Türkiye halkına
Büyük türk halkı yakın tarihte 16 nisanda tarihi sorumlulukla karşı karşıyayız. 16 nisanda yapılacak anayasa değişikliğinin bize getireceği ve yükleyeceği tarihi sorumluluğu iyi analiz etmemiz gerekiyor. bu anayasa değişikliği Türkiyenin kaderini, geleceğini oylayacaksınız.
Yapılacak olan anayasa değişikliğiyle toplumsal uzlaşının yok edileceği, demokrasinin yok edileceğini, hukukun üstünlüğünü, sosyal devlet ilkesi terk edileceğini vurgulamak gerekiyor.
Anayasalar ideolojik bir kalıbın içine sıkıştırılırsa o anayasa toplumsal konsesüsü sağlamaktan zorlanır. anayasalar eşitlikçi özgürlükçü olmalı. anayasalar bilimsel değerlere göre toplumsal yapılanma sağlayarak sosyal, siyasal ve kültürel haklar güvence altına almalıdır.
Bu yapılmak istenen anayasa değişikliğiyle toplumsal barışa katkı sağlayacağını ve demokratik hukuk devletini zayıflatacağını anlamamız gerekiyor. bu nedenle önümüzdeki referandumda tarihi sorumluluğumuz büyüktür. bu tarihi sorumluluğumuzu eğer hayır diyerek referandumda hayır çıkarsa parlamenter sistemle devam ederek tarihi görevimizi yapmış olacağız. yada evet çıkarak demokrasiyi mezara gömerek tek adam sistemiyle türkiyeyi tipik bir ortadoğu ülkesi statüsüne indirgemiş olacağız. mesele herhangi bir isim değildir. mesele sistemdir. sistemi tek adam inisyatifine göre yasalaştırırsak bu insan temel hak ve özgürlüklerden. demokrasiden. demokratik laik değerlerden uzaklaşma ihtimali her zaman mevcut olacaktır.
bu anayasa değişikliğiyle mevcut parlementer sistem değiştirilerek başkanlık sistemiyle meclis ikinci planda kalıyor. başkanlık sistemiyle, başkan anayasa üstünlükle meclisi fes etme hakkı veriliyor. yüzde ellibirle seçilen başkan yüz de yüzle seçilen parlamentoyu fes etmeye yetkisine sahip olacaktır. bu da millete verilen egemenliğe aykırıdır. egemenliğin kayıtsız milletindir ilkesinden yola çıkarsak bu başkanlı sistemi halk egemenliğine tamamen aykırı bir sistem olduğunu anlarız.
Bu başkanlık sisteminde ülke yasalarla değil hukuk la değil tamamen başkanın yayınlayacağı kararnamelerle yönetileceğini ve kurumların yaşam alanı başkanın inisiyatifine bağlı olduğunu anlamak gerekiyor.
Özellikle bilimsel akademik özerklik tamamen başkanın belirleyeceği akademisyenlerle darbe alarak yok edilebilir. okullardaki milli eğitim müfredatı gerici bağnaz ve tutucu bir eğitime dönüştürülerek gelecekteki çağdaş nesil yetiştirme imkanı olmayabilir.çünkü alınan başkanlık kararnameleri durduracak yargı olmayabilir. çünkü yargıda kısmen ve ya tamamen başkanlığın emrine girme ihtimali olduğu için kararnameleri durdurma ihtimali olmaya bilir.
güçler ayrılığı ilkesi demokrasinin vaz geçilmez temel ilkeleridir. yapılan bu anayasa değişikliğiyle güçler ayrılığı ilkesi terek edilerek güçler birliğine geçiliyor. güçler birliği olduğu ülkelerde denetimin olmayacağı, iktidarın keyfi uygulamalarını durduracak yargısal denetimin yok olacağı anlamına gelir. yürütmenin yanlış uygulamalarını durduracak herhangi yargısal bir denetim olmayacaktır, Türkiye uzun bir süreden beri demokrasi ve insan hakları klasmanından gittikçe en alt sıralara düşerek dünyada hiçte hak etmediği şekilde itibar kaybetmektedir. siyasi çalkantılarla siyasi kutuplaşmalarla iktidar akıl almaz demokratik uygulamalarla muhalefeti ve demokratik kuruluşları susturmaya çalışıyor. sendikal ve dernek faaliyetlerini kısıtlayarak kendi siyasal düşüncelerini topluma ve insanlara zorla empoze etmeye çalışıyor. bütün bu uygulamalar demokratik parlamenter sistemini suçlu göstererek başkanlığı halka kabul ettirme çabalarıdır. eğer parlamenter sistemde bu tür baskılar, bu tür uygulamalar oluyorsa başkanlık sisteminden bunlar daha kolay gerçekleştirilir. hazırlanan bu anayasa değişikliğinden, bu tür hukuksuzluğu engelleyecek denetleyebilecek önleyici bir mekanizma bulunmamaktadır.
işçinin emekçinin köylünün sosyal hakları budandığında, insan hakları yok edilmeyle karşı karşıya kalındığında bu olayları durduracak engelleyici balans ayarı yok edilmektedir.
bu konuda yayınlanarak bir başkanlık kararnamesiyle bütün demokratik haklar askıya alına bilir.
Bütün bu değişiklikleri göz önünde bulundurarak HAYIR demek için başlı başına sebeplerdir. bu sebeplerden dolayı. barış için, demokrasi için kardeşlik için özgürlük için kula kul olmamak için çocuklarımızın özgür geleceği için HAYIR DİYORUZ.
bu mektubu siz değerli antoloji üyelerinin görüş ve eleştirilerine, yorumlarına sunuyorum. kuşkusuzki benim bu yorumuma katılan olacağı gibi katılmayanlarda olacaktır. saygı çerçevesinden olumlu ve ya olumsuz eleştirilere açığımdır. çünkü her eleştiri insana ayrı bir tecrübe kazandırır. Eleştiriler insan muhakemesini dahada derinleştirerek dahada sağlıklı düşünmeye sevk eder. her eleştiri insanı biraz daha düşünmeye sevk eder. eleştirileri karşılamak ve dinlemek, eleştirilmeye kabul etmek demokratik bir tavırdır. ve insanın olgunlaştığının kanıtıdır. bütün antoloji üyelerine sonsuz saygılar.
İmam SürensoyKayıt Tarihi : 11.3.2017 23:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaleminize yürek sesinize verdiğiniz emeğe teşekkürlerimle...
Kutluyorum.
Saygılar...
H A Y I R ...
Kaleminize., emeğinize sağlık sayın İmam Sürensoy...
TÜM YORUMLAR (7)