TUR SURESİ
Adını ilk ayetinden alır. Tur-i Sina’ya atıftır. Suikast düşüncesinin belirdiği günlerde indiği muhtemeldir. Mekke’nin son dönemine denk gelir. Konusu: suç ve ceza, ödül ve cezada denilebilir. İnsan ne ödüle ne de cezaya mahkûmdur. İnsan seçmeye mahkûmdur.
(1.2.3.4.5.6.) Şu lahuti ses, dillerin dilinin sesi. Bülbül sesi kadar evrensel. Hiç anlamasanız da bu ses sizi arkasına döküp götürmüyorsa eğer kalbinizde bir durum var demektir. Tur; yüce dağ demek. Sina dağına atıftır. Etekleri bereketli topraklara sahiptir. Bir bölümünde Tih Çölü var. Hz. Musa 40 yıl imtihana tabi tutulmuştu bu çölde. Yüce oluşu vahye muhatap olduğu içindir. Namazımızın içine girip kıraat oluyor. Dağa, vahiy indiği zaman şerefleniyorsa, Ey İnsan vahiy senin hayatına girerse ne olur? Dağlardan da yüce olur.
2. Hz. Musa’ya vahiy taş levhalar üzerinde yazılı olarak verildi.
3. Oradan da deri üzerine yazıyorlardı. Menşur; yayınlanmış anlamına da gelir.
4. İmar edilmiş, ihya edilmiş, inşa edilmiş ev. İnsanların ibadetleriyle mamur olmuş evi düşünün. Kâbe’dir diyenler var. Beydavi, insanın kalbidir der. Hz. Ali, semadaki Kâbe demiştir. Yeryüzünde Kâbe neyi temsil ediyorsa, insanın kalbi de odur. Beyt-ül Mamur; Meleklerin tavaf ettiği semadaki Kâbe’dir. (Hz. Ali)
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim