel ülkemiz de eşit yurttaşlık haklarımıza kavuşuruz. Çağdaş, uygar uluslarla yarışır, onların önlerine geçmeyi başara biliriz. Gelecek nesillerimize de bu güzellikleri miras bırakırız. Bu kutsal görevler ülkemizin bütün aydınlarınındır. Annelerimizin de bizlerden istedikleri başat istekleridir. Atatürk’ün yurtta barış, dünya da barış sloganını, bu günkü siyasiler sağlayamadılar. O zaman bu görev biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına düşmektedir. Her yurttaş taşın altına elini koyar da bu görevden kaçmazsa, iddia ediyorum ki tüm siyasileri Atatürk’ün çizdiği çağdaş, uygarlık çizgisine yeniden getirmeyi başarırız. Geçmişte atalarımız başardılar. O zaman maddi ve manevi olarak bizlerden kat kat üstün olan, yedi işgalci gücü, elbette ki Gazi Mustafa Kemal gibi bir lider ve onun silah arkadaşları ve ulusumuzun tüm kesimlerinin destekleri ile vatanımızdan attılar. Atatürk geldikleri gibi giderler demişlerdi, öylede oldular. Ülkemiz o günlerden daha yoksul, çaresiz değildir. Aydın sayımız, okuma oranımız ilmimiz, fennimiz, çağdaşlığımız, gelir kaynaklarımız, ekonomimiz kat kat üstündür. Yeter ki atalarımızın o günlerde yaptıkları, birliği, dirliği, dayanışmayı ve cesareti gösterelim. Şöyle haykıralım: Varım, varmısın, var mıyız, varmısınız… Haykırışlarımızla, gaflet uykusunda uyuyanları uyara biliriz. En zor olan problemin çözümü, çözüme başlamaktan geçer. O halde hiç ama hiç vakit kaybetmeden, problemlerimizim çözümlerine, öncelik sırasıyla başlayalım. Ayırımcılık yapan babamız da olsa önce uyaralım, sözümüzü dinlemiyor, ayrımcı dil konuşuyor, kötü davranışlar da bulunuyorsa, bizlerin ikazlarına aldırış etmiyorsa, bizler de onu hiç dinlemeyelim. Barışımızı, kardeşliğimizi, birliğimizi, dirliğimizi ve kalkınmamızı isteyenlerle güç birliği yapıp, yani örgütlenip, birlikte kurduğumuz örgütün ortak kararları doğrusun da hareket edelim. Yaşları büyük, akılları küçük insanlardan uzak duralım. Çözüm isteyenler olarak ortak akılla hareket edelim. Ortak aklın yenmeyeceği hiçbir zorluk olamaz.
Sevmezsen, sevilemezsin. Saymazsan, sayılamazsın. O halde sevelim ki sevilelim. Sayalım ki sayılalım.
Anadolu erenlerinin öğütlerini yineleyip, mutlaka tutalım, hayatlarımızda uygulayalım. Çocuklarımıza da uygulatmaya çalışalım.
Yunus Emre’nin: Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz özdeyişini,
Hacı Bektaşi Veli’nin: Aydınlıktan gidilmeyen yolun sonu karanlık ve uçurum özdeyişini,
Mevlana’nın: Kusurları örtmede gece gibi ol özdeyişini,
Şeyh Edebali’nin: İnsanı yaşat ve yücelt ki devlet yaşasın, yücelsin özdeyişini,
Atatürk’ün: Yurtta barış, dünyada barış, özdeyişi ile birlikte uyuyan milletler ya ölürler,
Ya da esir olarak uyanırlar özdeyişini, bıkmadan, usanmadan bir peygamber sabrıyla, cahillere anlatalım. Onları yeniden toplumumuza mutlaka kazanmalıyız…
Bizler bu yüce değerde ki bilge ve erenlerimizin çocukları, torunları olduğumuzu unuttuğumuz içindir ki, barışımızı, kardeşliğimizi unuttuk, emperyalist ülkelerin oyunlarına geldik. Başımıza açmadık bela ve dert bırakmadılar. Yani özümüzü, yönümüzü kaybettirdiler, kaybettik. Tekrar Cumhuriyetin fabrika ayarlarıyla, o özümüze ve yönümüze dönersek, göreceğiz ki en kısa günlerde normalleşip, barış ve kardeşlik içerisin de sağlıklı, huzurlu, mutlu bir toplum olarak yaşamaya başlarız. Çağdaşlarımızla ilimde, bilimde, fende ve aydınlanmada kıyasıya yarışır, özlediğimiz hedefe onlardan önde mutlaka varırız…
11.05.2020
Eğitimci Şair Fahri Bulut Rızazade