ne mübarek şeysin öyle
orta çağın karasından kara
bir tabudan gelir neslin
tesettür yada Burkadır soy adın
kuşandın mı bedene
an geçmez yaşatırsın dişiliği
sardın mı Kadını
gün boyu arzulara köle
şehvet yangını alev edersin
bedeni
şeytan aklına gelmez arzulara
fitil olursun bende
mülk olur taşınır haremime
benim olur sayende özgür beden
güç katar gücüme
baş'ından başlayan
haneme kapatmanın adısın
türban
sevmeliyim aslında seni
ben ki
erkek egemen
Kayıt Tarihi : 20.1.2006 22:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dün gece yarısı TBMM Genel Kurulu'ndaki 'türban müzakereleri'ni seyrederken sık sık Bedri Rahmi'nin bu mısraını mırıldandım.
Süpergüç olmaya aday, binlerce yıllık tarih ve medeniyetin sahibi koskoca Türkiye'nin parlamentosunda, sabahlara kadar bir kısım genç kızımızın başörtülü olarak üniversiteye gitmesinin tartışması yapılıyordu.
Kendisini lâik, solcu, sosyal demokrat, ilerici, çağdaş olarak tanımlayan 'başsız başsız adamlar', bir temel hak ve hürriyetin verilmemesi için kavga çıkararak her türlü engellemeyi yaptılar. CHP sözcülerini dikkatle dinledim. Söylediklerinin arasında, akla, bilime, hukuka, mantığa ve vicdana uygun tek cümle bulamadım. AK Parti yöneticilerinin yıllarca önce söyledikleri iddia edilen ve yalanlanan birtakım sözler, mesnetsiz ithamlar, dedikodular, hep lafügüzaf...
Engizisyon yargıçlarından Azınlık Raporu'na (Minority Report) uzanan karanlık yüzyılların 'zihin polisleri', vesveseden takallüs etmiş çehreleriyle bir paranoid sendrom sergiler gibiydiler...
Korku, şantaj ve tehditle demokratik hür irade üzerinde baskı kurarak, zinde güçlere, yargıya ve medyaya hulûs çakıp bol bol tahrikte bulundular. Bürokratik güçleri kullanarak çoktan tükenmiş politikalarını ayakta tutmaya, artık yıkılmaya yüz tutmuş oligarşik egemenliklerini devam ettirebilmek için huzur emici vantuzlarını yapıştıracak yer aradılar...
Dün gece seyrettiğim manzara çok esef verici ve tiksindirici idi.
* * *
Başörtülü öğrencilerin üniversiteye gitmesi konusunda bin türlü kurgu yapanlar, 'siyasî simge' arayanlar, 'Lâiklik elden gidiyor!' diyerek yırtınırcasına bağıranlar, bir an için dahi bu çocukların başlarını inançlarından dolayı örttüklerini ve sadece okumak istediklerini düşünmezler mi?!... Onların yüzünden yükseköğrenim hakkından mahrum kalmaları, mağduriyetleri, gözyaşları, bu jakoben tâifeyi hiç rahatsız etmez mi? Siz ne biçim vicdan sahiplerisiniz ki, bir genç kızın bu derece aşağılanmasını, üniversite kapılarından hakaretler edilerek kovulmasını normal kabul edersiniz?...
Bu ülkede yüzyıldır 'irticanın hortlayışından' yetmiş yıldır da 'lâikliğin elden gidişinden' bahsedilir. Ne irtica hortlamıştır, ne de lâiklik elden gitmiştir. Lâkin, en eski parlamenter rejimlerden birine sahip Türkiye'de, bu oligarşik seçkinlerin tahrikiyle, demokrasi sık sık kesintiye uğramış ve yerine oturtulamamıştır. Millet iradesi, bu dogmatik zihniyetli sözde elitin tahakkümüyle hep yerlerde sürünmüştür.
Sen istediğin kadar parti kur, milletin oyunu al, meclisler dolusu milletvekiline sahip ol, hükûmet et, ne çıkar... Sana hiç bu memleketin yönetimini bırakırlar mı? Çıkarlar ortaya, 'irtica geliyor!' diye nârâ atarlar. İlimlerini ideolojilerine kurban eden kara cübbelileri yürütürler, öğrencileri sokağa dökerler, çeteler kurup ortalığı karıştırırlar, askere muhtıra verdirmeye, darbe yaptırmaya çalışırlar, yargı üzerinde baskı kurarlar. Sen istediğin kadar çok oy al, kimin umurunda?!... Bakarsın, Yargıtay C. Başsavcısı 'türban' gerekçesiyle dâvâ açar, Anayasa Mahkemesi de partini kapatıverir...
* * *
Bu oyunu artık bozmak lâzımdır. Tehditlere ve tahriklere aldırmadan demokratik rejimi yerine oturtmanın zamanı gelmiştir. Aksi halde, jakoben oligarşinin dayatmaları Demokles'in kılıcı gibi başımızın üstünde durmaya devam ederse, insanımızın hür ve demokratik bir ortamda yaşaması imkânsız hâle gelir ve Türkiye'nin gelişmesi engellenir.
İşte Yeni Anayasa, bunun için elzemdir. Devleti meydana getiren güçlerin ve bu güçler arasındaki dengenin, millî egemenlik ve millet iradesi çerçevesinde yeniden tespiti gerekir.
Egemenlik kayıtsız şartsız millete ait olduğu zaman, bu mesele hâlledilebilecektir.
Hasan Celal Güzel
yurekten kutluyorum
TAKTİR VE TEŞEKKÜRLERİMİ BELİRTİYOR
EN İÇTEN SEVGİ VE SAYGILARIMI ARZ EDİYORUM
ESEN KALIN
TÜM YORUMLAR (30)