Bir esinti var gönlümde
Kâh çığlık atacak özgürlüğe uçan
Kâh ağır ağır yudumlayacak dert şarabını
Ya da bir portreyi anımsatan
Soluk renklerinde doğacak aydınlığı
Bir yağmur damlası olabilsem keşke
İnişim umurunda olmasa kimsenin
Sonra dağılsam çarptığım yerde
Bir çocuğun ayağına yapışsam koşarken
Ya da toprağa karışsam hafif rüzgârlı bir günde Uçsam kanadıyla umutların
Ya da boğulsam güneşin dalgasıyla
Hayat yeşermişken taze kokunda
Yürümeyi öğrenmekteyken papatyalar
Ve ağlamışken omzunda kırlangıçlar
Sesini unutmak için sen de susarsın
Bir rüya görürsün ansızın
İlk basamakta başlar yorgunluk
İlk ışığı gördüğünde kısılır gözlerin
İlk kez buz tutunca üşür ellerin
Peki ya benliğin?
Ah bir bilebilsen
Aklımdan geçip de dökülemeyenleri dilime
Bir şarkı dinliyorsun sessizce
Gözlerin narince işlenmiş kadife gibi
Hayaller kuruyorsun belki de göremediğim
Şarkının sonuna geliyorsun gittikçe
Sigaran sönene kadar vaktim var
Sustum
Kalemi alınca elime
Düşünüyorum
Düşlerim kayboluyor nice
Bu kez diyorum sonra
Tarihin Hitit’ten esen rüzgarıdır gönlümü saran
Olmakla olmamak reva mı hasretine
Katlanmak ne güçtür, ey kalbim dayan
Arşın arşın çağlarken Yeşilırmak sevdiğine
Tasvir edemez vuslatı hiçbir ressam
Nicesizliğe bürünmüş sessiz bir gemide
Yol almış gidiyorum karanlık şehirlere
Endamı dalgalarla boyalı güneşin
Bakışlarım hıçkıran ufkuna süzülmekte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!