TüRBE - ÇAMLIDERE ŞİİRİ

Ali Rıza Atasoy
158

ŞİİR


12

TAKİPÇİ

TüRBE - ÇAMLIDERE ŞİİRİ

Erenler otağı bu kutlu diyar,
O şanlı ecdattan bize yadigar.
Benzemez cihanda başka bir yere,
Bir gizemli dünya oy Çamlıdere.
O marifet ehli Şeyh Semerkandi(*)
Burada medfundur böyle bilindi.
Uğrasın vuslata ermek isteyen,
O’nu kalp gözüyle görmek isteyen.
Gönül ateşini yakıp da gelsin,
Taşkın sular gibi akıp da gelsin.

Burası garipler pirler beldesi,
Ruhlarda sükunet esin bestesi.
Fersiz kandillerin tutuştuğu yer,
Serden geçenlerin buluştuğu yer.
Bir ömür yaşanan esenlik huzur,
Heyula düşlerde akis akis nur.
Bir yer ki tarifsiz huzur güzellik,
Erenler söyledi:-Budur güzellik.
Her kim ki gönülden taşsın da gelsin,
Avdan yokuşundan aşsın da gelsin(**)

Efsunlu bir kapı açılır birden,
Özenle örülmüş gibi şiirden.
Çıkarıp tenlerden gamlı gömleği,
Terennüm edin o sessiz nağmeyi.
Su sesi kuş sesi ve “hu, hu” sesi,
Ruhu teskin eden gönül busesi.
Kutlu iklimlerden eser gelir de,
Deva olur nice onulmaz derde.
Gelenler ki ahde vefayla gelsin,
Yeter ki bir katre sevdayla gelsin.

Nice kelam etti bu hakir şair,
Sen bize necat kıl Ey Ali, Ey Pir.

(Taşova, 25.08.2008)

(*) Şeyh Ali Semerkandî: Bu şiirin hikayesi bölümünde açıklayıcı bilgi sunulmuştur.
(**) Avdan Yokuşu: Kızılcahamam-Çamlıdere yolunun 9.km'sinden başlayıp Avdan Köyü'ne kadar devam eden yokuşun yörede yaygın kullanılan adıdır.

Ali Rıza Atasoy
Kayıt Tarihi : 25.8.2008 13:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


