Ağacı göremiyorsan boşuna orman arama bulamazsın...!!!
Yüksel ŞEKER
Bugün cumartesi
eylülün on dokuzu
saat sabahın beşi
gün aydınlanmadı daha İzmir'de
yavaş yavaş
siyahtan maviye dönmekte gökyüzü
yattığım odanın açık penceresinden
hafif bir serinlik doluyor odama
gözlerim mahmurlu
uyku sersemliğim devam ediyor hala
üç saatlik bir uyku uyudum ne de olsa
kalkmalıyım diyorum kendi kendime
kalkmalı ve telefonumu almalıyım elime
usulca doğruluyor
yatağımın kenarına oturuyorum
ve her sabah olduğu gibi
seni düşünüyorum
masamın üzerindeki
telefonumu alıyor sana bakıyorum
aktifti diyor on dakika önce
ama ben ne yazacağımı bilmiyorum
sadece ama sadece seni çok özlüyorum
Bugün cumartesi
eylülün on dokuzu
saat sabahın beş on beşi
çocuklarım uyuyor odalarında
apartman da da çıt çıkmıyor
komşularımda uyuyor olsa gerek hala
masaya geri koyuyorum
sana bir şey yazamadan telefonumu
kalkıp elimi yüzümü yıkıyorum
çeşmeden akan serin suyla
üstümü giyiyor
dışarı atıyorum kendimi
ciğerime kadar çekiyorum
serin tertemiz havayı
birazdan güneşte gösterir yüzünü
hava da iyice ısınır
fırsat bu fırsat hava ısınmadan daha
ufak adımlarla başlıyorum yürümeye
az gittim uz gittim demeden
fırından yeni çıkmış
mis gibi sıcak ekmek kokusu geliyor burnuma
keşke biraz peynirde alsaydım
ve sende olsaydın yanımda
sıcak ekmeğin arasına koyardım peyniri
bölüşürdüm seninle
fırının karşısındaki sabahçı kahvesinin
sıcak demli mis gibi kokan çayının buğusuyla
Bugün cumartesi
eylülün on dokuzu
saat sabahın beş otuzu
birazdan otobüslerde başlar sefere
insan sesleri de dolar sokaklara
henüz bomboşken ortalık
biraz haytalık yapmak istiyor canım
dolaşmaya başlıyorum amaçsızca sokaklarda
her biri bir yaşam mücadelesi demek olan
bir kapalı dükkanların vitrinlerine bakıyorum
bir içlerinde yaşayan insanlarla dolu
ışıkları hala yanmayan evlere
sokakların gerçek sahibi
kedilerle köpeklerin
uzandıkları yerden bana bakışları arasında
yer yer serçeler kumrular da
bir iki metre uzağıma konup
yerde ki artıkları temizleyerek
eşlik ediyorlar akılları sıra bana
az ötede çöp konteynırında
nasibini arayan yaşlı adam ile kadına takılıyor gözüm
hayat diyorum ne kadar zalim
üslubu ayarında bereketi bol olsun deyip
başımla selam verip
selamıma yanıt alarak
devam ediyorum yoluma
Bugün cumartesi
eylülün on dokuzu
saat sabahın altısı
otobüsler kalktı son duraklarından
on dakikaya kalmaz varırlar olduğum yere
elimi cebime atıyorum İzmirim kartım cebimde
bugün izinliyim ya
fırsat bu fırsat deyip
otobüs durağına geçip
birazdan yanımda olacak
ilk seferine çıkan otobüse binip
konağa sahile insem
ordan karşıyakaya geçen vapura binsem
denizin tuzlu kokusunu da ciğerlerime çekerek
hatta ve hatta bir de gevrek alıp yanıma
vapurdan martıları beslesem diyorum
sonra vapurun kenarına oturup
vapurun deniz suyunu yara yara gidişini seyrederek
seni yanımda hayal etsem
bir kolumu boynuna atıp
seni kendime çekerek kokunu çeksem doya doya
ve dilim vapurun radyosunda çalan şarkıya
ıslığı ile eşlik etse
Bugün cumartesi
eylülün on dokuzu
saat sabahın dokuzu
aklımda sen olunca
zaman nasılda akıp gitmiş
hadi toparla kendini Yüksel
sanırım bu kadar haytalık
bu kadar kaytarmak yeter
çocukların uyanmadan
al fırınından gevreğini boyozunu
koy çaydanlığa sıcak suyunu
demle bir güzel çayını
büyük cezveye de at üç yumurta
unutma kız alakok seviyor
oğlan tam olmuş
çıkar buz dolabından peynirini zeytinini
bir güzel hazırla sofranı
aç televizyonda bir müzik kanalını
bekle çocuklarının uyanmalarını
ah be gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim
bir de sen olsan ne güzel olurdu yanımda
neyse...
dedim ya
bugün günlerden cumartesi
eylülün on dokuzu
ve ben seni çok özledim...!!!
