Sana geldim yıllar önceydi
Sığındım yuvasız kuşlar gibi
Gürültülü bir huzurun vardı, aldın beni
Kendine sev dâladın yüreğimi.
Bazı gün geçmişin acılarını dinledin
Kasım da aşk başkadır sevdiğim
Gözlerini kapattığında hayata
Her sabah hasret tadındadır aslında
Ve özlenen gece yaşanılanlar değil
Paylaşılan duygulardır
Ceplerime doldurdum
Yaşlarımdan miras sevda kırıklıklarını
Geldim yamacına
Eyy kahve gözlerine alemleri sığdırmış olan
Sen ne latif ne yüce gönüllüsün bilirim ben
Bir başı bin dertli geldimse de kapına
Kaç kadını ağırlar bir adamın yüreği bir bilen varmıdır acaba
Bilen varmıdır acaba kaç yıkıma dayanır bir erkeğin sevgiye inanan yanları
Gidişlerine kaç kez seyirci kalabilir bir erkek sevdiğim dediklerinin
Bilen varmıdır acaba kaç kez ölebilir bir erkek yüreği yâr dediği için
Kaç gece sabahları getirir de ertesi güne umutlarını bağlayabilir
Ben aşkı satın aldım sevdiğim senin haberin yok. Bir gece yarısıydı sözler batmıştı ufukta gözlerde bir garip hale parlıyordu, ben sokakları aydınlatan aşk kalıntılarının arasında dolanırken bir dilenci kızın gözlerinde buldum aşkı. Adını sordum gülümsedi sararmış dişlerini sergileyerek.
Ayşe Fatma her neyse bir isim verdi bana bir de kolundaki çizikleri gösterdi sonra gözlerini dikti sonu belli olmayan karanlık sokağa. Gelebilirmisin dedi benimle bu sokağa. Açıkçası korktum gitmekten ama kalmayı da istemedim olduğum yerde. Hem ne kalmıştı ki kaybedecek hayatta. Elimi tuttu ve yürümeye başladı. Adı her neyse olan bu kız her adımda büyüyordu sanki yanımda. Yolun ortasında durdu. Bak işte aradığın şey tam burada dedi. Ama ben ne arıyordum ki veya benim ne aradığımı o nereden biliyordu. Birbirinin kardeşi binlerce soru örümceği beynimin en ücra köşelerini parselleyip satışa sunmaya başladığı anda etrafına bak dedi her neyse... Baktım ve baktığım her noktada yazamadığım şiirler gibi gömüldüğüm karanlıklar çakıldı gözlerime sonra gözlerimin feri söndü sonra dilim lal oldu sonra adın hafızamdan silindi sonra ben hayattan koptum sonra ben... Sonralara mahkûm oldum.
Şimdi sesi de gelmiyor her neysenin. Düşünceler... Karınca misali beynimin içinde örümcek ağlarından kalan yerlerde dolaşan ve askeri bir nizam ile birbirlerine asla temas etmeyen düşünceler geziniyor beynimde. Ben ise içlerinden bir tanesine tutunup gülmek istedim sadece oda gidişinin timsali kara karınca çıktı. Şimdi gidişinin ardından sokakları aydınlatan bir aşk kalıntısı olacak beklide gözyaşlarım. Ben aşkı satın aldım sevdiğim senin haberin yok. Ben bu gece sadece senden değil tüm yaşayan her şeyden aşkı satın aldım. Önce senden sonra kendimden sonra hayattan sonra gelecekten sonra... Sonra ile başlayan her şeyden vazgeçerek ödedim bedelini. Ama ban aşkı satın aldım.
Tüm ümitlerimin tükendiği noktada adını andım
Ve gözlerimden süzülen inancıma
Hatıralarda kalan masum sevdamızı kattım
Şimdi hangi çelişkili bilinmeyenlerin içinde
Nasıl ayakta duruyorsun
Bize inancın olmadan bilemiyorum
Adını bilmediğim o kadar çok aşk yaşadım ki seni tanıyana kadar.
Kimisiyle günlerce konuştuk. Tüm kelimeler tükenip ayrılık dolu düşünceler satırlarımızı basana kadar susmadık ve en sonunda sessiz saatler başladı. Adı sevda olan camlarımızı taşlayıp yüreğimizi ayazda bırakarak kapıyı çarpıp gitti. Bir müddet ısınmayı denedik olmadı, ısınamadıkça soğuduk soğudukça kar kapladı tüm yolları. Sonra birileri beyaz oldu o beyazlarda birilerine giden kar beyaz yol oldu.
Bazısı sadece susmayı denedi benimle. Yüreklerimiz bir olmalıymış aşk denilen lisanda. Olur dedim ve biliyor musun onun da adını hatırlamıyorum. Biz sustuk ayrılık yaklaştı tam yüreklerimiz bir olacakken sonbahar çöktü bu şehrin sokaklarına. Ben namımı bu şehrin sokaklarını her sene yıkayıp hayatı dedem zamanının fotoğrafları gibi sarartan sonbahardan aldım.
Delip geçen sözlerin ardından
Ne kalır sanırsınız ey dostlar bir sevdada…
İşte ben o kalanla yaşıyorum kaç zamandır
Kimselerin haber olmadan
Sustum kaldım bir bataklığın ortasında
Çırpındıkça batıyorum dibine
Gittin
Şimdi sen yarın sabah gelene kadar
Umudun mevsimi sonbahar
Gözlerinde her daim kara bir bulut
Sözlerinde kırık bir hasret var
Sevda prangalarda mahkum gün doğana dek
Bir güz sabahı uyandım hasretinle
Önce adın düştü dilime
Sonra ayrılığımız geldi aklıma
Binlerce kez pişman oldum sonra
Yanına geleyim dedim olmadı
Ben sana tasarladıklarımı yazana dek bilirim ki bugün yarına evrilecek...Bilirim ki ömrüne milad olacak olan bugün yarınlarına sabi umutlar doğurup en mavisiyle renklerin,yoğuracak....Can kardeşim,en mutlu günündü bugün ve can kardeşimin yanıbaşında yer alamadığım için inanılmaz huzursuzum....Yüreğ ...