Ne çok üzülüyor, ne çok ağlıyoruz. Dünyaya ne çok yaşlarla akıp; ne çok, ne çok kurutuyoruz… Gerçekten yaş döküyor, gidenin ardından kuruyor muyuz! ...
Düşünüp, düşünüp Unutuyor! çok çabuk unutuyoruz.
Ne kadar büyüyor ne kadar “Ol”duğumuz sözle doğrulu-yoruz… Kara kuyulara dönüp aynı karanlığa yeniden yeniden gömülüyoruz!
Evvel ahir hırsla ve durdurulamayan bir öfkeyle kan döküyor, kardeş kanına büyük bir iştahla susuyoruz…
Karga bile leşini saklarken, ayıbını saklayamayan, gelincikler gibi toprağın üstüne yayıyor… yayılıyoruz.
Öfkemizle büyüyor, büyütüyoruz. Bileyenden beri, bıçağa güç verip! Boğazlayandan, hani yana yakılana… Hani kur-ağacında sallanandan, hani giyotin ağında boğazına medeniyet takılana... Hani derisi kızılından, hani Hiroşima sarısına, daha, daha daha…vagon vagon kök dağlıyor, dağıtıyoruz!
insan akmaya, insan ölmeye mahkum MU!
Tüm insanlığımla insanlığımı kınıyorum.
Ayşe KeskinKayıt Tarihi : 22.10.2007 09:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
saygılarımla
İbrahim Çelikli
TÜM YORUMLAR (6)