***Yeşilırmak Şiir Vaidisi Grubu *** (*) Şeyh Ali Semerkandî, Hicrî 720 / Miladî 1320 yılında İsfahan’da doğdu. Babası Yahya Efendi’dir. İkinci Halife Hz. Ömer’in torunlarındandır küçük yaşta Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi ve çeşitli kıraatlere göre okumasını öğrendi. Tahsilini Semerkant’ta tamamladıktan sonra Buhara’ya giderek Alâeddin Buharî’nin talebesi oldu ve dinî ilimler ile tasavvufta kemale erdi. Kendisine “Mekke’ye doğru” denilince harekete geçerek yolculuğa çıkıp Mekke’ye kadar geldi. Mescid-i Haram’da 14 yıl İmam-Hatip olarak görev yaptı. Medine-i Münevvere’ye giderek Peygamber Efendimiz (S.AV.) ’in kabrinin bulunduğu Ravza-ı Mutahhara’da yedi yıl türbedarlık yaptı. Ayrıca Şam, Kudüs ve Irak’ta ilim, irşat ve öğretim faaliyetlerinde bulundu. Daha sonra bu mübarek zat, Hazreti Peygamber’den aldığı manevî bir işaret üzerine Anadolu’ya hareket etti. Beraberinde bulunan velilerin her birini ilgili yerlere yerleştirip, kendisi de Konya’ya gitti. Karaman, Bozkır ve benzeri yerlerde ikamet ederek gerekli irşat görevlerinde bulunan Şeyh Ali Semerkandî, devlet erkânına nasihat edip onlara yol göstermiştir.Konya ve çevresindeki hizmetlerini tamamladıktan sonra Alanya yoluna düştü. Kendisine ait bir asanın, bir hırkanın ve benzeri eşyaların halen Alanya’da saklı bulunduğu nakledilmektedir. Alanya ve havalisini gezip görüp gözden geçirdikten sonra buradan ayrıldı.Uzun bir yolculuğun ardından önce Çankırı’ya, sonra da o zamanki adı Örenşar olan Eskipazar’a kadar geldi. Örenşar’da ikamet etmeye niyetlenen büyük veli, irşat hizmetlerini çeşitli vesilelerle halka aktarmaya çalışıyordu.Burada, onun kerametinin bir eseri olarak, duasıyla yerden bir su çıkmış; suyun ulaştığı yerde meydana gelen başları ve karınları beyaz “Sığırcık Kuşları” ziraî mahsule zarar veren haşaratı yok etmiştir. Bu arada Osmanlı devletinin başkenti, o günlerde İslâm âlimlerinin ve evliyânın merkezi haline gelen Bursa idi. Bursa’da ekili alanları çekirge sürülerinin işgal etmesi üzerine, halkın çaresiz kaldığını duyan Şeyh Ali Semerkandî, yanında bulunan bu mübarek sudan bir miktar o bölgeye göndererek çekirgelerin yok olmasını sağladı.Padişah Murat Hüdavendigar bu iyilik karşısında onu Bursa’ya davet etti. Bunun üzerine Bursaya'a teşrif eden Şeyh Ali Semerkandî’ye padişah, yanı başında vezir olarak bulunmasını teklif etti.Vezirler de aynı istekte bulundular.Ancak her ne teklif ettilerse Şeyh Ali Semerkandî, bunların hiçbirine iltifat etmedi. Yalnız padişahtan yöre halkının vergi ve askerlikten muaf tutulmasını istedi. Padişah da bir ferman yazdırarak bu isteği kabul etti ve bu sayede İstiklâl Harbi yıllarına kadar Çamlıdere yöresinden vergi alınmadı, askere giden olmadı.Şeyh Ali Semerkandî, Bursa’daki işinin ve görevinin sona erdiğini anlayınca, vedalaşıp buradan ayrıldı ve o zamanki adı Örenşar olan Eskipazar’a döndü.Böylelikle hiçbir dünyalığa değer vermediğini ve irşat vazifesini yerine getirmek için halkın içinde yaşamaya devam edeceğini gösterdi.Burada Sadeyaka Köyü’nün Şeyhler mahallesine bitişik topraklarda bulunan mübarek suyun yanına gelen Şeyh Ali Semerkandî, suyun civarında geçireceği son anlarını yaşıyordu.Çünkü Örenşar'dan ayrılma zamanı yaklaşıyordu.Örenşar’dan ayrılan Şey Ali Semerkandî, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Çatak Köyü’ne geldi. Burayı benimseyen ve burada bir müddet ikamet eden Şeyh, Çatak’ta ihtiyaca cevap verecek bir caminin bulunmadığını görünce, bu eksikliğin giderilmesi işini üzerine aldı ve kısa bir sürede caminin yapımını tamamladı. (Bugünkü adı Berçin Çatak olan köyde bu camii hâlâ mevcuttur, ancak sonradan yapılan tadilatlar nedeniyle tarihi dokusu bozulmuştur.Camii, köyün biraz dışında kaldığı için, sadece Cuma namazları bu camide kılınmaktadır.) O zamanlarda Çamlıdere küçük bir köydü. İçinden geçen kuru derenin sağ yamacında “Yayalar” adı verilen 30–40 hanelik bir köy ile derenin sol kısmında 8–10 hanelik bir topluluk vardı. Bu kısım “Kuzören/Kuzviran” adı ile anılırdı. Şeyh Ali Semerkandî, önce Yayalar Köyüne gelip yerleşmiş, daha sonra ise Kuzören/Kuzviran yakasına geçerek burada ikamet etmiştir. Şeyh Ali Semerkandî’nin ismine atfen buraya “Şeyhler” adı verilmiştir. Buraya yerleştikten sonra mülk edindiği ½ hisselik çiftlik yeri ile bir değirmeni vakfederek bir zaviye kurmuş, bu vakfın idaresini ve kullanımını evlatlarına bırakmıştır.O zamana kadar tenha bir köy olan Şeyhler, zamanla çok gelişip büyümüş, Yayalar Köyü de buraya katılarak Şeyhler’in bir mahallesi haline gelmiştir. “Şeyhler” ismi, asırlarca buranın adı olarak kalmış, daha sonra ise Çamlıdere olarak değişmiştir.Önceleri Pazar’a bağlı olan Çamlıdere, Hicrî 1314 / Miladi 1895 yılında bucak olmuş, Hicrî 1326 / Miladi 1907 yılından önce de belediye teşkilatına kavuşmuştur.1915–1916 yıllarında Kızılcahamam’a bağlanmış ve nihayet 27.11.1955 tarihinde 6191 sayılı kanunla ilçe olmuştur.İlçede Şayı, Bayındır, Buğralar, Bökeler ve Peçenek gibi Oğuz boylarının isimlerini taşıyan köylerin bulunması, bu köylerin Orta Asya’dan gelen Türkler tarafından kurulduğu kanısını yaygınlaştırmıştır.Hanefi Mezhebi’nden ve Nakşibendî Tarikatı’ndan olan Şeyh Ali Semerkandî, uzun yıllar Şeyhler Mahallesi’nde ikamet ederek, Çamlıdere’yi ilim, irfan ve fazilet merkezi haline getirmiştir. Hicri 862 / Miladi 1458 yılında, yaklaşık 142 (Hicri) yaşında vefat eden Şeyh Ali Semerkandî, Çamlıdere mezarlığının orta yerine defnedilmiştir. Türbesi hâlen burada olup, halkımızın ziyaretine açıktır. 1978 yılında restore edilen Türbe’de, Şeyh Ali Semerkandî’nin yanında 10 kabir daha bulunmaktadır ki bunlardan yedisinin arkadaşlarına, üçünün de sırdaşlarına ait olduğu rivayet edilmektedir. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslâmlaşması yolunda büyük bir rolünün olduğuna inanılan Şeyh Ali Semerkandî, Hak ve gönül dostu olarak bilinmektedir.25/08/2008-ali rıza atasoy

