Seni seviyorum diyen, fakat sevginin gereklerini yerine getirmeyen birliktelikler kutsal aile yapımızı tehdit ediyor. Şehvet duygularının egemen oldugu bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz maalesef. Uygulanan yanlış politikalar, yanlış argümanlarla günümüz gençliğinin dinden uzaklaştırılarak, özgür yaşam tarzını benimsemeleri, karşı cinsten arkadaşlık zorunluymuş gibi davranarak evliliğin ancak flört ile mümkün olacağını zannetmesi bence parçalanmış aile yapısının gerçek yüzünü sergileyen önemli nedenlerden biridir.
Değerli gençlerimize, anne ve babalara şunu ifade etmeliyimki; gençlerimiz evliliği Allah’ın emri peygamber efendimizin sünneti bilerek, dinine,maneviyatına örf ve adetlerine, kültürüne bağlı aileler kurmak mecburiyetindeler. Ülkemizin güçlü bir aile yapısına ihtiyacı vardır. Tarihteki başarılarımız din sevgisi, Allah sevgisi ve güçlü aile yapısının bir tezahürüdür. Şunu kesin olarak belirteyim ki Allah ve ahiret inancının kabul gördüğü, fedakarliğı ön planda tutanların oluşturduğu birliktelikler, kutsal ve sağlıklı aile yapısını oluşturur.
Diyelimki manevi değerlerden, kendi öz kültür örf ve adetlerinden uzak günümüz gençliği, kendi öz değerlerini hiçe sayarak batı toplumunun yaşam biçimine, Meryem, Mariaya, Elif, Elenaya, Hasan, Hansa, Cemil, Coniye özenti içerisine girmiş ve topluma açık mekanlarda, parkta,sokakta,hastane, pastane,tren vapur, yada sahilde, gözüne kestirdiği birini gördüğü zaman sanki bir ayakkabı alır gibi tam bana göre hayatımın erkeği yada hayatımın kızı gibi boş ve hormonlu hülyalara dalmıştır. Evlilik hayalinin ancak flört ile mümkün olacağını düşünerek elektrik almam gerekir, tanımadan asla olmaz gibi duygulara bezenerek, dini yaklaşımlardan uzak, özgür birey modeline endekslenmesinde yazılı ve görsel medyanın birkaç tuzu kuru meşhurların, sosyete ve magazin dünyasını takip edip, onlara özenmesi eğer ekonomik yönü sınırsızsa hatta dost hayatı yaşamayı özgür hareket etmeyi benimseyen, sevgiden yoksun çıkar birliktelikleri mutsuz ve huzursuz bir toplum meydana getirmektedir,bir şiirimde dile getirdiğim gibi...
Batıya özenme, özü çalıntı
Var olan ilimi, bizden alıntı
Açtığı yaralar bize kalıntı
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,