Aslen Artvin Yusufelili olan Tuncel Oltulu 1981 yılında Ardeşen de dünya ya geldi. İlkokula doğduğu şehirde başladı. Ortaöğrenimini Yusufeli nde tamamladı. 18 yaşında babasının vefatından sonra annesi ve kardeşleriyle birlikte Bursa ya göç etti. Yalnızlığı, kalabalığı, sevdayı ve mücadeleyi burada öğrendi. Bir gurbet rüzgarı daha esti İstanbul'a doğru. Bu serüveni de 6 yıl kadar sürdü...
Şimdi Kuruluş ve Kurtuluşun şehri olan Bilecik'te yaşamakta.
Evli, Ömer Faruk ve Mustafa Oğuz adında iki çocuk babasıdır.
Öleceğim Yar Rab.
Bunu biliyorum.
Yükseklere çıkarım,
Da demiyorum.
Ne zaman, nerede,
Kırk yıllık saatin hep kolumda.
Bu bana, senden hatıra.
Camına, kordonuna ve adına,
Baktıkça seni hatırlıyorum…
Bir hatıram;
Sene doksan beşte gitmiştik oduna.
Acırım, haline inan ki çocuk,
Kafese konulan kuştan betersin.
Küçük bir yelkenle azgın sularda,
Çırpınıp savrulan saldan betersin.
Duymadım sesini oyuncağının,
Oltulu'yum gurbet elde kalmışım,
Sıla hasretiyle yanıp durmuşum,
Kader böyleymiş boyun bükmüşüm,
Mevla’nın bildiği vardır diyorum.
İline, ilçene, köydeki evine,
Onca damar, onca kan,
Akıp gider durmadan.
Bu can sen de kuş misali,
Uçup gidecek bir zaman.
Seksen birde gözüm açtım,
Beş yaşımdan haberim yok.
Oyun bildim düdük çaldım,
İsrafil’den haberim yok.
Haberim yok haberim yok,
Ameli karınca gibi,
Arının balı gibi,
Mevla’nın güzel kulu,
Olmaya hazır mısın?
Düşman sararsa yurdu,
Özledim,
Yağmur’u,
lapa lapa yağan karı.
İnsanlar sonunda,
İklime de verdi zararı.
SABAH
Sabah erken uyandım.
Gözüm şişmiş,
Dilim, kurumuş kalmış.
Saat sekiz olmuş.
Sarı sarı renkleriyle,
Hoş sohbetli sözleriyle,
Mis kokulu hizmetiyle,
Taşır beni sarı taksi.
Durağında bekliyorken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!