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Bu harika şiiriniziş okumuştum muhterem hocam ve değerli üstadım. Ama olsun. (Ettekrarü hasen, velevkâne yüzseksen) Diye arapca türkce kerdige bir deyim vardır. Güzel şeyi tekrar da güzeldir yüzseksen kerede olsa. Sizin bu harika eseriniz defalarca okunmaya değer bir güzellikte. Tebrikler
    Selam, sevgi ve saygılarımla
    Seyfeddin Karahocagil

    Cevap Yaz
  • Dertli Yürek
    Dertli Yürek

    Abimle gittim Kizilci hamama giderken ve harika bir yer yesillik, cigerlerinden hasta olanlar icin tedavi merkezi ve moral merkezi diye dusunuyorum..kandiliniz mubarek olsun, Allah guzellikleri yasatan kardesime bereketli omurler tâin etsin... o siirdeki guzelligi yansitmis..tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Müzeyyen Keskin
    Müzeyyen Keskin


    Hocam sizin değerli şiirinizin altına belki olmayacak ama eklemek istedim kusura bakmayın selamlar

    ÇAMLIDERE VE DOĞA DOSTLARI DERNEĞİ VE ŞİİR ETKİNLİĞİ

    Sevgili dostlar 2 güzel gün sanat ve doğa ile iç içe sevgi dolu günler yaşadık.
    Hemen hemen her ilden gelen şair dostlarımız vardı. Ankara’dan 22 kişi vardık. Kimler
    yoktu ki; Çok değerli şair üstatlarımız vardı.
    1) Ahmet Eroğlu
    2) Hacer Alioğlu
    3) Müzeyyen Keskin
    4) Canan Keskin
    5) İlhan Erdoğan
    6) Ömer Ekinci Micirgirt
    7) Zübeyde Gökbulut
    8) Asuman Soydan Atasayar
    9) Murat Duman
    10) Prof.Dr. İsa Kayacan
    11) Süleyman Karaca
    12) Seyit Kılıç
    13) Mustafa Firengiz
    14) Mehmet Nuri Parmaksız
    15) Ali Baş
    16) Ünal Kar
    17) İsmail Adil Şahin
    18) Kenan Alican
    19) Ayhan Arslan
    20) Bilal Dilsiz
    21) Murat Yumrutaş
    22) Bedir Karaal
    23) Ümüt Güngör
    24) Yunus Emre Güngör
    25) İbrahim İmer
    26) Aysel Çoban ve 3 aylık küçük şaire Aslı İmer
    27) Hünkar Dağlı

    Her zaman olduğu gibi Gurup sorumlumuz Sn Ahmet Eroğlu nazik ve kibar davranışlarıyla bir kez daha gönülleri kazandı.
    Şarkı ve şiirlerle yolumuza devam ettik. 2 saat sonra Çamlıdereye ulaştık. Çok güzel karşılama yaptılar. Belediye Düğün Salonun da Belediye Başkanı Sn. H.Caner CAN hoş geldiniz komuşması yaptılar. Sn. Ali Öcal ve Ali Rıza Atasoy beyfendiler konuştular. Konuşmalar çok duygusaldı, şiirseldi.Gönül sesiydi bütün konuşmalar.
    Kutlama Komitesi
    Ali Öcal _-Çamlıdere ve Doğa Dostu Dernek Başkanı
    Ali Rıza Atasoy- Eğitimci Şair
    Ahmet Eroğlu –Şair
    Ömer Celep- Eğitimci Şair
    Faruk Çalışıcı-Eğitimci
    Sercan Taş- Program sunucusu
    Hepsi hazır misafirleri karşılamaya Çamlıdere de karşılandık öğle yemeği için Çamkoru’ya gidildi. Öyle sıcak ve içtendi ki ikramları evimizde hissettik. Yemekten sonra şehir merkezi gezildi. Mübarek zat Şeh Ali Semerkandi Hz. Türbesini ziyarete gittik Dualar ettik. Öyle güzel sözleri vardı ki bir kaçtanesi aklım da ‘’ Niyet Hayır,Akibet Hayır-Balık suda yaşar ama suyu bilmez’’ Çok güzel bir mevkide yatıyor bol yeşillik, yolun her iki yanında taş oluklardan akan o suyun sesi ve serinlik başka bir dünya sanki. Peygamber efendimiz Şöyle demişler ‘’öyle fakir bir yere gitki,beni görmek isteyen seni ziyaret etsin,beni ziyaret etmiş sayılır’’ diyor. Herkesin ziyaret etmesi gereken bir türbe.

