Aynalara bakmadan
görebilir misin gözlerini?
Durgun sularda gözler buğulu,
bulutlu günlerde yağmurlu,
ayrıldığı vatanından,
Ablam olsaydın
Umutsuz aşka düştüğümde
Sırlarımı paylaşabileceğim.
Kollarına sığınabileceğim
Anam olsaydın
Açlığımı soracak
Gecenin güneşi içime doğduğunda
Dostluk kuşunun sesini duyduğumda
Şarabın alı içimi kavurduğunda
Varsın sensizliğim mutluluğum olsun
İşte sen,
Senin aşkın...
Buluta sorsam ayrılık,
Toprağa sorsam kavuşmaydı yağmur.
Ama kime sorsam;
Sabah akşam penceredeki kızın
Göz pınarlarına dolan
Yağdı yağacak aşk yağmuruydu.
İlkokul aşkımdan
Sonraki ilk aşkım
Aşkı unuttum biliyor musun?
Ucundan koparıp verdiğin
Kurşun kalem silgin
Kayboldu.
Hayatımı yazsam ne yazardım.
Bu hem mutlu hem mutsuz kişi
Nerede diye soracaklar.
Diyecekler:
“Öldü. Âşıkken kalp krizinden.”
Beyazlar içinde
Evet, seni tanıyorum.
İlkokulda ben sekizde, sen beşteydin.
Sen çağırırdın elim sendeye.
Başkaları vardı oyunumuzda.
Sen benim yanıma gelirdin usulca.
Vurmazdın elin sırtıma.
Çiçekler sunmuştum
Gönül bahçende büyütesin diye.
Köle vermiştim kendimi
Özgür bırakabilesin diye.
“Bin yıllık yolun bile
Bir ilk adımı vardır.”
Kimileri bin yıllık yolun
Sonunda ve mutlu…
Kimileri bin yıllık yolun
Sonunda ve
Ulan lodos!
Şu güzel İstanbul’u
Ne hale getirdin be!
Bizim yolumuz
Buralardan geçmezdi.
Kendi halimizde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!