Taşıyorsa karanlığı ıslatan damlalar gözlerimden,
İçimdeki pınarın çoşkunluğundandır,
Titretiyorsa arzı küçük yüreğim,
Kısa yılların ve uzun gecelerin yorgunluğundandır.
Taşıyorsa karınca ağzında çınarı,
doğduğu sabah bir mezar kazar kelebek
hiç giremeyeceğini bilmeden,
ölüm karanlığa siner,
gece aydınlanır sokak köşelerinden,
her parıltı etrafında binbir renk, binbir kanat,
pi sayısını kısaltır her bir tavaf,
kalemin dili sivridir,
çizdiği nokta bir hiçtir
ve evren bu noktalardan müteşekkildir.
yaşam anılardır,
anı anda saklıdır,
şimdi sana kal demek vardı,
gitme diyebilmek,
gittiğinde kelimelerin yiteceğini hissettiğimden değil,
gidersen bahar küsecek diye değil,
anlamsız bir halin bendeki
kalmanı arzulayışı vardı.
şubatı beyaza
temmuzu kızıla çalardın,
kararırdı gecem
sen, yıldız olur yağardın...
eylül sarıyla
uçmak kolay olsa yüreğim kanatlı doğardı,
goncaya aşkı anlatırken ürkmezdi rüzgardan kelebek,
ne seni görmek,
ne de ellerine tutunmak,
karartı hali varlığını solumak,
yeterdi uzun ve soğuk kış geceleri
Cumalar hükümsüzdür camiler taşlandıkça,
Hangi can yükümsüzdür mendiller ıslandıkça...
Batıda gül düşmanı, dirildi ebu leheb
Doğuya 'demokrasi' getirdi 'ebu gureyb'...
I.
kim yaptı düşlerimi sana daldıran sihri
yokluğun yüreğimi ıslatan baldıran zehri
sureti gölge gecedir, usumda andıran seni
ellerimin yandığı andır an
Aşk, sema incisi gözlerinde,
Cennet, ellerin mesafesindeydi.
En beyaz kar, kara buluttan silkelenir,
En merhametli ışık, yaşayan alevden sıçrar,
Sahradaki zambağa can katardı
Kan değsin karanfil yetiştiren topraklara
Kan değsin inatla yetişen karanfile
Gökten inen saf suya,
Yerde bunalan, yerde bulanan suya,
Kan değsin boğazda gezinen damlaya
Ve kıtaları bir eden asmalının ayağına,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!