    Çamlıdere Yaylası,Aluçdağı gezisi yaptık. Sn Ali Öcal beyin anılarını anlatırken gerçekten çok heyecanlı ve duygusaldı. Sn.Faruk Çalışıcı yöreyi ve yapılan gelişmeleri anlatmak için ellerinden gelenini fazlasını yaptılar onları kutluyorum Mürsel beyde heyecanla koşuşturuyordu. Bu arada hanımefendileri es geçemeyiz. Cevriye Hilal Hanım, Şerife hanım,Filiz hanımı ve Faruk beyin eşi canı gönülden misafirleri ağırladılar atladığım varsa da lütfen kusura bakmasınlar. Öğrenme merkezini,futbol sahasını şişme bir basketbol sahasını Sünni çimle yapılmış, Ali Öcal beyin ilk yaptığı yayını yaşlı bir çınarın tepesinden verdiğini anlatması çok hoştu. En ilgimi çeken şeyde hayır sever vatandaş olan Hasan amca sahaların yapımında ve huzurevinin yapımına başlanacağını da bu hayırsever vatandaş maddi katkıda bulunduğunu bizlerle tanıştırdı Faruk bey o kadar mahcup gözleri doldu dokunsalar gözleri yağmur gibi akacaktı Gönlüne sağlık Hasan amca iyi örneksin. Ordan ayrıldık
    Çamkoru İzcilik Tesisin de akşam yemeği. Çamlıdere yaylasında (yöresel) sinsi ateşi yakıldı Beyler etrafında gösteriler yaptılar köçeklerde ayrı bir renk kattı.
    Geceyi Çamkoru İzcilik Kamp Tesislerinde geçirdik. Kahvaltıdan sonra göl etrafında yürüyüş yaptık.
    Aluçdağın da öğle yemeği ve programı Sn. Sercan Taş başlattı. Bir taraftan yağmur kendini göstermeye başlamıştı. Sn.Kaymakam, Belediye Başkanı, Ali Rıza Atasoy ve ardından Ali Öcal beyfendiler şemsiye altında konuşmalarını yaptılar.Yağmur daha fazla izin vermedi Belediye Düğün Salonunda devam etmeye karar verildi. Sanıyorum bu yaylaların ortak özelliği,güzelliklerin paylaşıldığı yerde Rabbim rahmetini veriyor hem yağmur ve duygu sağanağı veriyor Şükürler olsun çok güzeldi
    Yol boyu Yayla evleri yeşilliklerin arasından oda başka bir güzellik katıyordu.
    Ali Rıza Atasoy beyfendinin ‘’TÜRBE’’isimli şiirini bir öğrenci kızımız muhteşem şiiri muhteşem yorumuyla okudu gerçekten çok etkilendik. Değerli şair arkadaşlarımda kendi eserlerini okudular.
    Bende ilk defa yazdığım ÇAMLIDERE ŞİİR GÜNLERİ adlı şiirimi okudum umarım olmuştur.
    Her güzel şeyin bir sonu vardır. Ayrılık zamanı geldi. Sn Ali ÖCAL beyfendi Bütüm emeği gecenleri ve şairleri sahneye davet ederek hatıra fotoğrafı çekildi. Ayrılmadan öncede mantı ziyafeti vardı. Hediyeler ve katılım belgeleri verildi.
    Sn.Ali ÖCAL ve ekibine sosuz teşekkürler. Gölünüze,yüreğinize ve misafir perverliğinize çok çok teşekkür ederiz sağolun var olun.

    İnanıyorum ki Çamlıdere bambaşka bir Çamlıdere olacak İstikbali çok parlak. Selam olsun.



    ÇAMLIDERE ŞİİR GÜNLERİ


    Bozkır, verimsiz toprak iken İç Anadolu
    Hayat zor,yaşam durmuştu, mutsuz çehreler
    Allah yarattığını bunaltır mı? Müjdeler!
    Semerkadi Hazretleri şereflendirirler.

    Yüzleri gülmüş,nimetlerle dolmuş Çamlıdere
    Yeşermiş kuru dallar, çağlamış dereleri
    Türbesini ziyaret edip, vuslata erdik.
    Şahin Yaylası’na eş,Çamlıdere Yaylası

    Doslukta yarış ettiler mirası yaymaya
    Başkan Caner CAN, Doğa Dostu Dernek Başkanı
    Gelin! dedi. Hocam. Şairlerin serden geçti
    Yaşattın bize tarihi günü Çamlıdere

    Ulu çınarların uzanır sonsuz maviliğe
    Ovaların da meleşir, koyun kuzuların
    Mesire yerinde coşar piknikçilerin şen,
    Selam olsun halkına, dağ, taşa, kurda kuşa.

