Turbalı Arazideki Kardan Adam
Elleri kolları bağlanmış duruyordu, düştü düşecek sancaklarla:
Bir odadan hızla seğirtti kadın
Hâlâ gür sesliydi hakaretler şamatası ve utançlarla
Ve öfke içinde terk etti adamı
Dik dik bakarak kömür ateşine: “Gel bul beni” – son iğneli sözüydü bu.
Gelmedi adam
Fakat oturdu, amade bekleyerek o vahşi meydan savaşını.
Eşikte
Kadının kışları kafaları vurulmuş papatyaları, iliksiz, cılız,
Uyardı kadını kalması için
Evin içinde siyasi bir hüsnüniyetle, acele etmemeliydi
Sert rüzgârların tırmıkladığı tepelerden
Ve çalkalanan sisten oluşan araziye gitmek için;
Fakat evden çalımla yürümüştü
Dikkafalıca tıpkı kovalanmış bir hayalet misali
Ekin kargası cırnağı ve tavşan izleriyle oyulmuş
Turbalı arazideki karlar boyunca: gene de zafer kazanıp
Adama diz çöktürmek zorunda kadın –
Adam eve geri getirmek için kadını, polisi ve av köpeklerini çağırsındı.
Yatıştırsındı kadının öfkesini
Islık çalan çıplak fundaların arasından, kara taştan basamak üstünde,
Dünyanın beyaz kenarına
Geldi kadın, ve âsi bir adamı kendisine itaat ettirmeye
Ve kuşatmaya katılmaya cehennem dedi kadın.
Ateş dilli çatal kuyruklu şeytan değildi
Yanardağ sıcaklığında
Turbalı arazinin mermer kar yığınından bu kadını taşıyacak olan
Mahmuzla ve kamçıyla
Gururun ölçüsünden aşağıya: bunun yerine, iğrenç duman,
Hoşgörüsüz, kadavra beyazı
Dev kımıldadı uzaklarda, taş baltalı,
Gök yüksekliğinde, ve kar
Una çevirdi dönenen sakalını, ve adımlarında
Tuzağa düşmüş ölü kuşlar
Düzinelerce düştüler çitlerde: ah kadın hissetmedi
Hiçbir aşkı adamın gözlerinde,
Daha da kötüsü –sivri topuz kemerde
Kadınların yığılmış kafataslarının sallandığını gördü:
Kederle kuru diller hızlı hızlı söyledi suçlarını:
“Bizim zekâmız çevirdi budalalara
Kralları, ordusuz kral oğullarını: hünerimiz
Eğlendirir saray odalarını:
Bu övünme için, yapışırız bu demirden kalçalara.”
Kesif bir kar fırtınasıyla
Taçlanmış olarak, o dev haykırdı soğuktan titreyen ganimetleriyle.
Baltayla yaracak darbeyi savuşturdu kadın
Kenara çekilerek: beyaz bir vızıltı! ve o dev, kovalamaktadır,
Dumanda dağılmıştır.
Sonra kibirsizce, ve ağlayarak,
Yönelmiştir kadın eve doğru, ılımlı konuşmayla dopdolu
Ve uysalca söz dinleyerek.
(1957)
Sylvia Plath (1932-1963)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
https://ecnebiedebiyat.wordpress.com/
İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 3.3.2019 23:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
The Snowman on the Moor by Sylvia Plath Stalemated their armies stood, with tottering banners: She flung from a room Still ringing with bruit of insults and dishonors And in fury left him Glowering at the coal-fire: 'Come find me' —her last taunt. He did not come But sat on, guarding his grim battlement. By the doorstep Her winter-beheaded daisies, marrowless, gaunt, Warned her to keep Indoors with politic goodwill, not haste Into a landscape Of stark wind-harrowed hills and weltering mist; But from the house She stalked intractable as a driven ghost Across moor snows Pocked by rook-claw and rabbit-track: she must yet win Him to his knees— Let him send police and hounds to bring her in. Nursing her rage Through bare whistling heather, over stiles of black stone, To the world's white edge She came, and called hell to subdue an unruly man And join her siege. It was no fire-blurting fork-tailed demon Volcanoed hot From marble snow-heap of moor to ride that woman With spur and knout Down from pride's size: instead, a grisly-thewed, Austere, corpse-white Giant heaved into the distance, stone-hatcheted, Sky-high, and snow Floured his whirling beard, and at his tread Ambushed birds by Dozens dropped dead in the hedges: o she felt No love in his eye, Worse—saw dangling from that spike-studded belt Ladies' sheaved skulls: Mournfully the dry tongues clacked their guilt: 'Our wit made fools Of kings, unmanned kings' sons: our masteries Amused court halls: For that brag, we barnacle these iron thighs.' Throned in the thick Of a blizzard, the giant roared up with his chittering trophies. From brunt of axe-crack She shied sideways: a white fizz! and the giant, pursuing, Crumbled to smoke. Humbled then, and crying, The girl bent homeward, brimful of gentle talk And mild obeying. (1957)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!