Yüksel ŞEKER
Saat 02.02 ve aklımda yalnız sen varsın gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim...!!!
Yüksel ŞEKER
Ben uyumaya gidiyorum
gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim...
harflerimi yorgan
dizelerimi yastık
şiirlerimi yatak yapıp
rüyama da seni katıp...!!!
Yüksel ŞEKER
Gece ağır be gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim
Yorgun gözler kaldıramıyor artık açık durmayı
Karanlık antreyi geçerek yatağıma gidiyorum
Hava sıcak yatak buz
Uzanıyorum yatağıma boylu boyunca
Bir yanım yanıyor bir yanım donuk
Uyku desen yarısı var yarısı yok
Bir gözüm açık bir gözüm kapalı
Doğrulup yatağıma bakıyorum
Yatak çift kişilik ama yarısı dolu yarısı boş
Kim bilir belki üşümem ondandır diyorum
Gece ağır be gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim
Dertleniyorum gecenin en olmaz yerinde
Dermanım yok
Sigara kullanmadığım halde
Canım bir fırtlık da olsa sigara içmek istiyor
Sigaranın paketi var kendisi yok evimde
Hiç değilse bir kadeh rakı atayım diyorum
Şans işte
İçinde rakısı olmayan bir buzdolabı var evimde
Yani anlayacağın o bile tam takır kuru bakır
Sıfıra sıfır elde var sıfır bende
Gece ağır be gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim
Ve hafifletecek hiç bir şeyim yok elimde
Her şey karabasan gibi geliyor üstüme üstüme
Kaçmak istiyorum mecalim yok
Saklanmak istiyorum zulam yok
En kötüsü de ne biliyor musun gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim
Ben buradayım
Sen yoksun...
Yoksun işte yoksun sen
Yüksel'in yarısı yok...!!!
Yüksel ŞEKER
Sen gülümsemesini Allah'a emanet ettiğim sen küçücük gülümsemene kainatı sığdırdığım kadınsın...!!!
Yüksel ŞEKER
Hadi gel sabaha/geceye inat iki kadeh şarap içelim sen şiirlerime iç ben şiirlerimin sahibine...!!!
Yüksel ŞEKER
Usulca
Sessiz seyre dalarım resmini
Uzansam dokunacakmışım
Soluğum soluğuna değecekmişçesine...!!!
Yüksel ŞEKER
Bir bakmışsın
bir sabah yüreğin pır pır ederek
kalkmışsın yatağından
gözlerin hiç uyumamış gibi kan çanağı
ama aklın beynin hep birinde
bir yerde
gözünün önünde hep bir resim
nereye dönsen hep seninle
yoksa diyorsun yoksa
bunca senden sonra...
aman Allah'ım...
''ben aşık mıyım''
eh be aşk insan geliyorum demez mi?
der, der aslında da
önce sen kabullenmek istemezsin
bir gülümsemeye bir ahu göze
yenik düştüğünü kabul edemezsin
oysa nasılda gardını almıştın
bana yaklaşamaz derdin
bak nasıl serdi seni yere
ah be aşk söylesene sen nerden
nasıl geldin böyle.
bu nasıl yere seriş ti
nasıl olduğunu nerden geldiğini anlayamadım bile
nedeni,niçini soramadım
o darbenin etkisiyle
gelip oturttun onu yüreğimin en güzel yerine
hiç bana sormadın hey aşk
ihtiyacın var mı falan diye
tuttun koydun onu yüreğimin en derin yerine
yaşa dedin, sev dedin, bu sana verdiğim
son şey kadrini bil dedin.
ama hiç söylemedin karşılığını
''sen bul'' dedin gittin
öyle geldiğin gibi sessizce
bıraktın beni tarifi imkansız
kocaman bir aşkın içinde
söylesene nasıl bulacağım şimdi
kendimi bu güzel aşkın içinde...!!!
Yüksel ŞEKER
Yüksel Şeker
Kayıt Tarihi : 21.12.2023 22:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!