Bir Türk kahvesi sıcaklığıydı aşkın
Kokun gelirdi önce
Yılların gizli sandıkları açılır yüreğimde
Sıcaklığın hissedilir dudaklarımda
Akar içimde sıcak bir nehir
Bir pazar kahvesi gibiydi özlem
Haftanın yılların yorgunluğu dinlenir içimde
Haftalar aylar akar gider
Beklerim bir sonraki kahve randevumu
Bir kahve sıcaklığıydın sanki
Başında köpüklü saçlar
Sıcaklığın ısıtır her fincanı, her canı
Telvelerinden fal bakılır, yol gösterir geleceğe
Sen bir kahve ben bir fincan
Kaldırırım kulpundan dünyayı
Pikapta unutulmuş bir şarkı çalar
Gözlerim uzak diyarları arar
Ben bir kahveyim sen ateş
Gözlerin pişirir tüm çiğliğimi
Çekmecelerden çıkarım ilkokul defterleri gibi
Hayat bulur ellerinde plastik çiçekler
Ben bir türk kahvesiyim
Gelirim Yemen gibi sürgün ülkelerden
Çekilirim usta çırak ellerde
Dövüldüm yıllarca taş değirmenlerde
Yalnızlık bir telve gibi yalnızlık
unutulur birden kahveye verdiğin can
Fincan diplerinde kurumuş ve unutulmuş
Hayat vermek için bir fincan kahveye
Düşünürsün kırılan dallarını, yolculuklarını
ateşlerde yanmanı, dövüldüğün değirmenleri
Atılırsın çöpe, ilim dağıtan kitaplar gibi
Unutulmuşluk ve vefasızlıklar içinde yok olursun
18.04.2020
Kayıt Tarihi : 1.11.2020 15:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!