Ben Mustafa Kemal ‘im şimdi iyi dinleyin
Dinlemek şöyle dursun, önce beni anlayın
Bana saygı göstermek, resmime bakmak değil
On dokuz Mayıslarda meş’ale yakmak değil
Kabrime gelip gözden yalandan yaş dökerek
İhaneti bilip de yalnız dudak bükerek
Cumhuriyet yaşar mı öyle sus pus olunca
Devlette tüm makama, sinsi hain dolunca
Sanmayın bunlar yeni, yirmi üçte de vardı
O zaman oynamaya yerleri biraz dardı
Kılıç Ali’ye sorun, o günü o biliyor
Onlar o gün sustular, şimdi bunlar geliyor
Harf devrimi yaptım ben, kültürde birlik için
Sovyet’e manda olan Türk’lerde dirlik için
Böylelikle Rus’ları yıllar yılı uyuttuk
İçimizde Turan’ı güçlendirdik büyüttük
Bolşevik devrimiyle, Türkleri etti köle
Latin alfabesiyle vurdular zincir dile
Dokuz yüz yirmi sekiz, bizde uyduk onlara
Türk dili kaybolursa benzer Türk’ler hunlara
Rejimin düşmanları din düşmanı dediler
Cumhuriyet gençleri bunları bilmediler
Arapça alfabeyi sandılar kutsal ayet
Bu günlere geldiler böylelikle nihayet
Mason’ların ülkemde tüm bağını koparttıml
İki yüz elli kişi,Türk yurdundan aparttım
Bu kişiler hain di, ihanet içimdeydi
Her biri ayrı kılık, bir başka biçimdeydi
Çanakkale önünde destanı gördü gözüm
Bu Milleti görünce o zaman güldü yüzüm
Bir devlet kurulmalı, adında Türk olmalı
Türk adını duyunca, düşman destur almalı
Devletin temelinde,Türk Milleti kalmalı
Türk ile Cumhuriyet “ebed müddet” olmalı
Ayrılık gayrılık yok, aklımızdan silelim
Türkiye’de yaşayan herkesi Türk bilelim
Cumhuriyet Devleti, adaletten söz etsin
Çoğunluk yönetirken, azınlığı gözetsin
“Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin” malı
Devrederse bunları, köleden kötü halı
“Bağımsızlık karekter olmalı Türk halkına
Aksi halde kabirde, gerek kalmaz talkına
“On yılda yurdu baştan “ördük demir ağ dedik
Yıllarca mirasımdan,açtınız koca gedik
Bir fabrika açmayıp olanları da satarak
Kâr, zarar hepsini de, birbirine katarak
Köle yapıp Milleti, dilendiren Türk’ müdür
Bu ülkede bu Millet,Türk değil de yük müdür
İnönü bir gün geldi, “görüşmekte yarar var”
“Azınlıklar hakkında meclisimde karar var”
Saat artık geç oldu yarın olsun bakarız
Meseleyi kökünden bir çırpıda yakarız
Köşkümün bahçesine gece işçi doldurdum
Lale hariç ne varsa, hepsini de yoldurdum
Bahçede yalnız kalsın, kırmızı,beyaz lale
Bayraktaki renklerle bahçe geldi bu hale
İnönü bir hışımla sordu paşam ne oldu
Bahçedeki gülleri, ben uyurken kim yoldu
Emri veren ben idim, işçilerim hep yoldu
Azınlık konusu da, bu şekilde halloldu
Sizlere has tavsiyem seçerken soya bakın
Soyun da ötesinde yirmi dört boya bakın
Birileri çıkıyor, Türk’e zulüm ediyor
Türk Gençliği uyuma, “Bursa nutku” ne diyor
Türk Gençliği dikkat et, “Bursa nutku” ne diyor
29 / 10 / 2009
Soma
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu 'ben' kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
M.Kemal ATATÜRK
***********DOST KALEMLER************
Anlayan anlamıştır ABİM yazdıklarını
Nasıl bizlere bir bir tuzak kazdıklarını
Şöyle düşünüyorum Kimler bizi yönetmiş
Türk'ten başka her devlet yarınımı dün etmiş...
Şimdi Herkes farkında yediden ta yetmişe
Bir bir hesap sorulur bu devleti satmışa
Eyy TÜRK! ! ! Bir dörtlük yazıyorum okuyup silkin
Bu dörtlüğü okurken lütfen ayağa kalkın
..............................................................Abdullah ÇALIŞIR
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. M.Akif Ersoy
Kayıt Tarihi : 28.10.2009 23:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
B U R S A N U T K U 'Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği! '
SELAM VE SAYGILARIMLA...
Ondokuz mayıslarda meş'ale yakmak değil''
İşte Mustafa Kemal ruhunu anlatabilecek en güzel söz.beyitlerin ilk dizesinde soruyor,ikinci dizesinde aksi olursa başa gelecekleribelirtiyorsunuz.böylesine güçlü bir anlatıma bilmem ki ne demeli.Mustafa Kemal ruhunu ve bilincini artık sadece resmi törenlerde görmek değil,ya istiklal ya ölümü sadece şiirlerde değil,hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır'ı sadece filimlerde değil,artık özde görmek istiyoruz...saygı ve selamlarımla...
TÜM YORUMLAR (15)