    Gün veda ederken güne hoş bir sada ile
    Arılar peteği, kuşlar en güzel besteyi
    Bütün güzelliklerin cem olmuştu sinen de
    Çamlıdere Çamkoru Şiir Günleri

    Müzeyyen Keskin

    Cevap Yaz
  • Asuman Soydan Atasayar
    Asuman Soydan Atasayar


    ÇAMLIDERE İZLENİMLERİ

    Dost gönlümü revan ettim yola koyuldum
    Sıcacık bu yolculuğa olmadı doyum
    Öyle bir diyara düştü ki yolum
    Çamkoru'nun zirvesinde uçuştu ruhum

    Sevgi ve hizmet kervanıydı bu kervan
    Sözlü sanat kokusu saçıldı elvan elvan
    Hayret! Başkentimin ilçesiymiş Çamlıdere
    Onu atıl bırakanlardan el aman!

    Coğrafi iklim, manevi iklim
    Elele dokumuşlar harika bir kilim
    Mest olduk, hayran olduk
    Sözüm eksik kaldı yazılmadı şiirim

    Çamlıdere'de coştu, milli sevda çağladı
    Görenlerin yüreğini şiir oldu dağladı..
    Sevgi yürekli vatan evlatlarına
    Gök dayanır mı? Durup durup ağladı

    Bu güzelliği gözardı edenlere
    Lanet ettik yurdumu halledenlere
    Cennet vatanımı hor görüp
    Atamın izini terkedenlere

    Yok değilmiş, var yine de birkaç yürekli adam
    Yola çıkanlar kopmaz artık bu sevdadan
    Bir çift Ali,bir Ahmet, Faruk ve Ömer
    Her beldeye nasip olsa bu çark çok iyi döner

    ASUMAN SOYDAN


    Bu şiirin hikayesi:

    26-27 haziran 2009 da Ankara-Çamlıdere'de “ÇAMLIDERE DOĞA DOSTLARI DERNEĞİ”nin düzenlediği 1.Çamlıdere Aluç Dağı Şiir Günleri etkinliğine katılmıştık değerli bir çok arkadaşlarımızla...Yeşilırmak şiir vadisi grub başkanı Ali Rıza Atasoy ve Ankara Rüzgarı grub başkanı Ahmet Eroğlu dostlarımızın memeleketi olan Çamlıdere de yine cennetten çalınmış iki gün yaşadık..Müthiş güzeliliklere şahit olduk..Memleketimizin doğa güzelliklerini görmek ve yine değerli pek çok vatan evlatlarının memleketlerini tanıtmak ve geliştirmek amacıyla özveriyle çalışmalarına şahit olmak bahtiyarlığı ile ve yine dostluğun,insanlığın, samimiyetin sergilendiği ortamın verdiği manevi haz ile dönmenin sevincini yaşıyorum..inanılmaz hoş duydularla döndüm..eminim ki katılan tüm dostlarımız da aynı duygular içindeler..yaşadıklarımızı pek çok arkadaşımız kaleme almiş oldukları için tekrar etmek istemedim..Bu tür etkinliklerin artarak çoğalması dileklerimle emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum..tüm emeği geçenlere selam ve sevgilerimi gönderiyorum..















