Kür Şad adını duyunca, sonrasında gelecek sözcükleri merakla beklemektir ve pür dikkat...
Aslında, yalnızca Kür Şad'ı duymanın dâhi bu dünyaya yetmesidir.
Ata ruhlarını sadece dilde değil, gönülde de şad etmektir.
'Ah' çekmektir Turan için;
Ama 'Vah' etmemektir gerektiğinde. Bunun için adımları sağlam atmak gereklidir;
'Zehirsizdir' diyerek yılana, 'Zararsızdır' diyerek yalana esenlikler dilememektir.
Hata yapmamaya çalışmak değil de hata yapmamaktır; çünkü tereddütle yaklaşanlar her zaman hata yapacaktırlar.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğinize sağlık, efendim.
Türk'üz, Türkçüyüz!
Andımız Var Orhun'da-
Dünya’nın merkezine önce Türk’ü koyarız
Her şeyi ona göre, onun için sayarız
Düşleri Türk’çe görüp,nazı Türkçe duyarız
Andımız var Orhun’da; hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız.
Demir dağı eritip,hürriyeti seçmişiz
İnsanlığa adalet, medeniyet saçmışız
Karanlığı kapatıp, yeni bir çağ açmışız
Andımız var Orhun’da; hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız.
Korkut Ata dedemiz, Resulüllah akranı
Yazdığı destanlarda bulduk edep erkanı
Kaşgarlı Mahmut’umuz; dilimizin kaptanı
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Esamimiz okunur kocaman Türkeli’nde
Destanlarda işlenir Gençosman’ın dilinde
Zeki Velidi Beğ’le ulu Başkurt ilinde
Andımız var Orhun’da; hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız.
“Dil”de,”fikir”de,”iş” de; birliktir temelimiz
Riyâkarlık bilmeyiz, ayandır amelimiz
Türk’ten gayri bir kelam yazmamak emelimiz
Andımız var Orhun’da; hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız.
Tarihe bir bakanlar görür orda erliği
Koşuyoruz atiye; hedef “Türk’ün” birliği
El açtık Yaradana bozulmasın dirliği
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Adriyatik-Çin Seddi; ikisinin arası
Türk’ün yüce vatanı işte TURAN burası
Ötüken’den geliyor Kür Şad’ımın narası
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Haykırır Mehmet Emin, “dinim cinsim uludur”
“Kızıl elma ülküsü” kurtuluşun yoludur
İnandım iman ettim,Türk:Hak’kın has kuludur
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Tabutluklar zindanlar yıldırmadı sizleri
Reha Oğuz Türkkan’da yaşıyor darp izleri
Orhan Şaik Gökyay’ım şadettiniz bizleri
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Kimler ne derse desin, vız gelir tırıs gider
Ötelerden ATSIZ Beğ, gelin diye el eder
Resulzade Mehmet’im, haydin canlar haydi der
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
İsa Yusuf’ta gördük azim ile kararı
Bağbuğ Tükeş’le bildik azameti vakarı
Boğduk imanımızla Türk’e gelen zararı
Andımız var Orhun’da; hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Akçura yolundayız Fizan’a sürülsek de
Dönmek bilmez yürürüz çarmıha gerilsek de
Yaşadıkça Türkçüyüz başkaca görülsek de
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Muhtaç olduğum kudret nabzımdaki candadır
Dara düştüğüm zaman sığınağım ondadır
Bilge’den Atatürk’e damarımda kandadır
Andımız var Orhun’da hep Türkçü kalacağız
Oğuz Ata neslini en yüce kılacağız
Dursun Elmas
TTK_________________________
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta