Yaklaştıkça daralıyor sana sokaklar
Arkanda bıraktığın ışık saklanmıyor artık
Öyleyse neden bulanıyor rengin
En çok da parçalanırken kızıl güneşin
Güldükçe eksildik mi dilencilerden bihaber
Kaybettiklerimden en eksiği
Unuttuklarmdan en yarımı
Güneşe en uzağı
Geceye en yakını
Uykusuz dediğim rüyalardan başkası
Neyi kaybettin ki kazanasın zamanla
Avuçlarından akıyor soğuk kumsal
Dokunuyor ellerine düşerken tane tane deniz
Ve sürüklüyor seni peşinden dalgalar
Kime dayadığından değil omuzlarını
Hatırlamalısın tepedeki yalnızı
Boğuk mu izlerin senin de onun gibi
Hep izler misin bizi üstlerden
Masum mu zincirlerin saklanırken
Kırılmışız bir yerde
Yerimi seçemediğim basamaklarda yeniden
Tökezliyor prenses seke seke
Kaçıyor ürkekçe tepedekilerden
Tepeye doğru, yanlış suratlara
Kaybolmuşsun belki yanlış yerde
Vazgeçirici bir hak iken
İnanmak
Haksızca vücuduna dahil ettiği
Katıksız oksijen
Ve katkılı ümit
Birer birer sallanırken
Koyu molası
Alıkoyuyor insanı
Hem moladan
Hem de damarlarının al soluğundan.
Buğulanırken çiğerleri
Umduğu tek çıkış,
Edindiğin kızıl gökyüzünden itibaren
Dalga dalga dağılan yeni kubben
Eski karanlık tellerini saklarken
Saklanamayan karanlığına zıt tenin
Ve rotana tezat adımların;
Senin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!