Hayat uzun soluklu bir sohbettir gülüm.
Bu sebepten şimdilerde uzun uzun susuyorum.
Yaşamıyorum, ne acılarını
Ne de tebessümleri hayatın.
Kar beyazı oluyor saçlarım yavaş yavaş
Ve bu günlerde ben,
Bir çocuk ağlıyor
Görmediğim bir yerde,
Senden beri
Benden öte.
Esmer,
Elleri ipince...
Katedraller dikmişsin yüreğinin orta yerine,
Kimsesiz ruhlar gelip tapsın diye,
Secdeye dursun pencerende.
Ve denizler dökmüşsün gözlerine…
Baktığın her fani maviler giyer üstüne.
Mezarlar kazmışsın,
Kan değilse elindeki kızıllık,
Sürdüğün her duvarda geçer
Elindeki kirler.
Yazlık romanların eşsiz kahramanları olabilirsin
Her istediğin mevsim…
Ya da ağlayabilirsin,
Öyle habersiz benden büyüyorsun,
İklimler değişiyor gözlerinin önünde,
Yüzünde denizler batıyor,
Zihninde güneşler yanıyor;
Aklında hep veresiye bir gülümseme…
Öyle habersiz kendinden özlüyorsun,
Ne kadar büyürse büyüsün ellerimiz,
Kimse anlamıyor ama
Hala çocuk eskisiyiz.
Ne cennet kaygısı,
Ne de ölmek özlemindeyiz…
Zaman bu akıp geçiyor
Adamın korkak adımlarına karşılık,
Kadının cesur ihanetleri vardı.
Anlamsız tablolar gibiydiler,
Saydam hayatlar isteyen
Ama hiç saydam olmayan hamurlarına,
Sızsın diye güneş ışıkları vuran,
Yaşlı kadın yine ağlıyordu oturduğu şöminenin başında,
Buruşuk elleri,
Tutmaya mecalsiz baktığı fotoğrafları…
Kadın yaşlı…
Ağlıyordu oturduğu şöminenin başında…
Yoğun yalnızlığından, zar zor vakit bulduğu,
Bir gülümse,
Yakayım bu şehrin her sokağını,
Bir baştan bir başa…
Bir ağla,
Yağmurlar dursun,
Göller yapayım sahraların ortasına gözyaşlarından.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!