    --------------------





    Cevap Yaz
  • Zübeyde Gökbulut
    Zübeyde Gökbulut

    Elbet bir yerden başlayacak bu yazı. Kelimeler kifâyetsiz kalsa da anlatmalıyım dilimin döndüğünce.
    Başlangıçta eşimle birlikte gitmeyi tasarladığımız bu etkinliğe son anda karar değiştirerek yalnız gitmeyi tercih ettim. sebebi ise cuma günü gezilecek yerlerden mahrum olacaktım. Çünkü biz cumartesi gelebilecektik.
    En önemlisi yarım asrı geçkin ömrümde ilk kez izleme şansı bulduğum sinsin oyunundan mahrum kalacaktım. Çünkü bakmak zorunda olduğumuz minicik torunumuzu annesine teslim etmeden birlikte çıkamazdık evden. Eşim ' ben bebeğe bakarım sen git ' deyince canıma minnet bildim. sadece sinsin oyununu izleyebilmek için bile gelmeye değerdi //sadece MUSTAFA FİRENGİZ Hoca'dan ÇANAKKALE ŞİİRİni dinlemek için (o ne muhteşem yorumdu) // ÇAMLIDERELİ Asuman kızımızdan usta kalem, değerli yöneticimiz ALİ RIZA ATASOY'un TÜRBE/ ÇAMLIDERE şiirini dinlemek için gelmeye değerdi // ÇAMLIDERE'nin bereketli yağmurlarıyla ıslanmaya değerdi.
    Benim için sürprizlerle dolu bir etkinlik oldu. ne listede kimlerin olduğunu biliyordum ne de gideceğimiz mekânı önceden görmüşlüğüm vardı.
    Tanıdık çehrelerle karşılaşmak, selamlaşmak daha terminalin içinde başlamıştı. Bunlar bizim dediğim can dostları görmek içimdeki tedirginliğin yerini huzura bırakıyordu.
    Daha sonra ilk kez karşılaştığımız gönül insanlarıyla da kırk yıldır tanıyormuşçasına sohbet koyulaştı otobüste.. Bu güzelliklerin
    tek müsebbibi ŞİİRDİ bana göre.
    ÇAMLIDERE'yi anlatmak için hâlâ nerden başlayacağımı kestirebilmiş değilim.
    Çamlıdere'de en üst kademesinden en alt kademesine kadar insanlarda güler yüzle misafirperliği gördük
    Çamlıdere'de nemelazımcılığa asla meydan vermeden kaynaşmayı, yardımlaşmayı, hoşgörüyü gördük.
    Çamlıdere'de memleket sevdasına şahit olduk
    Çamlıdere'de insanında samimiyeti ve sadeliği gördük
    Çamlıdere'de sırf misafirini eğlendirmek adına sinsin ateşinin dev alevlerine inat süzülerek oynayan yetmişlik, seksenlik yaşlılar gördük

    Bu tür etkinlikler elbette tek başına içinden çıkılamayacak kadar ağırdır. sorumluluk gerektirir.
    Gerek maddi, gerekse mânevi desteklerini esirgemeyen yerel yönetim birimlerine, Çamlıdere Kaymakamlığına, güler yüzlü insan CANER CAN BAŞKAN'a
    Kutlama komitesinde yer alan:
    Ali Öcal _-Çamlıdere ve Doğa Dostu Dernek Başkanı
    Ali Rıza Atasoy- Eğitimci Şair
    Ahmet Eroğlu –Şair
    Ömer Celep- Eğitimci Şair
    Faruk Çalışıcı-Eğitimci
    Sercan Taş-a
    Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Emeklerine sağlık. yürekleri var olsun diyorum.
    Ve diyorum ki bir de:
    Şeyh Ali Semerkandi Hz.lerinin söylediği gibi // zaman gelecek ki bütün dünya ÇAMLIDERE'YE dolacak//
    Dolup kalmasa da dolup dolup boşalacağı kesindir. biz bunun şahitleriyiz.
    Katılan tüm gönül dostlarıma da güzellikler diliyorum. Yeni güzellikleri paylaşmak ümidiyle şen ve esen kalınız.
    SAYGILARIMLA.

    ŞİİR YÜZLÜ ASUMAN BU GÜZELİM ŞİİRE HAYAT VERDİ ÂDETA . BU RUHLA UZUN SÜRE YAŞAYACAKTIR EMİNİM. KUTLUYORUM YAZAN KALEMİ, YÜREĞİ

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (38)

Ali Rıza Atasoy