Var mı ki haberi olan
karanlığın üstüme çöktüğü
yoksul geceden
Bir ağıt dolanmış dilime yine Sivas elinden
Sevda güvercinleri fısıldadı
duydum ki gönül koymuşsun
unuttu demişsin vefasız
yok yere günahımı almışsın..
Ne seni unuttum
Yine yattım erketeye
tüm bana biçilmiş saflığımla
o kolpacı yarını bekliyorum.
Biliyorum üstüme doğan sabah
Yaz kızım yaz
Hüzünlü bulutlar üstümüze çök yaptı
Uçurtmamız hala tele takılı
Ele gelen bahar da bize hiç uğramadı
Bir tutam umut serpmiştik bağımıza
Ona da boran vurdu kar yağdı..
Gayrı vuslatım
düşte kalır
belki de mahşere
cerenim..
Uğrun uğrun ağlarda
dayanmaz hasrete
Sana diyorum duyuyor musun
eyy altı üstü kaypak
kantarı hileli hayat
yoruldum artık çok yoruldum
şu hesabı getir bi zahmet
Senin yokluğun
ne vakit ağır geldi
biliyor musun?
Ilık bir eylül Eylül sabahı
sırra kadem bastığında
buz kesti elim ayağım
Yoksan
doğrudur günden güne
bittiğim tükendiğim
kuru yaprak gibi solup
döküldüğüm doğrudur.
Önümüzde iki yol vardı
benzeşmeyen iki yaşam
biri düz gıcır olandan
biz dikenli ve yokuş olanı seçtik
patikadan yürüdük
hepsi bu…
Zaman akıp gidiyor
durmuyor elde avuçta
uçup gidiyor
şımarık bir serçe misali ...
Bize kalan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!