İstiklal Harbinde yedi düvele,
Hak ettiği dersi vermiş bu Millet.
Her cephede kopmuş tam bir velvele,
Tuttuğunu yere sermiş bu Millet.
Coşturmuş kalpleri Mehmet Akifler,
“Hücum” derken zirve yapmış keyifler.
Okunmuş dualar, hatm-i şerifler,
Muhteşem zafere ermiş bu Millet.
Bu Milleti; ne tank, ne top durdurur,
Şehadete kadar cenki sürdürür.
Cesareti Çin’e setler kurdurur,
Ta o gün sahnede varmış bu Millet.
Çağ açıp kapatmış; pir ü pak sicil,
Ceddine minnettar gelen her nesil.
Kıyıda köşede sığıntı değil,
Hep köşe başında durmuş bu Millet
Bitirmiş İstanbul kurtlarla dansı,
Yirmilik Fatih’e tanımış şansı.
Tarihe gömerek Koca Bizans'ı,
Tutmuş defterini dürmüş bu Millet.
Ort'Asya'da cirit atmış atıyla,
Avrupa’da çalım satmış atıyla,
Afrika’ya huzur katmış atıyla.
Mısır’a, Fizan’a varmış bu Millet.
Susadıkça İslam'a o mekanlar,
Yetişmiş imdada soylu hakanlar.
Hâlâ arka bahçemizdir Balkanlar,
Beşyüz küsur yıl at sürmüş bu Millet
Cihan yönetilmiş ecdat eliyle,
Kutsal beldesiyle, Bağdat eliyle.
Vurmadan, kırmadan şefkat eliyle,
Gördüğü yarayı sarmış bu millet.
Müşfik eller dört tarafa ulaşmış,
O huy şükür bu nesle de bulaşmış.
Ne bir gücün gölgesinde dolaşmış,
Ne kendini büyük görmüş bu millet,
Güneş gibi doğup, su gibi akmış,
Hakka, adalete kafayı takmış.
İnsanları; Hitler gibi ne yakmış,
Ne aç susuz koyup kırmış bu Millet
Tutuşarak düşmanların gazıyla,
Tanışmamış ırkçılık marazıyla.
Türk'ü, Kürt’ü, Çerkes’iyle, Laz’ıyla
Saygı ekip, sevgi dermiş bu Millet.
Uygar alem (!) kovalarken aleni
Türk devleti kabul etmiş geleni.
Ağırlamış milyonlarca göçmeni
Ne din, ne dil, ne ırk sormuş bu millet
Zehirlerken mazlumu bir engerek,
Çıkmış mı “dur” diyen başka bir yürek?
Dünyaya insanlık dersi mi gerek,
Anında devreye girmiş bu millet
Kanmamış yapmacık havaya, poza
Kaç kez ensesinde pişirmiş boza.
Kurdukları tuzağı boza boza,
Düşmanı sürekli yormuş bu Millet.
Oyunlar oynanmış belki bir milyon,
İşe yaramamış hiç bir versiyon.
Her ne zaman öne sürse bir piyon
Derdest edip, şahı germiş bu Millet.
Hoşnut yedi bölge Beyaz’dan Al’dan,
Ayrılmaz bu millî, manevî yoldan.
İmece usulü seksen bir koldan,
Kardeşlik harcını karmış bu Millet
Tek vatanda, tek devletle, tek bayrak
Altında yaşamış kavgadan ırak.
Olmamış bir Libya, Suriye, Irak,
Sevinçte, tasada birmiş bu Millet.
Kırmızı çizgisi; Türk ile İslam,
Onurla korumuş yapmadan reklam.
Her kim eylemişse aleyhte kelam,
Şiddetle kınamış, yermiş bu Millet
Uşaklar kendine sahip ararken,
Ütopik düşlerle kafa yorarken,
Bazıları hâlâ hayal kurarken
Nice büyük devlet kurmuş bu Millet.
Yine şart; “paçavram, bezim” diyene
Şu iller bizlere lazım diyene.
Antep, Maraş, Urfa bizim diyene,
Osmanlı tokatı vurmuş bu Millet.
SİHA’mız bir tuşla ininde vurur,
Bu terör eninde sonunda kurur.
Batı sabah akşam zırvalar durur,
Demek ki aklını yermiş bu Millet.
Müslüman libası giyen hainle,
Her yol meşru, mübah diyen hainle,
İçte, dışta haltlar yiyen hainle,
Arasına duvar örmüş bu Millet.
Bükememiş hiç kimse bu bileği,
15 Temmuz açık seçik örneği.
Kükremiş volkana dönmüş yüreği,
Demirden dağları yarmış bu Millet.
Tek tek uygulanmış gelen her emir.
Destan yazmış yüzlerce Halisdemir,
Şahlanmış; İstanbul, Ankara, İzmir
Gördük “tam er oğlu er'miş” bu Millet.
Diklenmez, dik durur bu Ulu Çınar,
İmandır, ihlastır besleyen pınar.
Oyununu kurala göre oynar,
Takmaz yeri, yeni darmış bu millet.
26 ağustos 2021
Kayıt Tarihi : 27.8.2021 00:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!