Turk marsi Şiiri - Yusuf Polat 2

Yusuf Polat 2
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Turk marsi

Sabah limanında Dalgaların sesleri duyulmuyor
işkenceden,
Acıdır Solgun gözler; mum ışığında parçalanan kalplerde.
Sahrada Yalvarıyor bir avuç toprak için binlerce ölü beden!
Bu ülkede! Kokuların hatıraları savaştır Ölgün bahçelerde.

Göğün kemerlerine sığdıramadım, kanlı hatıraların anıtlarını.
Ey ufkumuzum batık güneşi denizin suları yanıyor ruhumda;
Dinliyorum rüzgarlarla gelen dalgınların eski şarkılarını.
Usul usul yanan, Gökyüzüne uzanan, kahırlı basamaklarda

Ah Kayalara çarpar gibi, birden bire dökülüyor hayallerin.
Acımı yazgın, ah tatlı kadın o zaman sonsuza salla beşiğini!
İşte ağlıyor soğuk toprakta Yaslar içinde çırpınan yüreğin;
Güz ormanlarının solgun ışıkları aydınlatmaz hüzün dolu evini!.

Kışın öldürdüğü karakuşun mezar taşıdır kollarımda ısınan
Dindirsin yüreğimdeki yas ağıtlarını fırtınaların çığlıkları
O ruhumdur yukarıda göğün kasvetli ezgilerine karışan
Tanrı ağartsın kum tepelerinde ışıklara küsmüş ağaçları

Dağlar, nemli rüzgarlar da üfler uçsuz bucaksız  adalarına
Ruhumu  dingin ve esrarlı öykülerdi, derin karanlıkta boğan
Gölgeler  çöksede  şarkılar yazarım göğü tutan sütunlara
Coşkun köpüklerimin yolundaydı görünmeyen bir dalgakıran

hey uçurumların yankılarında duyulan ızdırabımın nedeni
soluk yaprak yığınlarıyla örtülür kitap gibi karalanmışlığım
hangi roman anlatır denizin buzlarında ki soğuk  sefâletimi
hangi sedef ve mercan yüklü gemiyi batırmadı ki dalgalarım

Ah İşte kızıl ölüme gidiyorum adımlarım esrik bal tarlalarında
Mavilik kokan mezarımda yosun üzerine serilmiş fundalıklar
Ah bitkin bedenimi yakın dingin ruhumla tanrılar sunağında
Ey pencerelerin altın ışığı ne kara çiçeklerle dolu bir bahar

Şu kartal tüyü kalem kağıtlara yazamazdı ruhumda ölenleri
Acıyla ördüğüm erdem duvarlarını yıpranmış ellerimle yıktım
Ey tanrıların engine kaldırdığı keder yüklü altın kadahleri
Yaşlı ağaçlar gibi beni küle çevirecek o ateşe özlem duyardım

Ey karanlığın ve ışığın birbirine karıştığı ilahi gökkubbeler
Ötesinde bulutların yıldızların sonsuz ağlayışlarını duyuyorum
Ah ayın soğuk elmaslara ışıdığı enginlere uzanan karlı geceler
Kuru süzgarlar gibi duvarları  yıkılmış evlerde uğulduyorum

Ucurumlari birlestiren koprulerin yikilisi gibi kopar bir gun sevgi baglari
Bir aciydi bu kayaliklarda bedenimi simsiki saran adi yanlizlik olan
Ah solgun pramitlerde yazılır gece ezgilerinin hüzünlü
şarkıları
Korkmayın sakın mezarımı sürükleyen kızgın gök taşlarından

Yusuf Polat 2
Kayıt Tarihi : 11.12.2020 12:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Polat 2