Uçsuz bucaksız düşlem
Siz yakınlaştıkça o sizden uzaklaşan
Dolunay suretinde bir Kızılelma.
Mehtapları büyülü, gel - git'leri deniz oynatan
Çadır kurmak gibi kurarlardı devletlerini
Mesajları yay gerginliğinde
Senaryolar dolu sadaklarında.
Üç tuğluk şan, bir kişnemelik bildiri
Utku mayası buyruklardan doğmuştur
Onların kırk asırlık destanları
Turna donunda bir bölük ermiş
Yekunu Yesi'dendir, sökünü Horasan'dan
Ya bu yazıt, bu taş kesilmiş define sözler?
Onlarda olan, bizde olmayanlar mı?
Masallarında az - uz gidilir onların
Estetik düğümlenir halılarında
Derken bir bakarsınız şiirler büyütmüşlerdir
Çöl yalnızlıklarında
Buzul doruklarında
Bağ bozumlarında
Ceylan ürkekliklerinde
Hüma uçuşlarında
Pınarbaşı buluşmalarında
Ve dilber edalarında
Dalgayla horon teperler onlar
Yıldırımla yere iner
Borayla ayaklanırlar
Bin dereden su getirirken
Bir göl büyülemiştir onları
Hu çekmişlerdir nice çağlayanlar aşkına
Fermanla buyurgan olurlar
Düğün, dernek ve şölende ise çağırgandırlar.
Türküleri sürülerinden çoktur
Hemi keyiften, hemi zordan
Zurnaları kaynaştırıcı
Kopuzları dertleştirici
Meyleri ağıt ağıt
Davulları dengi dengine vurur
Yeri gelir bir erguvan gibi aşka ve hüzne boğarlar
Gönüllerince engin ve sınırsızdırlar.
Sonra bir bakmışsınız
Görkem oluvermişlerdir baharda bezenen çınarlar gibi
Doruklar bile doyuramamıştır yücelik tutkularını
Beşikte ninni mutlusu körpe
Nene dizinde masal esrisi bala onlarındır.
Şu oya
Şu kök boya
Şu ışıkla oynaşan vitray
Şu yar mendili
Şu gelin bohçası
Şu egemenlik akçası
Şu lale
Şu gül bahçesi
Bunlar da onlarındır
Yasin Kur'an'da güldür onlara göre
Peygamber insanda gül.
İslam onlarla güldü
Onlar ki İslam'ın gülü
Göğün yedi katının vekaleti var kubbelerinde
Taş'ın miracıdır minareleri
Kündekâri kapılar ki mabetler yaraşığı
Ebru ciltlerle görücüye çıkan el yazmaları
Kendi ayak izlerini aramak coğrafyanın yüzünde
Ve tarihin gözündeki
Nizam-ı alem desenlerinde.
O desenler ki fetvalar takvaca
Hükümler hikmet üzre
'Ve ben ki... Ve sen ki...' diye yazılanlar vardı ki
'Muhteşem' diler
Onlar dünyanın ilk ordusudurlar
Tekerleği buldular yüklet için
Demiri buldular pusat için
At üstünde çerge taşıdılar
Savaşta da pak olmak için
Severler dost ve gönüldaşlarını
Dost ve gönüldaşlarının sevdiklerini
Dost ve gönüldaşlarını sevenleri de.
Üç kıtalık mekanlardan
Ve zaman içindeki zamanlardan sor onları
Bir buruk çay
Bir acı sigara
Bir dostun yüzü ve sözü
Bir eder
Şen eder
Şad eder onları.
Tanışır
Danışır
Ve dayanışırlar
Hayırda yarışırlar
Beş vakit namazda hayır duaları beklenir büyüklerin
Yüksek bir Türk kızına takdim edilip
İyi olmanızı Ulu Tanrı'dan dileyen
Özlem yazıları vardır ki
Geçmiştir, bugündür ve yarındır
Okunur okunur koyunda saklanırlar kaç asırdır
Onlar ER mektubudurlar GÖRÜLMÜŞLERDİR
Kayıt Tarihi : 16.3.2005 13:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cazim Gürbüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/03/16/turk-e-bastan-baslamak.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)