Ve yol yaptım hasret ördüğüm saçlarından....
Gülüşlerinde uyanışları sevdim ben
Sabahlarımızda günaydını
Çayın buğusunda demlenen aşkı
Her geçen gün acın biraz daha fazla yüreğimde
Hani herşeyin ilacı zamandı
Sensizliğin ilacı yok baba
Şimdi elimdeki çayın eskisi gibi tadı tuzu yok babam
Aklımda yüreğimde her anımda sen
Çayı da çok severdin ya hani
Saçlarının toroslarında sakla beni
Rüzgarınla savur tüm engelleri.
Gözlerindeki uçurumlardayım biliyorum.
Her an infaz edilmeye mahkum duygularım...
Katletme diyemiyorum.
Ne gelirse senden gelsin diyerek yutkunuyorum ,söylemek istediğim tüm sözcükleri.
Ah ,kolum kanadım !
Yüreği yaralım
Kendine yabancım
Dudakların kıyısından dökülen gülücükleri
Silmeye kıyamadığım
Mutluluk kaynağım
Günahını döker gibiydi güz
Anadan üryan ...
Kahır yüklü bağrında
Yanardı ah ! Kırmızı kandiller... Kulaç atardı umutlar
Güz kaçığı kulvarında... Kimin ahını almıştı güz ,
Nasıl bir vebaldi bu
İçinden bir eylül geçer ömrün
Uzayıp giden bir yol
Bir eylül sancağı elimde
Yüreğimde zamansız güz artığı
Her sabah yepyeni umutlara gebedir aslında
Gecenin karanlık dehlizinden aydınlığa süzülen bir serüvende yer alırsın
Ama hergünün bir önceki günden farklı olduğunu anlayamazsın
Güneş bile bambaşka doğar
Bir sabaha neler sığmaz ki
hadi sizlerde yeni umutlara, ufka yelken açın
Sessizliğin içimde bi çığlık olup
Büyüdükçe büyüyor...
Oysa uzun boylu sevmiştim seni ben
Şimdi bu uzun bekleyişler niye
Kirpiğinde bir inci tanesisin sabahların
Özlemlerini asıyorum ruhuma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!