Saz:
Bunca yıldır dağı taşı dolanma,
Daha açılmamış gül bende gizli.
Coşkun ırmak gibi akıp bulanma,
İçimde çağlayan sel bende gizli.
Turani Baba:
Ben sana sığındım beni bul diye,
Perdeler basamak, doğru yol diye.
Teller el eyledi 'bana gel' diye,
Türküler söyleyen dil bende gizli.
Saz:
Nameler, makamlar coşunca demde,
Düzen kulağımda, sesim gövdemde.
Senin aradığın benim sinemde,
Dosta gideceğin yol bende gizli.
Turani Baba:
Göğsünün üstüne pençe vururken,
Kırklar makamında semah dururken,
Gelinlik kız gibi yolda yürürken,
Kolun saracağı bel bende gizli.
Saz:
Vur ki mızrabını söyleşek hele,
Derdini birlikte paylaşak hele.
Al götür dostuna eyleşek hele.
Muhabbet edecek hal bende gizli.
Turani Baba:
Sır küpü bağlamam bilmem ki nesin,
Dertli ozanlara dermandır sesin.
Asırlar boyunca bitmez nefesin,
Esirin olacak kul bende gizli.
Saz:
Yıllarca seninle söyleştik durduk,
Dertli türküleri paylaştık durduk.
Hep aynı petekte kaynaştık durduk,
Senin aradığın bal bende gizli.
Turani Baba:
Turani'yim için için ağlama,
Aman n'olur ciğerleri dağlama.
Sel olup da deryalara çağlama,
Gözlerinden akan sel bende gizli.
19/12/2006
Duran ÖzaydınKayıt Tarihi : 11.11.2009 20:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!