Türk Ülküsü ve İslam Yolu

Puslu gecelerde fitneler gezerken kıtalarda
Beklemeyeceğiz biz gündüzü fesatçılar daha kusmadan kinini
Koruyacağız kıyamete kadar Türk'ün dinini
Alacakaranlıklar içinde rüzgarlar eserken tepelerden
Deniz dalgaları yüzümüze soğuk üflerken
Dağlar karla kaplı ve çığlar üstümüzde gezinirken
Dipsiz kuyularda umutlarımız kuytularda hayaller
Savaş emri çıkınca nurlu otağdan şems gibi
Alem seyreder bizi halaskâr cihangirleriz
Savaş meydanları bize mektup yazar biz mücahitleriz
Deli dumrul misali ölüm meleğini arar ve sorarız
Ayaklarımız topal,gözlerimiz kör,kulaklarımız sağır
Cenk ederken sağlam kalmadı hiçbir yerimiz düzgünce
Mahşer yeri gibi kalabalıklar içinde çalacak marşlarımız
Sağanak gibi yağacağız yaban illere
Diyarlara haber salın cehennem lavları bizim yanımızda köz kalacak
En büyük tsunami ve tayfunlar önümüzde duramayacak
Göklere haber saldık ve kuşlardan alacağız istihbaratı
Balıklar ve köstebeklerde bizden olacak bu kutlu günde
Tüneller kazarken siz korkuyla kaçarak diplere
Yusuflar sultan olacak en büyük şehirlerinizde
Eyüp sabrıyla direndik biz imtihanlara
Süleyman olup hükümdarlık kuracağız topraklarınızda
Ölümü arayanlar geliyor ve düştüğümüz yer mezarımız
Destanlar dikeceğiz heykellerinizin tepesine
Kırılacak putlar yerlere saçılıp ve ezilecek faydasız taşlarınız
Şirk ve küfür dolu şiirlerinizi iman ve şehadet nuruyla ışıklandıracağız
Manastır ve kiliselerden hissedilecek ruhanilerimiz
Papazlar medet beklerken papa ve Vatikan'dan
Sular içine gömülecek merkeziniz ve kaybolacak meçhule
Sonsuz ve zifiri bir karanlık çökecek üstünüze
Tepelerinizde gürleyecek Türk seferleri ve efeleri
Önümüzde Kılıçarslan varken siz Alplerde aylak firari
Haçın sağı ve solunu kırparak hiddetli pençelerimizle
Birleyeceğiz yüce yaradanı üçleyenlere inadımız
Kabuğumuzdan sıyrılırken ışık hızında süratimiz ve Hızır yoldaşımız
Her ile yapılacak bir Ayasofya olsun sözümüz
Adımız Türk ve İslam'dır özümüz
Yolumuz,davamız,ülkümüzdür nefesimiz ve gayemiz
Bir yanımız karada diğeri denizlerde
Dağlar görünmeyecek Türk askerlerinden çokça fazla olacağız
Denizin mavisini göremeyeceksiniz o gün gemilerden
Birbirimizi kollarken gözümüz göklerde
Ejderha gibi jet ve uçaklarımız gezecek tepenizde
Sadece korkutarak yeneceğiz sizleri savaşmadan
Amacımız ölüm saçmak değil insanlığa hasretimiz
Aman dileyecek bizden en zalimler bile o gün
Ve aman dileyenleri biz affederiz
Buzları eriterek çiçekler dikeceğiz kutuplara
Çölleri yeşilleyeceğiz ve akarsuları damar gibi yollardan geçireceğiz
Çorak topraklarda münevverler yetiştireceğiz
Daha bunlar başlamadan hazır planlarımız
Gözümüz kara ve tereddütsüz cenk yollarında
Ant içerken her dağ başında kükreyerek
Yemin olsun ayıracağız sizleri ilk ve son bahar misali
Aranızda olacağız yaz ve kış mevsimi gibi
Siz bizi bölmeye çalışırken ayrı cephelerde
Turan olup saracağız sizi sayınıza bakmadan
Ayrılmayız birbirimizden bağlıyız efsunlu zincirlerle
Tanrı Dağı'nı emanet ederken bozkurtlara
Bozkurtlar uluyarak edecek arkamızdan dua
Mazlumlar ve masumlar bizi beklerken dört gözle
Gönüllerine şifa olacağız dilimizde tekbirlerle